güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Peygamberden Sonra Hilafet Yolunda Hayatını Kaybedenler

Yazının Giriş Tarihi: 18.05.2022 00:41
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.05.2022 12:41

Hazreti Abdullah kahramanlık ve cesaretiyle birlikte çok ibadet ederdi. Namazda o kadar huzura dalar giderdi ki, kamış gibi dikilir kalırdı. Secdeye varır, dalar giderdi. Gündüzleri oruç tutardı. Babası onun hakkında, “İnsanların Ebû Bekir’i Sıddîk’a en çok benzeyenidir” buyurmuştur. Peygamber efendimiz, Habeşistan hükümdârı Necaşî’nin hediye ettiği harbeyi (kısa mızrak şeklinde bir silah) yanında taşır, namaz kılarken sütre olarak önüne koyardı. Dört halife ( radıyallahü anh ) de bunu yanlarında taşırlardı. Bundan sonra Hazreti Abdullah’ın eline geçince şehit oluncaya kadar yanından ayırmadı.

Bu bilgiler göstermektedir ki Hz. Ali taraftarlarının liderliğini yapan Abdullah Bin Zübeyr Hz. Ali gibi korkusuz, cesur, her yönüyle ibadetleri sırasında Allah’a teslim olan bir yapıdaydı. Anlatılanlara göre nasıl Abdullah Bin Zübeyr namaza durduğunda Kur’an okuduğunda tam bir vecd ile ibadete yöneliyorsa Hz. Ali de aynı özellikleri göstermiştir. Yine rivayetlere göre Hz. Ali bir savaşta topuğundan ok ile yaralanmıştır. Doktorlar Hz. Ali’nin topuğundan oku çıkartmak esnasında onun çok acı çekmesinden çekindikleri için onu bayıltmayı teklif etmişlerdir.

Hz. Ali’nin onlara cevabı “beni bayıltmanıza gerek yok ben namaza durduğumda tamamen Allah’a teslim olur kendimden geçerim. Namazı bozucu hiçbir hareket yapmam onun için ben namaza durayım siz istediğiniz çalışmayı yapın ben hiçbir acı hissetmem” demiştir. Bu rivayette anlatılan Abdullah Bin Zübeyr’den Hz. Ali gibi ibadetlerini tam bir teslimiyetle yaptığını gösterir. Abdullah Bin Zübeyr ile Hz. Ali arasında bir başka benzerlik de onun da Hz. Ali gibi siyasette hile ve kurnazlığa yer veren bir karakterde olmayışıdır. Nasıl Hz. Ali Muaviye karşısında siyaset oyunlarına yenik düştüyse hakem olayında haklı iken nasıl haksız duruma düştüyse Abdullah Bin Zübeyr de kendisi gibi Emevilere karşı olan Muhtar Üs Sakafi’yi kendi eliyle bertaraf etmesi nedeniyle Muaviye’nin ardıllarıyla mücadelesini kaybetmesi benzerlik göstermektedir.

Abdullah Bin Zübeyr’in Haccac eliyle şahadeti neticesinde Emeviler karşısında mücadele edecek önemli liderlerini kaybeden ali taraftarları uzun bir süre Emevilerle mücadelede yetersiz kalmışlardır. Ne tuhaftır ki Hz. Muhammed’in ehlibeytine kılıç çeken onların ölümüne sebep olan veya öldüren Emeviler Abdullah Bin Zübeyr ile mücadele esnasında İslamların gözünde Allah’ın evi olarak bilinen Kâbe’yi de kendilerine hedef seçmişler. Kâbe’ye sığınan Abdullah Bin Zübeyr’i ele geçirmek uğruna Kâbe’yi mancınık atışlarıyla taşa tutmaktan bazı yerlerinin yıkılmasını orijinalliğini yitirmesini gerçekleştirmekten çekinmemişlerdir. Emevi halifelerinin Emevi soyunun şekilci İslamlığı İslam toplumunu yönetimleri altında tutma arzusu İslamiyet’in Emeviler zamanından başlayarak bazı konularda İslamiyet’in özüyle ters düşme durumuna geldiğini görmekteyiz.

Uzun süre onların yönetiminde kalan İslam toplumu Emevilere inanan kitlelerin kuran ayetlerinden çok hadislere yönelik daha doğrusu sahih olmayan hadislere yönelik bir İslamiyet ortaya koyduğunu görmekteyiz. Bu nedenle olmalıdır ki Emevilerden hilafeti alan Abbasîler ve Osmanlılar devrinde de Emevilerin ortaya koyduğu İslami anlayışın hakim olduğunu çekinmeden söyleyebiliriz kanaatındayım. Ne tuhaftır ki bugün dahi toplumumuzda bu anlayışı sürdüren bireyler ve kitleler mevcuttur. Bunun sonucu olarak İslamiyet’te olmayan olmaması gereken halifelik sistemini tekrar millete işleyen büyütmek isteyen bireyler ve kitleler ülkemizde dahi varlığını sürdürmektedirler.

Emevilerin getirdiği İslam anlayışı nedeniyle Kur’an-ı Kerim’de zikredilmeyen yer verilmeyen geleceğe yönelik veya ibadete yönelik rivayetlere, inanışlara İslam toplumu yöneltilmeye çalışılmaktadır. Bu nedenledir ki az önce de belirttiğim gibi hilafet makamının yeniden kurulması gereken bir kurum olduğuna bunun İslamiyet için olmazsa olmaz bir yönetim şekli olup bunun mutlaka gerçekleştirilmesi gerektiğine inana bireyler hala toplumumuzda görülebilmekte varlıklarını sürdürebilmektedirler. Bu kitleler Hz. Muhammed’in benden sonra hilafet 30 senedir sözünü hadisini hiç dikkate akmamayı sürdürmekte İslam toplumunda hatta toplumumuzda etkinliklerini ortaya koymaya çalışmaktadırlar diye düşünebiliriz kanaatındayım.

Bu arada Emevilerin ortaya koyduğu İslami anlayış nedeniyle toplumumuzda bir kısım insanlar gökten Hz. İsa’nın Mesih olarak geri geleceğini İslamiyet’i tüm dünyaya yayıp diğer dinleri ortadan kaldıracağını bunu da yine kuranda zikredilmeyen mehdi denilen bir kurtarıcı liderle birleşerek gerçekleştireceği inancını taşıyabilmektedirler. Bu nedenle Abdullah bin Zübeyr’den sonra İslam toplumunun bölünmesinin birlik ve beraberliğini yitirmesinin daha keskin çizgilerle gerçekleştiğini söyleyebiliriz düşüncesindeyim. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.