O zamanın uyarınca Akdeniz'de korsanlığa başlamış ve kısa zamanda adından söz edilir ünlü bir Türk korsanı durumuna gelmiştir. Kıvrak zekası sayesinde pek çok tehlikeler atlatmıştır. Ama oda modaya uyarak kendini Anadolu sahillerinden uzakta Afrika sahillerinde bulmuş Tunus ve Trablusgarp sahillerinde korsanlık yapmaya başlamıştır.
Nitekim Tunus'taki hapsi hükümdarın sağladığı bazı kolaylıklardan yararlanarak onlardan erzak ve cephane tayfa temin etmek karşılığında onlara ganimetlerinden pay vererek yaşamını sürdürmeye başlamıştır. Bu sahiller Avrupalıların bil hassa İspanyolların İslam halka saldırısına ve zulmüne açıktır. Ve bu sahalarda İspanyollar sürekli denizcilik faaliyeti halindedirler. Turgut Reis bunlarla mücadelede etken olmuş. Bilhassa Tunus bölgesindeki Mehdiye’yi kendisine üst kabul ederek yaşam ve mücadelelerini sürdürmüştür.
Bu arada kendisine ait gemi sayısını artıran Turgut Reis İspanyolların Mehdiye’yi ele geçirmesinden sonra Cerbe adasını Trablusgarp sahillerini kendine üst kabul etmiş ve oralarda mücadelelerini sürdürmüştür. Ama İspanyollar onu kendileri için tehdit saydıklarından oraya da yöneldiklerinde Osmanlılardan yardım istemiş Kanuni ile görüşerek Trablusgarp'ı fethetmekte kendisine yardım edilmesini istemiştir. Fethedilen yerin Osmanlılara bağlanmasını, ancak fethedildiğinde buranın beylerbeyliğini kendisine verilmesini istemiştir.
Nitekim yapılan mücadele ile Trablusgarp ve Cerbe adası fethedilip, Trablusgarp Osmanlılara katılınca Sadrazam Sokullu'nun emriyle buranın beylerbeyliği Sinan Paşa'ya verilmiştir. Barbaros öldükten sonra Kaptanı Derya olması gerekirken bu görevde büyük ihtimalle Sokullu'nun tesiri ile kendisine verilmeyecektir. Ama Barbaros sağlığında Turgut Reis'i takdir eden bir amiraldir. Turgut Reis'in hayatı iniş çıkışlarla doludur. Pek çok baskınlara uğramış, pek çok defa ele geçirilmek üzere kıstırılmışsa da yakalanamamıştır. Nitekim böyle bir sıkıştırma anında gemilerini Fatih Sultan Mehmet gibi körfezi kaplayan düşman donanması körfezi beklerken o karadan yürüterek körfezin arka tarafından denize indirerek kuşatmadan kaçıp kurtulmayı başaran ender liderlerden birisi olmuştur.
Ama talihsizlik onu da vurmuş nitekim hiç beklemediği bir anda Andrea Doria'nın yeğeni Jenatino Doria'nın adamlarının eline esir düşerek İtalya'ya götürülmüş ve Andrea Doira'ya hediye edilmiştir. 3-4 sene onun gemisinde forsa olarak çalıştırılmıştır. Onu bu esaretten Fransa'daki Tulon'dan dönen Barbaros'un Cenova limanına baskın yapıp şehri tehdit etmesi ve Andrea Doria'dan 3000 lira karşılığında Turgut Reis'i serbest bırakmasını istemesi kurtarmıştır. Barbaros kurtardığı Turgut'u kendisine gemi vererek tekrar denizciliğe sevk etmiş ve Turgut Reis Akdeniz'de yeni velveleler yaratmıştır.
Öyle ki Avrupalılar Akdeniz kıyısında oturan kişiler çocuklarını korkutmak için Dragut geliyor demeye başlamışlardır. Bil hassa İspanyollarla Malta Şövalyeleri ile çok savaşmıştır. Resmen Kaptan'ı Derya olamamıştır. Ancak Osmanlı donanması Turgut Reis'i o kadar sevmiştir ki onu takip etmek uğruna Kaptan'ı Deryalarını karada bırakarak gemileriyle arkasından onunla bir yola çıkmışlardır. Nitekim Trablusgarp'ın fethinden sonra Beylerbeyliği kendisine verilmeyince durumu şikayet için İstanbul'a hareket ettiğinde onun gemileri ile birlikte tüm Osmanlı donanması da harekete geçmiştir.
Oysa Kaptan'ı Derya Sinan Paşa karadadır. Turgut Reis bir müddet yol aldıktan sonra durup donanmayı geriye dönmeye ikna etmedikçe donanma yanından ayrılmamıştır. Donanmayı tekrar Kaptan'ı Deryasına gönderen Turgut Reis İstanbul'a gitmiş ve Cuma selamlığında önünden geçen Kanuni'nin atını dizginlerinden tutarak durumu ona iletmiştir. Başka birisi yapsa kellesini kaybedecek olduğu bu davranış karşısında Kanuni onu affedip Trablusgarp Beylerbeyliğini ona vermiştir. Ve ölene kadar da bu görevde kalmıştır. Bu nedenle bu günkü Libya bölgesini biz Türklere vatan yapan kişi Turgut Reis'tir.
Sadece Trablusgarp değil, Tunus ve Trablusgarp bölgesi halkı bugün dahi kendini biz Türklere yakın hissediyorsa bunda Turgut Reis'in payı büyüktür. Hatırlatmak isterim ki Tunus bayrağı bayraklar içerisinde bayrağımıza en yakın görüntü içerisinde olan bayraktır. Bu görüntüdeki bayrağın olduğu sahaları bize armağan eden Turgut Reis olduğu unutulmamalıdır.
Turgut Reis ömrünün son günlerinde Malta kuşatmasına katılmış Kanuni'nin bütün tembihlerine karşılık onun tavsiyeleri uyarınca yapılması gereken Malta kuşatması o gelmeden başlandığından yanlış kuşatılmış belki de bu yüzden netice alınamamıştır. Buna rağmen kuşatmada ölene kadar çalışmış atılan bir güllenin parçaladığı kaya parçalarının isabeti neticesiyle yaralanan Turgut Reis yaralandığı günden beş gün sonra 21 Haziran 1565'te Malta kıyılarında vefat etmiştir. Cenazesi buradan alınarak Trablusgarp'taki caminin bahçesindeki türbesine defnedilmiştir. Devam edecek…