güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Tarih Akışı İçerisinde Türk- Alman İlişkileri ve Kamen-Bandırma Dostluğu

Yazının Giriş Tarihi: 22.12.2021 00:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.12.2021 00:06

İkinci Wilhelm Osmanlı Devleti dâhil olmak üzere Türk İslam devletlerinde insanların hatırlanmak ebediyetleşmek için hayır eseri bir hassa çeşme yaptırdığını fark etmiştir. Ona göre Türklerde ebediyetleşmek unutulmamak için su kültürüne hizmet etmek çeşme sebil yapmak önemlidir. Çünkü Türkler suyu yeryüzünde en uzun ömürlü nesne kabul eder, yaptıkları işten memnun kaldığı kişilere çok uzun ömürlü ol manasına “ Sular kadar ömrün olsun” derler. Halka böyle bir armağan veren ikinci Wilhelm ikinci Abdülhamit’e Almanya’da hazırlayıp gönderdiği şahsi bir armağanı oldu. İkinci Wilhelm gezi başladığı sırada ikinci Abdülhamit’le karşılıklı sohbette bulundu. Bu sohbet esnasında ona kitaplarından ve kütüphanesinden bahseden ikinci Abdülhamit’in iyi bir kitapsever olduğu fark etti. İkinci Wilhelm’e atalarından da söz etmiştir. Bu ataları içerisinde en çok Yavuz Sultan Selim’i sevdiğini vurgulamış ona hayranlığını dile getirmiştir.

İşte ikinci Wilhelm Almanya’ya döndükten sonra göndereceği hediyeyi hazırlarken 2. Abdülhamit’in bu sözlerinden yararlanmıştır. Yavuz Sultan Selim’in divanının Almanya’daki en son matbaacılık Hünerleriyle basılmasını emretmiş basılan bu eserin bir nüshasını muhteşem bir cilt haline getirip Sultan 2. Abdülhamit’e göndermiştir. 2. Wilhelm’in Osmanlıya yapmış olduğu ilk gezisinin dostluğunun anısına yaptırdığı Alman Çeşmesi Türk halkına, 2. Abdülhamit’e dostluk armağanı olarak Sultan Ahmet Meydanın da yerini almıştır. Bu çeşme gubbesinin Alman miğferine olan benzerliği ile bir bakıma 2. Wilhelm’in yani Alman imparatorluğunun mührünü sembolik olarak Osmanlı topraklarına vurmuş oluyordu.

Sekiz sütun üzerine Alman askeri miğferini andıran gubbesi; gubbe içinde 2.Wilhelm’in arması 2. Abdülhamit’in tuğrası olmak üzere o günlerin Almanya- Osmanlı dostluğunu dile getiren somut bir taş belgesi olarak hala ayakta durmakta o dostlu yansıtmaktadır.

Nasıl ki Potsdam’deki Prusya kralı Frederik tarafından yaptırılan kubbeli bina Almanların Türklerle ilgilenmesini hatırlatıyorsa bu çeşmede Almanların çıkara dayanan Türk dostluklarını dile getirmektedir.

İkinci Wilhelm bu gezi sırasında Osmanlı Devletinin mali durumuna da bakmıştır ve bozuk olduğunu görmüştür. Kafasında şu yer etmiştir eğer Osmanlı devletiyle dostluk kuracaksa gerektiğinde parasal yönden ona destek yapması gerekecektir. 2. Wilhelm gezi bitip ülkesine döndüğünde kafasındaki dünya hâkimiyeti planlı çalışmalarına devam etmiş hız vermiştir.

Oysa onu ağırlayan 2. Abdülhamit bu geziden sonra şahıs olarak da devleti açısından da daha rahatsız ortama girmiştir. Gerçi o bu gezi öncesindeki Avrupa siyaseti olan halk tabiriyle kuvvetli Avrupa Devletlerine mavi boncuk dağıtma siyasetini sürdürmüştür. Ama Alman İmparatorunun bu dostluk gezisi diğer Avrupa devletlerini şüphelendirmiştir. Tabiri cazibe ok yaydan çıkmıştır. Onlar Osmanlıdan toprak parçası koparmak çalışmalarını hızlandırıp sürdürürken; Alman dostu ve Osmanlı İmparatorluğunun toprak bütünlüğünün koruyucu kabul ettikleri 2. Abdülhamit’e de saldıra geçtiler.

Onu devirmek için ona karşı harekete geçen ona düşman olan Ermenileri, Türkleri ve onların değişik formasyonu ardılları olan ittihatçıları korumuş ve desteklemişlerdir. Mesela onların yani Ermenilerin 2. Abdülhamit’e karşı düzenledikleri başarısız suikast bu meyanda bir çalışmadır. Abdülhamit sonraki dönemde iş başına geçecek olan ittihat ve terakkinin 2. Abdülhamit’i devirmesinde 31 Mart vakasında harekât ordusu olayında bile bu Avrupa devletlerin rolü olduğunu ileri sürenler mevcuttur. Bu arada gerek Alman İmparatorlunda gerek Osmanlı İmparatorluğunda Yahudi azınlığının çok serbest ve geniş serbest imkânlarla yaşadığını bu Alman dostluk gezisi sonunda Yahudilerin Filistin’de bir yurt edinme çalışmalarına hız verdiğini de hatırlatmak isterim.

Sultan Abdülhamit devrildikten sonra Sultan Mehmet Reşat’ın ilk zamanlarında Osmanlı Devleti Almanya İmparator münasebetlerinde bir duraklama olmuştur. Osmanlı Devleti klasik Fransız İngiliz dostluğuna yönelmiştir. Bunda da şaşırılacak bir şey yoktur. Zira Osmanlı Devleti Kanuniden bu yana Batıda dostluğu hep Fransa’da aramıştır. Bunu sebebi Osmanlı yönetiminde bu davranışın alışkanlık haline gelmemesidir. Yoksa Osmanlı Padişah en az 5-6 tanesinin annelerinin Fransız kökenli olması nedeniyle hanedanda meydana gelen Fransız kanının ağırlığının Fransa’yla dostluğa yöneltmesi midir. İşte burası bilinmez. Bu konuda dikkat çeken bir yön Osmanlı Valide Sultanları içerisinde İngiliz, Rus, Romanyalı, Rum olanlar olduğu söylenirse de içlerinde bir tek olsa Alman kökenli yoktur. Devam edecek…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.