Tarih Akışı İçerisinde Türk- Alman İlişkileri ve Kamen-Bandırma Dostluğu

Nitekim M.S.1095’te başlayan başta Anadolu olmak üzere Orta Doğu İslam dünyasını haliyle İslam dünyasının temsilcisi olma görevini üstlenen Selçuklu ve Eyyubi Türk devletlerini ve onların ardılı olan Türk devletlerini hedef alan Haçlı seferlerinin en fazla asker vereni Almanlar olmuşlardır. 1. Haçlı Seferinden başlayarak bu seferi müteakip gerçekleştirecek bütün Haçlı Seferlerine Almanlar millet olarak katılmışlar.

Bütün mücadelelerde yer almışlardır. Haliyle ilk çağlarda Avrupa sahasında köken ayniliği birliktelik gösterdiklerine dikkat çektiğim Türklerle bu kez hasım olarak karşı karşıya gelmişlerdir. Bu mücadelelerde Türklerle karşı karşıya gelmiş olan Almanlar pek çok zayiat vermişler, can kaybına, kan kaybına uğramışlardır. Pek çok Hıristiyan Alman Türk yönetimindeki Anadolu Suriye sahasında toprak olmuşlardır.

Tabi onlarla mücadele eden Türkler de can ve mal kaybına uğramışlar, zayiat vermişlerdir. Bu karşılaşmada Almanları Türklerle karşı karşıya getiren neden bu sahalarda Hıristiyan yurtları vatanları oluşturmak arzuları, Türkleri onların karşısına çıkaran duygu ise İslam Türk toprağı olan sahaları onların işgalinden korumak arzularıdır. Haçlı seferlerinde her iki millet dini duygularla ve vatan müdafaası duygusuyla karşı karşıya gelmişlerdir.

İlk çağda paralı asker olarak gelen Kelt atalarından sonra Anadolu topraklarına ayak basan Alman savaşçıları Haçlı seferleriyle Anadolu’da görülmüşlerdir. Bu seferlerde en tanınmış Alman yöneticisi Almanların Kralı 3. Konrad’tır.(Conrad) Bu kral 2. Haçlı seferine katılmış başarısız olmuş ve ülkesine geri dönmüşlerdir. Almanların bu konuda ünlü bir diğer yöneticisi de Alman İmparatoru Frederich Barboros (Frederic Barborossa)’dır. Bu İmparator Fransa Kralı, İngiltere Kralı ile birlikte 3. Haçlı seferine katılmış ancak diğerleri deniz yolunu kullanırken bu kara yolunu kullanıp karadan Anadolu’ya girmiştir. Karşısına çıkan Selçuklu Türkleriyle Türkmen kuvvetleri karşısında başarılı olamamış üstelik Silifke çayını geçerken boğulup ölmüştür.

Almanların Haçlı seferlerindeki etkinliği bu iki sefere komuta eden krallarının yönetiminde katılmalarıyla sınırlı değildir. Almanlar Haçlı seferlerini hemen hemen hepsine hatta Bizans İmparatorluğunu yıkıp İstanbul’da Latin İmparatorluğu kurulmasını getiren 4. Haçlı seferine bile katılımları mevcuttur.

Ama Almanlar Galat adı altında ilk çağda nasıl Anadolu’ya geçip paralı asker olarak Anadolu’daki devletlerin emrinde çalışmışlar, varlıklarını bir müddet sürdürmüşler, zamanla eriyip gitmişlerse Haçlı Seferlerinde de aynı duruma düşmüşlerdir. Haçlı Seferlerine katılan Almanlar ya Anadolu da veya yine Türkler elinde bulunan Suriye ve Filistin sahalarında bir müddet görülüp aynı şekilde oralarda eriyip yok olmuşlardır.

Haçlı seferleriyle özdeşleşen Almanlar bunun neticesi çok zayiat vermişler, Hıristiyan dininden, din adamlarından, Papa’dan şüpheye düşmüşlerdir. Çünkü onlar tarafından kendilerine söylenen ve vaat edilenlerin gerçekleşmemesi Alman toplumunda onlardan şüphe edilmesini ve onlara olan inancın kaybolmasını doğurmuştur. Haçlı Seferlerine kadar Hıristiyanlığın başta Papa olmak üzere Katolik din adamlarının fanatik savunucusu olarak Türklerle savaşmışlar bunun neticesinde çok kayıp vermişlerdir.

Aynı şekilde Türklerde çok kayıp verdiğinden her iki taraf birbirinin amansız düşmanı durumuna düşmüşlerdir. Haçlı Seferleri sonunda Almanya’da yeni mezhep arayışları Hıristiyan dininde reform çabaları ortaya çıktığından Almanya ve tüm Avrupa uzun süreli din savaşlarına sahne olmuştur. Kutsal Roma Germen İmparatorluğu çözülmeye başlamış Almanya’da bir tek devlet değil irili ufaklı pek çok devletin yer aldığı bir devletler kümesi oluşmuştur. Bu devletler kümesinin liderliği Avusturya İmparatorluğuna geçmiş, en büyük Alman Devleti Avusturya olarak görünür olmuştur.

Avusturya’nın Osmanlılarla mücadele etmesi onlara haraç ödemesi bu devleti Türk düşmanı yaparken onun Avrupa’daki en büyük desteği kutsal Roma Germen İmparatoru Şarlken’ide Türk düşmanı Osmanlı düşmanı durumuna getirmiştir. Şarlken’le mücadele eden Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman’ın Alman seferi Türklerle Almanları Almanya içlerinde kanlı bir mücadeleye atmış Türk Alman düşmanlığı daha da artmıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ın ve ardıllarının Avusturya Macaristan seferleri 1. Viyana Muhasarası Güns ve Zigetvar Fetihleri gibi mücadeleler bu düşmanlığı daha da arttırmıştır.

Osmanlıların Lehistan’a himaye kurmaları Erdel’i kendilerine bağlamaları Macaristan üzerindeki nüfusları Avusturya’yı dolayısıyla Alman dünyasını Osmanlı düşmanı haliyle Türk düşmanı yapmıştır. Almanların büyük kitlesi Türk düşmanı iken yeni kurulan kurulma durumunda bulunan Prusya Osmanlı devletine dostluk sunmaya hazırlanmaktadır. Devam edecek…