güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Peygamberimizin Doğum Günü Neden Hıdırellez Bayramı Olmasın?

Yazının Giriş Tarihi: 05.05.2021 00:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.05.2021 00:07

Türk Kültüründe ve İslam Kültüründe 6 Mayıs tarihi Hıdırellez adı altında kutlanan ve kutsal sayılan bir gündür. Bilhassa Anadolu başta olmak üzere Türk ve İslam dünyasında, bu günün kutlanması çeşitli rivayetlere, dayandırılırsa da, en önemli rivayet Hızır- İlyas peygamberler ile ilgili olanıdır. Bu rivayet biraz dini kaynaklara dayandırılır. Buna göre, bu tarihte, karada kurtarıcı olan Hızır Peygamber ile sularda Kurtarıcı olan İlyas peygamber bir subaşında veya su kenarında buluşup konuşurlar. İşte Hıdrellez bu buluşma gününün kutlandığı tarihtir. Hıdrellez tabiri de aslında Hızır-İlyas veya Arapçadaki yazılımıyla Hıdır- İlyas günü tabirinden doğmuştur. Ancak Hıdrellez gününün bu İslami doğuş efsanesi yanında, başka kültürlerce ileri sürülen başka doğuş efsaneleri de vardır. Ne var ki hepsinde Hızır- İlyas şahsiyetleri mevcuttur. Ancak Hızır ve İlyas’ın kimlikleri farklı gösterilir.

Hıdırellez’i İslam öncesi Türk kültürüne dayandıran rivayet ve efsanelerde, Hızır çok tanrılı dine mensup yol tanrısı olurken, İlyas tabiatın yeşillenmesi ve bolluk bereketle ilgili tanrı kimliğine kavuşturulmaktadır. Hıdrellez bu Bozatlı Hızır denilen yol tanrısı ile İlyas’ın buluşup insanlara bolluk bereket yağdırdığı bir gün olarak kutlanmaktadır. Yine aynı tür çevrelerin bazıları Hıdrellez gününü Türklerin hayvancılıkla ilgili bir bayramı, bir suya bayramı olarak doğup, günümüze uzandığı yolunda fikir beyanında bulunmaktadırlar.

Ateşperestlere göre iyilik ve ışık tanrısının Ahura-mazda’nın, Mitra’nın doğduğu gün olan Hıdrellez tabiat tanrılarına dayalı ilk çağ dinlerinde toprak tanrısının dirildiği gündür. Bu nedenle bu günün Hititler, Lidyalılar, Frigler gibi Anadolu uygarlıklarıyla Persler gibi İran, Sümerler gibi Mezopotamya uygarlıklarında da kutlanan bir gün olduğu düşünülmektedir. İşin tuhafı Hıdırellez’in Hunlar Göktürkler ve benzer Orta Asya Devletleri ve uygarlıklarında da saya bayramı olarak kutlandığı rivayetleri mevcuttur. Aynı gün İslamiyet öncesindeki din olan Hıristiyan kültüründe de kutlanan bir gündür. Katolikler bu günü sen(st) Georges günü Ortodokslar Aya Yorgi günü olarak kutlamaktadırlar.

İslam dünyası ise bu günü eskiden daha iyi kutlayıp, bu güne daha fazla değer verdiği halde, bugün gereği gibi kutlamamakta gerekli önemi vermemektedir. Oysa Hıdrellez günü İslam âlemi için önemli bir gündür. Çünkü bazı kaynaklara göre bu tarih Hazreti Muhammed’in doğum tarihidir. Bu konuda iddia sahibi olan bu kaynaklardan birisi Kazım Öztürk’ün yazdığı İslam’da Kutsal Günler ve Geceler isimli eserdir. Bu eserde Hıdrellez hakkında şu bilgi beyan edilmektedir.” Peygamber efendimiz, Rebiül-Evvel ayının 12. gecesi dünyaya gelmiştir. Rebiül-Evvel ayı kendisine devamlı surette verilen bu tesadüfle ilgili olarak imrenilecek, bir ayda olmuştur. Rebi, bahar ve bahar manasına olup, gerçek anlamıyla baharı ifade eder mevsim itibariyle düşünülürse ( 6 Mayıs tarihi ki Rumi takvimde 23 Nisan’a tekabül eder) Rumi yılın Nisan ayının 23 gününün, âlemlere rahmet peygamberimizin dünyaya gelişine rastlanmasının kutsallığındadır ki, 23 Nisan yağmuru toprakta buğdayı, denizde inciyi meydana getirir ve kemale erdirir diye nitelenmiştir. Hala o rahmettir ki Nisan ayını suya kandırıyor.”

Bu bilgilendirmeden sonra şunu belirtmek isterim ki Hıdırellez günü ve gecesi aslında peygamberin doğum günü olarak kutlanması gereken bir gecedir, bunun yapılmayış nedenlerine ve neden yapılması gerektiğine daha sonra değineceğimi belirterek Hıdırellez hakkında genel bilgilendirmelerime devam etmek isterim. İslam dinine göre Hızır bir rivayete göre şanı büyük bir peygamberin adıdır. Bir başka rivayete göre ise bu ad aslında İlyas peygamberin lakabıdır. İlyas peygamber Allah katında sonsuz ( mahşere, kıyamete kadar) yaşama nail olan bir peygamberdir. Hızır adının İslami kaynaklarda yer almasına karşılık, ana kaynak Kur’an’da olmaması dikkat çekicidir. Hatta Tevrat’ta ve İncil’de de adı olmaması ayrıca düşündürücüdür. Bilhassa İsrailoğulları arasında yaşamasına rağmen, Tevrat’ta ismine rastlanmaması, oldukça dikkate şayandır. Ama İslami kaynaklarda geçmesi önemlidir. İslami kaynaklara göre Hızır denilen şahsiyet, büyük olasılıkla, Musa Peygamber döneminde yaşamıştır. Ne var ki, bu şahsiyet hakkında bilgiler hep rivayet veya hadis şeklindedir. Ana kaynak Kur-an’ı Kerim’de bu şahsiyet açık açık zikredilmez. Sadece Kehf Suresi 66-82 ayetlerinde Musa hakkında verilen bilgilerde geçen bir beyan ona işaret eder. Bu ibare şöyledir: “ Katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve kendisine ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul.” Bu ifadeyle kastedilen kişinin Hızır olduğu düşünülmekte ve anlaşılmaktadır. Çünkü bu durum bizzat peygamber kaynaklı hadislerde şahsın Hızır olduğu açıkça belirtilmiştir. Bu durum Buhari ve Müslim gibi hadisçilerin eserlerinde belirtilmiştir.

Hızır şahsiyetinin Musa zamanın da yaşadığı, ortada dolaşan rivayetlerdeki anlatımlarla açıkça ortaya konmaktadır. Yine bu durum yani Hızır Musa münasebetleri, Musa’nın Hızır’la karşılaşması, birlikte dolaşıp ayrılmaları, Kur-an’daki Kehf Suresi 66-82 ayetlerinde anlatıldığından, Hızır’ın Musa peygamber döneminde mevcutluğu açıktır. Bütün bunlardan sonra şunu söyleyebiliriz ki İsmi açıkça zikredilmese de, gerek Kur-an’da, gerek hadislerde Hızır şahsiyetinin özelliklerini taşıyan bir şahıs Musa zamanın da yaşamıştır.  Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.