güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Peygamberden Sonra Hilafet Yolunda Hayatını Kaybedenler

Yazının Giriş Tarihi: 17.05.2022 00:13
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.05.2022 10:24

Abdülmelik bin Mervan 65’de Emevîlerin başına geçince Şam ve Mısır’da hükümeti kuvvetlendirdi. Irak’a asker sevk edip İbni Zübeyr’in kardeşi Mus’ab bin Zübeyr’i öldürdü. Sonra Haccac bin Yûsuf es-Sekafî’yi Hicaz’a gönderdi. Haccac 72 (m. 691)’de Mekke-i mükerreme’yi kuşattı. Ebî Kubeys Dağı üzerine mancınık kurup oradan Mescid-i Haram üzerine taşlar atarak şehri tahrip etti. Muhasara altı buçuk ay sürdü. Bu esnada Hazreti Abdullah’ın gösterdiği kahramanlık ve yiğitlik her türlü tarifin üstündedir. Hazreti Abdullah bin Zübeyr bir savaş esnasında bir gün annesini ziyârete gitti.

 A’ma ve hasta bulunan, fakat çok yüksek kuvvetli bir imana sahip olan o büyük sahabiyeye (teselli etmek için): “Ölümde rahatlık vardır” deyince o mübarek annesi de “Sen galiba benim ölümümü temenni ediyorsun. Hayır. Ben senin galip veya mağlup olduğunu öğrenmedikçe ölmeyi arzu etmiyorum. Sen ya Allah yolunda şehit olursun, ben de bu acıya sabrederek mükafatını Allahü teâlâdan beklerim veya zafer kazanırsın ben de bununla sevinirim” diye karşılık verdi.

Hazreti Abdullah bin Zübeyr şehîd olmadan bir gün önce taraftarları dağıldı. Aralarında oğulları Hamza ve Hubeyb’in de bulunduğu onbin kadarı Haccac’a teslim oldu. Yalnız Zübeyr ismindeki oğlu yanında kaldı. Bu halde annesini tekrar ziyaret etti. Annesi Esma savaşa devam etmesini söyleyerek nasîhat ve duâ etti. Tekrar savaş meydanına atılan Hazreti Abdullah hücum ettiği düşman kuvvetlerini darmadağın ediyordu. Bir aralık “Makam” denilen mübarek yerde iki rekât namaz kıldı. Yeniden harbe girdi. Bu esnada alnına gelen bir mancınık taşı ile ağır şekilde yaralandı. Yüzünden kan akmaya başladı. Her tarafını saran Haccac’ın askerleri üzerine atılıp şehîd ettiler.

73 (m. 692) senesinde şehit olduğu zaman yetmiş üç yaşında idi. Annesi, Haccac’ın karşısına çıkıp acı ve doğru sözler söyledi. Birkaç ay sonra da vefat etti. Abdülmelik bin Mervan Kâbe’nin bir duvarını yıktırarak yeniden yaptırdı. Hacer-i esvedi eski yerine koydurup son şeklini verdi. Bugünkü Kâbe’nin üç duvarı Abdullah ( radıyallahü anh ), bir duvarı Abdülmelik yapısıdır.

Peygamber efendimizden doğrudan hadîs-i şerîf rivâyet etti. Ayrıca babasından, Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer ve Hazreti Osman’dan teyzesi Hazreti Aişe’den, Hazreti Ali ve Süfyân bin Ebû Züheyr es-Sekafî’den hadîs-i şerîfler bildirdi. Kendisinden de, kardeşi Urve, Oğulları Âmir ve Ubbad, yeğeni Muhammed bin Urve, Ebû Ziban, Urve bin Amr-i Selmânî, Atâ, Tâvûs, Amr bin Dinar, Veheb bin Keysan, Sâbitî Bennânî ve diğer zatlar rivâyet etti.

Rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerden bazıları şunlardır:

“Bulut ve meleklerin onun korkusundan kendisini tesbih ettiği Allahü Teâlâ’yı noksan sıfatlardan tenzih ederim.”

“Herhangi bir memlekette vefat eden Eshâbımdan biri, kıyamette mahşer yerine giderken, o memleketin Müslümanlarına önder olur ve onların önlerini aydınlatır.”

“Benim mescidimde kılınan namaz, Mescid-i Haram hariç, diğer mescidlerde kılınan namazlardan efdaldir. Mescid-i Haram’da (Kâ’be’de) kılınan bir namaz, burada (Peygamber mescidinde) kılınan 100 namazdan efdaldir.”

“Dünyada ipek giyen, ahirette giyemez.”

“Nikâhı ilân ediniz.”

“Allah yolunda bir gece bekçilik yapmak bin gündüzü oruçlu geçmekten efdaldir.”

“Süt emen ve süt emilen biri birine namahrem değildir.”

“Peygamber efendimiz iftitâh tekbiri alırken parmaklarını kulak yumuşaklığına değdiriyordu.”

“Eğer ümmetimden, Allah’tan başkasını dost edinseydim, Ebû Kuhâfe’nin oğlunu (Ebû Bekir’i) dost edinirdim. Ancak o din kardeşim ve (hicret esnasında) mağaradaki arkadaşımdır.”

Eshâb-ı kiramın tefsîr, hadîs ve fıkıh âlimlerinden ve Abâdile (dört Abdullah)’dan biridir. Kendisinden Sahihayn’da (Buhârî ve Müslim) otuz üç hadîs-i şerîf rivâyet edilmiştir. Bunların altı tanesi Buhârî’dedir. Rivâyet ettiği otuzüç hadîs-i şerîfin tamamı Ahmed bin Hanbel’in ( radıyallahü anh ) Müsned adlı hadîs kitabında mevcûttur. Hazreti Osman’ın zamanında Kur’ân-ı Kerîmi çoğaltma heyetinde bulundu. İslamiyet’te ilk olarak yuvarlak gümüş parayı, Mekke-i Mükerreme’de Abdullah bin Zübeyr ( radıyallahü anh ) bastırdı. Paranın bir yüzünde “Muhammedün Resûlullah” diğer yüzünde “Allah vefakâr ve adaletli olmayı emretti” yazılı idi. Devam edecek…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.