güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

PEYGAMBERLER TARİHİ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Görünüşte uygulamaları puta tapıcılığı andıran, ateşperestliği andıran bir din şeklinde görünse de bu dine ait bazı uygulamaların semavi dinlerde de benzer fakat farklı uygulamalarına rastlanması daha önce de belirttiğim gibi ölümden sonra tekrar dirilmeye yönelik inançları sırat köprüsü gibi semavi dinlerde söz konusu olan pek çok kavramları anlatımları ifade eden beyanlarıyla Zerdüşt dini Zerdüşt’ün peygamberliğini çağrıştıran, düşündüren bir durum yaratmaktadır. Çünkü Zerdüşt’ün yaşamı hakkındaki bilgiler ve ortaya koyduğu sistemsel bir din Zerdüşt’ün Kuran da yer almayan peygamberlerden biri olup olmadığını sorgulatacak özellikte bir kişilik ortaya koymaktadır. Nasıl Hıristiyanlık İsa peygamberin getirdiği sistemi koruyamayıp Musa peygamberin getirdiği koruyamayan Musevilerin dini uygulamalarındaki bozulmalar söz konusu olabilmişse Zerdüşt’ün getirdiği sağlığında hak din olan bir din söz konusu iken daha sonra bozulan bugünkü Zerdüştlük dediğimiz dinin ortaya koyucusu bir peygamber olup olmadığını düşündürüp tartışma konusu yapılabilecek bir kişiliği olduğunu vurgulamak mümkündür düşüncesindeyim. Kesin olarak Zerdüşt'ün peygamber olmasını söylemek mümkün değilse de acaba Kuran da yer almayan bir peygamber olup olmadığını düşündürebilecek, sorgulatabilecek bir kişiliği olduğu da söz konusudur düşüncesindeyim.

4. Amenofis

Aslında Mısır firavunlarından biri olmasına karşılık firavun tabirini anlam bakımından değiştirecek özellikte bir şahsiyettir. Firavunların hepsi kendilerinin Tanrı olduğu iddiasına karşılık kendini Tanrı görmeyip tek bir Tanrı'nın varlığına inanıp böyle bir Tanrı'ya inanan bir dini sistem ortaya koymaya ve icraa etmeye yönelen kişiliği ile bir peygamber bir Allah elçisi konumu arz ettiren bir firavundur. Kuranda ismi geçmemesine rağmen ortaya koyduğu dinin sembolü olarak güneş kursu şeklini kabul ettiği söylendiğinden Kuranı Kerimde bulunan şems suresinde güneş ve aya işaret edilmesi göz önünde tutularak acaba Kuran da 4. Amenofis'e veya ortaya koyduğu tek Tanrılı dine mi dikkat çekilmektedir diye düşünmek söz konusu olabilir düşüncesindeyim. Bu sure ile kendisine işaret edilmese de ortaya koyduğu Aton dininin Mısır ve dolayısıyla Orta Doğuda ki tarihte bilinen ilk dinlerden biri olması nedeniyle bu dini ortaya koyup sistemleştiren 4. Amenofis'in kuran da ismi zikredilmeyen bile olsa peygamberlerden biri olması söz konusu olabilir düşüncesindeyim. 4. Amenofis'in hayatı hakkında genel kaynaklarda bilgi araştırdığımızda şu bilgilere rastlamaktayız:

“Tek Tanrıya İnanan Firavun; IV. Amenofis:

  Mısır firavunları çoğunlukla zorba, baskıcı, savaşçı ve acımasız kişilerdir. Bu firavunların ortak özellikleri; Mısır'ın çok tanrılı dinini benimsemeleri ve bu din sayesinde kendilerini tanrılaştırmalarıdır. Ancak Mısır tarihinde bir tek Firavun vardır ki, diğerlerinden çok farklıdır. Bu Firavun tek bir Yaratıcı'ya inanılması gerektiğini savunmuş, bu yüzden  Amon Rahipleri ve bunlara destek veren bazı askerler tarafından büyük baskıya maruz kalmış, sonunda da öldürülmüştür. Bu Firavun MÖ 14. yüzyılda başa geçmiş olan IV. Amenofis'tir. IV. Amenofis MÖ 1375'te tahta çıktığında yüzyılların getirdiği bir tutuculuk ve gelenekçilik ile karşılaştı. Bu döneme dek toplum yapısı ve halkın kraliyet sarayı ile olan ilişkileri değişmeden gelmişti. Toplum, dış olaylara ve dinsel yeniliklere kesin olarak kapılarını kapalı tutuyordu. Antik Yunan gezginleri tarafından da tespit edilen bu çılgın tutuculuk, yukarıda da açıkladığımız gibi, Mısır'ın doğal coğrafi koşullarından kaynaklanmaktaydı. Firavunların halka benimsettirdiği resmi din, eski ve geleneksel olan herşeye katıksız bir bağlılığı zorunlu kılıyordu. Oysa IV. Amenofis, resmi dini benimsemiyordu. Tarihçi Ernst Gombrich şöyle yazıyor: Eski geleneğin kutsAdığı bir çok alışkanlığı kaldırıp, halkının, garip bir biçimde betimlenmiş sayısız tanrısına saygı göstermek istemedi. Onun için tek bir yüce tanrı vardı, o da Aton'du. Aton'a taptı ve onu güneş biçiminde imgeleştirtti. Öteki tanrıların rahiplerinin etkisinden korunmak için, sarayını bugünkü El-Amarna'ya taşıdı (E. H. Gombrich, Sanatın Öyküsü, Çev. Bedrettin Cömert, 4.b., İstanbul: Remzi Kitabevi, 1992, s. 41).

Babasının ölümünden sonra genç yaştaki IV. Amenofis, büyük bir baskıya maruz kaldı. Bu baskının Sebebi, geleneksel çok tanrılı Mısır dinini değiştirerek tek tanrı inancına dayalı bir din getirmiş olması ve her alanda köklü değişikliklere girişmesiydi. Ancak Teb önde gelenleri bu dini tebliğ etmesine müsâade etmediler. IV. Amenofis ve ahalisi Teb şehrinden uzaklaşarak Tell El-Amarna'ya yerleştiler. Burada "Akh-en-aton" Adında yeni ve modern bir şehir inşa ettiler. IV. Amenofis de "Amon'un Hoşnutluğu" anlamına gelen Adını, Akh-en-aton yani "Aton'a Boyun Eğen" olarak değiştirdi. Amon, çok tanrılı Mısır dininde en büyük toteme verilen isimdi. Aton ise, Amenofis'e göre "göklerin ve yerin yaratıcısı" idi, ki bu sıfatla Allah'ı kast etmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Bu gelişmelerden hoşnut olmayan Amon Rahipleri, ülkenin içinde bulunduğu bir ekonomik krizden de faydalanarak Akhenaton'un gücünü elinden almak istediler. Düzenlenen bir komplo ile Akhenaton zehirlenerek öldürüldü. Ondan sonra gelen firavunlar da hep rahiplerin etkisi altında kaldılar. Akhenaton'dan sonra başa asker kökenli firavunlar geçti. Bunlar eski geleneksel çok tanrılı dini yeniden yaygınlaştırdılar ve eskiye dönüş için önemli bir çaba harcadılar. Yaklaşık bir yüzyıl sonra da Mısır tarihinin en uzun süre hükümdarlık yapacak firavunu II. Ramses başa geçti. Ramses, birçok tarihçiye göre İsrailoğulları'na eziyet eden ve Hz. Musa ile mücadele eden firavundu.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.