١٤ يوليو ٢٠١٤، الساعة ٦:٠٢ ص
ayları sadece Amerika'da 70 milyona ulaşan, Başkan George W. Bush'un da en büyük takipçisi olduğu Evangelistler, İncil'de yer alan kehanetleri gerçekleştirmek için çalışıyor. Bu koyu Hıristiyanlar'a göre kıyamet 2000'li yıllarda Ortadoğu'da kopacak ve onlar da İsa Mesih sayesinde dünyaya hakim olacak.
Evangelistlerin hayallerinde kıyamet var
Dünyadaki pek çok insan Amerikan politikalarını artık İncil'deki kehanetlerin şekillendirdiğine inanıyor. Bush'a seçimi kazandıran Evangelistler ise Ortadoğu'da kıyameti hızlandırmak için çalışıyor. Tanrı ve Başkan bize İsa'yı Ortadoğu'ya getirme şansı doğurdu. Bu bana verilen bir emir!"... Bu sözlerin sahibi kan ve ateş altındaki Irak'ta Evangelistler için çalışan misyoner Tom Craig. Evangelistlerin Bağdat'ta şimdiden 9 kilisesi ve yüzlerce müridi var. Amaç Irak'ı Ortadoğu'da Evangelizm'in merkezi yapmak ve tıpkı İncil'de sözü edildiği gibi dünyanın bütün kavimlerini bu Kilisede toplamak. Evangelistlerin "Kilisesi" var ama aslında Protestanlığa ait küçük inanç farklarıyla bir araya gelen büyük bir ittifaktan söz etmek daha doğru. Genel olarak liberal Protestanların ve Baptistlerin dışında kalan tüm Protestanlar Evangelist adını alıyor. Kökleri Yunanca'da "Müjde" anlamına gelen "Evangelion"dan gelen bu isim İncilci tanımına denk düşüyor. Ancak kast edilen elbetteki "Eski Ahit" ve Mesih inancı. Protestanlığın bu yorumunda pek çok şey gizleniyor. Amerikan İsrail ilişkilerinden Büyük Ortadoğu Projesi'ne kadar kimi zaman "komplo" teorilerine boyanan kavramların altında 70'li yıllarda yeniden dirilen "Evangelizm" yatıyor. Evangelistleri bu aralar önemli hale getiren iyi ve kötü arasında kaçınılmaz olarak gerçekleşecek o yıkıcı savaşa, yani Armageddon'a olan inançları ya da insan eliyle yaratılacak kıyamet fikrini destekliyor olmaları ve dünyayı ele geçirmek istemeleri değil. 70 milyonluk nüfuslarıyla ABD seçimlerini etkilemeleri ve bu fikre inanan güçlü politikacılarının Beyaz Saray'da etkili olması. Durum böyle olunca ABD'nin Ortadoğu'daki etkinliği, İsrail sorunu ya da Büyük Ortadoğu Projesi gibi kavramların izi politikanın dinamiklerinde değil, kutsal kitapların satır aralarında sürülüyor. Ve dünya başkentlerinde Amerikan politikalarının, özellikle de Irak'ın işgalinin kaynağını "Eski Ahit"den aldığı şüphesi hızla yayılıyor. Ezici bir üstünlükle yeniden seçilen Bush 1985 yılından beri sık sık diz çöküp dua eden ve "Yaradan" sözcüğünü ağzından düşürmeyen bir Evangelist.
Seçimlerde pek çok Amerikalı politik kaygılardan çok, Bush'un yeniden seçilip "İncil'deki kehaneti gerçekleştirmesi" için oy verdi. Özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra sık sık "Haçlı Seferi" ya da "İyi-Kötü" gibi kavramları kullanan Bush'un bir politikacıdan çok dünyanın dört bir yanına yayılmış olan Evangelist vaizlerden biri gibi konuşması bu şüpheyi daha da belirginleştiriyor. Önceki Amerikan başkanları Carter ve Reagan da benzer cümleler kullanıyor, İsrail devletinin kutsallığından ve kıyametten söz ediyordu. Ancak Bush açık bir biçimde "Mesihçi" ve "kıyametçi" bir başkan olarak hepsini geride bırakıyor. 11 Eylül saldırısı da Evangelistlerin yükselişinde etkili oldu. ABD'de saldırıdan hemen sonra yapılan kamuoyu araştırmalarına göre kendisini "Evangelist" olarak tanımlayanların oranı yüzde 46'ya yükseldi. Irak'ın işgalinden sonra ise yüzde 50'nin altına düşmedi.Irak'taki Amerikan tanklarının üzerlerine asılan haçlar, çarpışmadan önce vaftiz olan askerler ve birbiri ardına açılan Evangelist Kiliseler işte bu gelişmelerin bir sonucu.
Peki nedir Evangelizm? Bu Hıristiyanlık yolunun kökenleri Martin Luther'e ve Protestanlığın kuruluşuna kadar gidiyor. Luther kendi kurduğu kiliseye "Evanjegelik Kilise Hareketi" diyordu. Protestanlık faizi reddeden Katoliklere karşı faizi serbest bırakıyor, "ahiretten" çok bu dünya ile ilgili düzenlemelere vurgu yapıyor, çalışmayı, ticareti ve üretimi kutsuyordu. Protestanlığın bu görece modern girişimleri bir reform hareketi olarak değerlendirildi. Ancak Protestanların en önemli farkı ilk beş kitabını Tevrat'ın oluşturduğu 39 kitaptan oluşan Eski Ahit'e inanmalarıydı. Eski Ahit, özellikle ABD'nin kuruluşunda farklı yorumlara ve anlayışlara yol açtı. Bu, bakış açılarında "kıyamete" ve "Mesihçiliğe" ayrı bir değer vermelerini sağlıyordu. Özgür iradenin "Tanrı" tarafından çizilen kaderin dışına çıkamayacağını öngören Evangelistler, bu kaderi hızlandırmak için Hıristiyanların ellerinden geleni yapması gerektiğini savunuyor. Ve Armageddon'la, yani "iyi" ile "kötü" arasındaki o büyük savaşla gelecek olan kıyameti ve Mesih'i hızlandırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Seçilmiş insanlar olduklarına inandıkları Yahudilerin, bir kıyamet koşulu olarak desteklenmesi gerektiğini düşünüyorlar. 70'li yıllardan itibaren yeniden dirilen ve muhafazakarlaşan Evangelizm aradan geçen otuz yıl içinde Hıristiyanlığın en hızlı büyüyen "Kilisesi" oldu. Ve Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler pek de yabana atılmamaları gerektiğini gösteriyor. 2004 yılında toplam sayıları 500 milyona ulaştı. Hıristiyan nüfusun 4'te birini oluşturuyorlar. 2050 yılında tüm Hıristiyan nüfusunun yarısı olacakları tahmin ediliyor. 70 milyon kişilik nüfusla en çok Amerika'da yaşıyorlar. Amerika'nın ardından en yoğun bulundukları ülke Brezilya (30 milyon). Evangelistlerin şu anki güçlü durumu 1970'li yıllarda ortaya çıkan yeni-Evangelizm akımıyla oldu. Şili'de Hıristiyanlar'ın 4'te biri Evangelist. Fas'ta halkı Evangelist yapmak için çalışan 150 misyoner var. Kaliforniya'da ünivesitede ders olarak okutuluyor. Onlara göre İncil Tanrı'nın kitabı, İyi ve Kötü arasındaki savaş (Armageddon) dünyanın dengesini oluşturuyor, dünyanın sonu geliyor, dünyada yaşanan her şey, yapılan her savaş Tevrat'taki efsanelerde, İncil'de anlatılıyor, İsrail vadedilmiş toprak ve günün birinde tüm Museviler İsrail'e dönüp Evangelist olacak... Onlar protestanlığın Evangelist mezhebine bağlılar... Irak Savaşı aslında hiç de görüldüğü gibi değil, ardında birçok dini etken olan bir savaştı. Ve olup bitenleri sadece Evangelistler anlıyordu. Evangelistler Amerika'yı tamamen ele geçirdikten sonra asıl hedefe yani dünyayı evangelistleştirmeyeyönelmişti. Bu da onların inanışına göre durdurulamaz bir dönemdi. Bu dönem tamamlanacak, bu uğurda ölünerek de İsa'nın yanına yükselinecekti. ( Sabah :03.07.2004 )
Bu mezhep sahipleri öyle görülüyor ki bu mezhep fikri ile dünyanın geleceği konusunda milletleri ve devletleri özellikle Ortadoğu devletlerini şekillendirme çabalarını sürdürecekler eğer muhaffak olabilirlerse amaçlarına ulaşmış olucaktır. Ama onların bu çalışmaları insanlık için büyük çarpışmalar çekişmeler olumsuzluklar getirebilecek görüntülere de sahip bulunmaktadır. Bu sebep ile avangelislerin kutsal kitaplarda söylenen kıyametin doğuşuna hizmet etmelerine de mümkündür. Yine aynı avangelist kitlenin sahip oldukları Mesih inancına dayalı inançları dahilinde Türkleri yecüc mecüc ilan etmeleri biz Türkleri düşman görmeleri sebebi ile biz Türklere de zor günler yaşatmaları büyük olasılık dahilindedir. Sonuç olarak belirtmek gerekirse Mesih inancı mehdi inancı kuranda yer almadığından Mesih tabirinin kuranda hz. Muhammed dahil farklı peygamerler için kurtarıcı anlamıda söylendiğinden bir mehdi ve hz. İsanın tekrar geriye dönemsini beklemek düşünceme göre islamiyete göre uygun değildir. Her ne kadar Mesih ve mehdi konusunda hadislerden bahsedilse de bunların sahi olduğundan da şüphe etmek gerekir. Düşüncesindeyim.