güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Peygamberden Sonra Hilafet Yolunda Hayatını Kaybedenler

Yazının Giriş Tarihi: 10.05.2022 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.05.2022 11:19

Bir gün sabah namazından sonra yüzlerini döndürmeden Hazreti Ali’yi çağırdılar. Beraber mescitten çıktılar. Eshâb-ı kiram (aleyhimürrıdvan) nereye niçin gittiklerini anlayamadılar. Tekrar dönerler diye oturdular, ikisi Hazreti Fâtıma’nın evine gittiler. Peygamberimiz Hazreti Ali’ye kapıda durup, kimseyi içeri sokmamasını emretmişlerdi. Hazreti Hüseyin doğmuş, melekler tebrik etmek için gelmişlerdi. Hazreti Ebû Bekir duramayıp, Hazreti Ali’nin evine gitti. Sonra Ömer ( radıyallahü anh ) sonra Osman ( radıyallahü anh ) ve bütün Eshâb-ı kiram, Hazreti Ali’nin evine gittiler.

Ebû Bekir ( radıyallahü anh ), Hazreti Ali’den Resûlullahın ( aleyhisselâm ) nerede olduğunu sordu. Hazreti Ali “İçerde” dedi. “İzin verirsen ben de göreyim” dedi. Hazreti Ali, “Allah’ın Resûlü meşguldür” dedi. Benim içeri girmememi sana emir etti mi? deyince “Hayır, yalnız dörtyüzyirmidörtbin melek geldi” dedi. Ebû Bekir ( radıyallahü anh ) sözünden taaccüb (hayret) edip durdu. Ali ( radıyallahü anh ), Hazreti Ömer, Hazreti Osman ve bütün Eshâb-ı kirama aynı şeyleri söyledi.

Bir ara Resûlullah ( aleyhisselâm ) dışarı çıkıp, herkesin içeri girmesini emr ettiler. Önce Ebû Bekir ( radıyallahü anh ) sonra bütün Eshâb-ı kiram içeri girdiler. Resûlullah’a ( aleyhisselâm ) selâm verdiler. Hazreti Ali’nin meleklerin sayısındaki sözü söylendi. Resûlullah ( aleyhisselâm ) Hazreti Ali’ye meleklerin sayısını nasıl bildin? diye sordular. Hazreti Ali. “Melekler grup grup geliyorlardı. Her biri bir dil ile konuşurlardı ve sayılarını bildirirlerdi” dedi. Bunun üzerine Resûlullah ( aleyhisselâm ):“Allah aklını ziyade etsin yâ Ali” buyurdular.

Resûlullah efendimiz ( aleyhisselâm ), Hüseyin doğduğu zaman, kulağına: “O Cennet çocuklarının efendisi (seyyidi)’dir.” diye seslenmişti. Üsâme bin Zeyd, bir gece Peygamber aleyhisselâmı gördüğünü ve onun: “Bunlar benim oğullarımdır, kızımın oğullarıdır; Allah’ım, ben onları seviyorum, sen de onları sev ve onları sevenleri de sev” dediğini rivayet etmektedir. Bir defasında da “Hüseyin benden, ben Hüseyindenim. Allahü Teâlâ Hüseyin’i seveni sever” buyurmuştu. Hazreti Hüseyin, daha birçok hadîs-i şeriflerle medh edildi.

Allahü Teâlâ Kur’ân-ı Kerim’de, Ehl-i beyte, buyuruyor ki: “Allahü Teâlâ, sizlerden ricsi, ya’nî her kusur ve kirleri gidermek istiyor ve sizi tam bir taharet ile temizlemek irade ediyor.” Eshâb-ı kiram sordular. Yâ Resûlallah! Ehl-i beyt kimlerdir? O esnada, İmâm-ı Ali geldi. Mübârek hırkasının altına aldılar, Fâtıma-tüz-Zehrâ da geldi. Onu da yanına aldılar. İmâm-ı Hasan geldi. Onu da bir yanına, İmâm-ı Hüseyin geldi. Onu da öbür tarafına alarak, “İşte bunlar, benim Ehl-i beytim” buyurdular. Bu âyet-i kerîme ve ilgili hadîs-i şerîfler, Resûlullahın iki mübarek torununu sevmenin şart olduğunu belirtmektedir.

Hazreti Hüseyin buyurdu ki: Bir gün yüksek dedemin huzuruna varmıştım. Ubeyy bin Kâ’b da huzurunda idi. Bana: “Merhaba, ey Ebû Abdullah, ey göklerin ve yerin süsü!” diye hitap etti. Ubeyy bin Kâ’b hazretleri, yâ Resûlallah! Göklere ve yere senden başka süs var mıdır? dedi; Resûlullah: “Beni insanlara Peygamber olarak gönderen Allahü Teâlâ’nın hakkı için Hüseyin bin Ali, yeryüzünün merkezinin süsüdür. Ondan ziyade süs, göklerin tabakalarıdır” buyurdu.

Bir gün Hazreti Hüseyin, Resûlullah efendimizin yanında idi. Annesine gitmek istiyordu. Hava yağmurlu idi. Resûlullah dua buyurdu. Hüseyin ( radıyallahü anh ) eve gidinceye kadar, yağmur ara verdi. Birgün Resûlullah efendimiz, Hazreti Hüseyin’i sağ dizine, oğlu İbrahim’i sol dizine aldı. Cebrail aleyhisselâm gelip, Hakteâlâ, bu ikisinden birini alacaktır. Sen birini seç dedi. Eğer Hüseyin vefat ederse, benim canım yandığı gibi, Ali’nin ve Fâtıma’nın da canları yanar. Eğer İbrahim giderse, en çok ben üzülürüm. Benim üzüntümü, onların üzüntüsüne tercih ediyorum buyurdular. Üç gün sonra oğulları İbrahim vefat etti.

Hüseyin ( radıyallahü anh ), Resûlullahın yanına her gelişinde onu öper ve “Selâmet ve se’âdet o kimseye ki, oğlum İbrahim’i ona feda ettim” buyururdu. Hazreti Hüseyin’in ilk çocukluğu Resûlullah efendimizin derin sevgi ve şefkati içinde geçti. Ancak bu hâl, çok sürmedi. Hüseyin ( radıyallahü anh ), bundan sonra ilmini ve edebini babasının yanında tamamladı. Beş çocuğu oldu. Sırası ile, Ali Ekber, Ali Asgar, Ca’fer, Fâtıma ve Sekîne. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.