güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Tarih Akışı İçerisinde Türk- Alman İlişkileri ve Kamen-Bandırma Dostluğu

Yazının Giriş Tarihi: 15.12.2021 00:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.12.2021 00:06

Moltke’den aldığı ve benliğinde geliştirdiği dünyaya hakim olma, Osmanlıya yönelme, Osmanlıyla dost olma, Osmanlıyla ittifak kurma fikirlerinin etkisiyle kendisine derhal bir dış siyaset tespit etmiştir. Bu dış siyasete şarka doğru (Nach Osten) adını vermiştir.

Bu siyasetin uygulanması için 2. Wilhelm adı açıkça sömürge olmasa da temsil ettiği bakir kaynaklar Alman sermaye ve tekniği için en elverişli ülke Osmanlı idi. Asya’da, Afrika’da, Avrupa’da hala geniş toprakları olan Osmanlı ülkesi ile bu nedenle ilgilendi. Dost olmaya çalıştı, dost göründü.

2 Wilhelm zahiri sebep olarak Alman Osmanlı dostluğunu geliştirmek, pekiştirmek amacıyla bir gezi gerçekleştirdi. 2 Abdülhamit döneminde gerçekleşen bu gezinin asıl amacı 2. Wilhelm’in şarka doğru siyasetinin uygulanmasına başlanması ve Osmanlı padişahı olup kendisi için hatta Avrupa devletleri için şahsi hüviyeti meçhuller perdesi arkasında kalmış 2. Abdülhamid’i tanımaktı.

Tabii ki bu gezinim bir amacı da hocası Moltke’nin hatıralarıyla belirlediği Osmanlıya ait saha ve durum bilgilerini bizzat yerinde gözlemlemekti. Ama şurası bir gerçektir ki 2. Wilhelm’in bu gezisinin ana amacı şarka doğru siyasetinin hedefi olan Osmanlı devletinin başındaki 2. Abdülhamid’i tanımaktı.

Zaten 2. Wilhelm bunu bazı kaynaklarda elde ettiğimiz bu konuyla ilgili beyanında açıkça dile getirmiştir. Osmanlı ülkesinde geziye başlamadan önce çeşitli kaynaklarca hazırlanmış 78 adet özel raporu okuyup inceledikten sonra bu geziye çıktığını söylemiştir.

Gerçi 2. Wilhelm’in bu gezisinin daha önce de belirttiğimiz gibi 2. Abdülhamid’i yakından tanımaktı. Ama Moltke’nin hatıratından Osmanlı hakkında edindiği bilgi ve izlenimleri şu andaki durumunun ne olduğunu görmek isteğinin de bu gezinin etkenlerinden olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim. 2. Wilhelm 1898 27 Eylül’ünde özel yatı ile İstanbul’a gelirken bu duygu ve düşüncelerle yola çıktığında onu karşılayacak olan 2. Abdülhamid’de onun Osmanlıdan neler isteyeceğini ne gibi tavizler koparmaya çalışacağını bu gezisinin ardında neler olduğunu merak ediyor, kendince ön araştırmalarla şüphesiz araştırıyordu.

2. Wilhelm’in bu geziden bir şeyler beklediğini zaten onunla birlikte İstanbul’a gelen heyetin kalabalık olması bu heyette tanınmış teknik adamların hem de Prusya hanedanına mensup pek çok bireyin bulunması heyeti oluşturan teknik adamların farklı alanlarda branşlarında söz sahibi özelliğinde kişiler olması zaten açıkça ortaya koyuyordu.

2. Wilhelm’in Osmanlı ülkesindeki gezisini Kudüs şehrine kadar uzattığını görüyoruz. Aslında din yönünden faal olmayan itikat bakımından zayıf dinle bağı zayıf olan 2. Wilhelm’in kendi memleket halkından topladığı paralarla yaptırdığı Kudüs’deki bir kiliseyi bir gezi esnasında bizzat açmak istemesi de oldukça manidardır. Ve kanaatimce gezisinin asıl hedeflerini Osmanlı Sultanı ve yöneticilerinden gizlemek için bahane olara gösterilen göstermelik bir icraattır.

Belki de Osmanlıyla ilgili niyetlerini aslında Avrupa’nın diğer büyük devletlerinden gizlemek için bu geziye sebep gösterilen paravan bir durumdur. 2. Wilhelm’in kafasında 7B projesi diye özetlenen bir proje vardır.

Bu projenin aslı şudur: Fransa’yı kesin yenilgiye uğrattığı, Prusya’nın kesin liderliği altında Alman milli birliğini kurduğu 1871 yılından sonra Almanya her alanda müthiş bir ilerleme göstermiştir. Her sahada sıçramalar yapmıştır. Kara ordusu dünyanın en güçlü kara ordusunu oluştururken, Alman tezgahlarında yaptığı dretnotlarla takviye ettiği donanması da denizlere hakim İngiltere’yi düşündürmeye başlayacak seviyeye ulaşmıştır.

Bu arada kendisi gibi Germen (Alman) olan Polonya’nın bir kısmını Çekoslavakya’yı Macaristan’ın sınırları içerisinde bulunan; Bosna Hersek’te fiilen hakim olan Avusturya Macaristan İmparatorluğuyla kader birliği anlaşması yapan Almanya’nın hükümdarlık sahasının oldukça genişlediğini görüyoruz. Öyle ki Almanya Baltık kıyılarından Balkanlara kadar geniş bir sahada söz sahibi hakimiyet sahibi durumuna gelmiştir. Devam edecek…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.