güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Tarih Akışı İçerisinde Türk- Alman İlişkileri ve Kamen-Bandırma Dostluğu

Yazının Giriş Tarihi: 15.11.2021 00:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.11.2021 00:09

Alman- Türk münasebetlerinden, birlikteliklerinden ve dostluklarından bahsetmek için; önce Avrupa- Asya arasındaki münasebetlere ve birliklere bakmak gerekir. Çünkü söz konusu olan Alman- Türk münasebetlerinde, birlikteliklerinde ve dostluklarında taraf olan Türkler Asyalı bir insan grubu iken Almanlar Avrupalı bir insan grubu durumu arz etmektedirler.

Bu nedenle bu iki grup arasındaki ilişkileri izah için ana zemin olarak Avrupa- Asya arasındaki ilişkileri izahla işe başlamak şarttır diye düşünmekteyim.

Evet, tarih akışı içerisinde olaylara insani cereyan ve cevelanlara baktığımızda Asya kıtası gerek cereyan açısından gerek cevelan açısından başlangıç noktasını oluştururken Avrupa kıtası bu cereyanların varış veya bitiş noktasını oluşturmuştur. Gerçi ender olarak Avrupa’dan Asya’ya yönelen cereyan ve cevelanlar da olmuştur. Ancak bunlar oldukça az sayıda ve sınırlıdır. Hatta bunların büyük çoğunluğu daha önce Asya’dan Avrupa’ya yapılmış göç hareketlerini geri çekilişi şeklindedir. Tabi ki çok az sayıda da olsa bunun aksi yani önce Avrupa’dan Asya’ya göç edip sonra tekrar Avrupa’ya geri çekiliş şeklinde olan göçler de vardır.

Avrupa kıtası tarih boyunca Asya’dan insan kitlelerinin göçünü almış ve bünyesinde barındırmış kıta olması hesabıyla, üzerindeki medeniyet ve milletlerin oluşumunda Asya’nın Asyalı göçmenlerin oldukça büyük çapta etkisinde kalmış, etkilenmiştir.

Bu nedenle diyebiliriz ki Avrupa üzerinde yaşamış veya yaşayan pek çok medeniyet, pek çok millet oluşumunu Arya’lı göçmenlere borçludur.

Haliyle bugünkü Avrupalı Milletlerin, oluşumunda Asyalı göçmenlerin bu göçmenlerin ana kolu olan Türklerin, Turanîlerin, kanı büyük oranda mevcuttur, mevcut olmalıdır.

Bugün Avrupa devletlerinin bayraklarına baktığımızda iyi bir gözlemleme zaten bunu fark edecektir. Benim kendimce bayraklar teorisi dediğim bir iddiam vardır. Bu iddiamın özü akraba milletlerin bayrakları az çok birbirine benzer şeklindedir. Bunu biraz daha genişletirsek ve Türklük açısından söylersek şunu da dile getirebiliriz; “Türk’le Türklükle münasebetlerini akrabalıklarını koruyan milletler bayraklarında mutlaka Türklere ait renkleri ve ya şekilleri mutlaka korumaktadırlar. Bu nedenle bayraklarında Türk renkleri ve şekilleri bulunan milletler ya köken itibariyle Türk’türler veya Türklerle uzun süre birlikte yaşamış gerek etnik gerek kültürel sahada karışıp kaynaşma göstermiş etkileşime uğramışlardır.” Tabi bu bayraklar teorisinin geçerliliği başka milletlerin veya medeniyetlerin münasebet ve ilişkileri açısından da geçerliliği söz konusu edilebilir.

Bu teorime göre bayraklarında Türk rengi ve Türk şekli taşıyan irdelendiğinde Türk kültür öğeleriyle izah edilebilen oluşumlar olan pek çok Avrupa Devletinin kökeninde Türklük Turanîlik görmek pek ala mümkündür. Nitekim İtalyalıdan Fransız’ına İngiliz’inden Rus’una, Alman’ına varıncaya kadar pek çok Avrupalının kanlarında Asyalı Turanîlerin Türklerin kanı olmalıdır. Çünkü yaşadıkları sahalar tarih boyunca mut aitlik kereler pek çok defa Turanî Türk göçlerinin ulaştığı sahalardır. Üstelik bu ulaşan göçler ulaştıkları bu sahalarda mutlaka bir müddet yerleşmişler, Turanîler ve Türkler bu sahalarda medeniyetler kurup Devletler kurup yaşamışlar hatta etraflarına hâkim olmuşlardır.

Avrupa Asyalı Turanî Türk göçmenlerini insanlık tarihinin başlamasıyla birlikte almaya başlamıştır. Tarih öncesi çağlardan itibaren Asyalı Türkler Turanîler Avrupa’ya göç etmişlerdir. Efsanevi Orta Asya göçlerinin ana hedef noktalarından varış noktalarından biri Avrupa kıtasıdır. Avrupa Asyalı Turanî Türk göçmenlerini alırken bu göçmen kitleleri iki ana geçitten Avrupa’ya ulaşmıştır. Yani Turanîlerin Türklerin Asya’dan çıkış noktaları iki ana geçitten ibarettir. Bunlardan ilki Ural dağları- Hazal denizi arasındaki düzlük sahadır ki bu sahaya üzerinden pek çok geçiş yapıldığı için kavimler kapısı denir. Kendi gibi bir geçit daha Güneyde mevcut olduğundan bu geçit sahasına 1. Kavimler Kapısı denir. Yine Asya’dan çıkacak Türklere ve Turanîlere geçit olan bir diğer saha Hazar Denizi –Zağros Dağları arası düzlükleri şeklinde mevcuttur ki buna da 2. Kavimler Kapısı denir. Asya’dan Avrupa’ya göçen Türkler Asya’dan Avrupa’ya göçlerinin ve geri dönüşlerinin çoğunu doğu Avrupa Kuzey Avrupa Karadeniz’in Kuzeyi yoluyla çoğunlukla 1. Kavimler Kapısı üzerinden yapmıştır. Gerçi bunun istisnai olarak bazı Turanî ve Türk göçmenler 1. Kavimler Kapısından çıktıktan sonra Kafkasya ve Anadolu üzerinden boğazlar yoluyla Trakya ve Balkanlar üzerinden Avrupa’ya geçmişlerdir. Şurasını da vurgulamak isterim ki 1. Kavimler Kapısından geçip Karadeniz’in kuzeyinden Avrupa’ya giren Türkler Turanîler öncelikle Kuzey Avrupa Orta Avrupa sahalarına yerleşmişler daha sonra Avrupa’nın diğer sahalarına ulaşmışlardır. Kuzey Avrupa ve Orta Avrupa’ya gelen Türk göçmenler Turanî göçmenler daha ilk çağdan başlayarak belki de tarih öncesi çağlardan başlayarak bu sahalara gelip yerleşmişlerdir. Avrupa’da görülen tarih öncesi çağlara ait Dolmen ve Menhirlerin yaratıcılarının Asya’dan Avrupa’ya gelen Turanîler Türkler olmadığını kesin olarak kim ortaya koyabilir. Devam edecek…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.