güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Peygamberden Sonra Hilafet Yolunda Hayatını Kaybedenler

Yazının Giriş Tarihi: 09.05.2022 01:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.05.2022 01:30

Hz. Hasan’ın Muaviye’yle barıştan sonraki ölümünde çeşitli rivayetler vardır. Bunlardan birisi de Muaviye’nin Hz. Hasan’ın karısını kullanarak Hz. Hasan’ı zehirleterek öldüğü rivayetidir. Bunu ileri sürenlerin dayandığı bir rivayette Hz. Muhammed’in bir gün torunlarını severken Hz. Hasan’ı dudaklarından Hz. Hüseyin’i ise çenesinin altından boynundan öpmesi üzerine Cebrail’in gelip “Ya Resulallah bu davranışın nedeniyle yüce Allah torunlarının ölümlerinde Hz. Hasan’ın ölümüne ağız yoluyla, Hz. Hüseyin’e boynundan ölüm yazıldı” demesi şeklinde bir anlatımın bazı eski kaynaklarda rivayet edilmesidir. Bu nedenle Hz. Hasan’ın zehirlenerek öldüğü anlatımı söz konusudur.

Yine bazı kaynaklarda Muaviye ve hasan arasında yapılan barışta mevcut olan Muaviye ölünce yerine Hz. Hasan’ın geçmesini şart koşan maddenin Muaviye’nin Hz. Hasan’ı zehirleterek ortadan kaldırıp yerine oğlunun geçmesini garanti altına almak istemesinin yolunda değerlendirme yapanların da Hz. Hasan’ın zehirlenerek öldürüldüğü yolunda inanç sahibi oldukların da Hz. Hasan’ın zehirlenerek öldürüldüğünü doğruladıklarını söyleyebiliriz.

Hz. Hüseyin

Hz. Hasan’ın ölmesi üzerine Muaviye Hz. Hasan’la yaptığı anlaşma ortadan kalkmıştır diye düşünüp oğlu Yezid’in kendisine veliaht tayin etmiştir. Bunu yapmakla İslamiyet’te olmayan halifelik sistemine bir de İslamiyet’te olmayan veliahtlık sistemini ekleyerek İslam yönetiminde tamamen Kuran hükümleri dışına çıkmayı gerçekleştirmiştir. Bu yüzdendir ki gerek Emeviler devrinde gerek Abbasiler devrinde gerekse Osmanlılar devrinde görülen halifelik sistemi uygulamalarının tamamen Kur’an hükümlerine aykırı olarak gerçekleştirilmiş sistemler olduğunu düşünebiliriz ve söyleyebiliriz kanaatini taşıyabiliriz.

Şu hususu önemle vurgulamak isterim ki bu sözüne ettiğim devirlerde görülen halifelik uygulamaları halifelik makamına oturan kişilerin halifelikleri Kur’an hükümlerine dini açıdan aykırıdır. Hele bir de Muaviye tarafından eklenen halife olan kişilere veliaht tayin edilmesi halife ölünce yerine bu veliahttın halife yapılması İslam hükümlerine uymamaktadır. Bu düşüncem ve fikrim Osmanlı devri din adamlarının hatta bunların bu konuyla ilgili yayınladıkları Şehri İslam fetvalarının hükümlerinde aynen dile getirilmiştir. Bütün bu gerçekler dururken bugün bazı İslam din adamı geçinenlerin ve onlara inanan İslam olduğunu beyan eden bazı insan kitlelerinin hala İslami kurallara Kur’an hükümlerine aykırı olan halifelik sistemini tekrar yaşatmaya çalışmalarını ortaya koymaya çalışmalarını uygulamaya koyma çalışmalarını anlamak mümkün değildir. Hele birde bunu Türkiye gibi bir İslam ülkesinde diriltmek yaşamak ve yaşatmak istemeleri abesle iştigal etmekten başka bir şey değildir.

Ne yazık ki siyasi menfaat uğruna bu fikri taşıyan kitleleri aldatarak kendi yanına çekip ele geçirdikleri hüküm yürütme, saltanat sürme heveslilerini ve bunlara inanıp bu uğurda Kur’an ve İslami hükümlere ters düşmelerini kesinlikle anlamak mümkün değildir. Bu açıklamalarımdan sonra tekrar yazımızın ana konusuna dönüp halifelik uğruna şehit düşen yahut öldürülen bireyleri zikretmeye devam ettiğimizde bu kez Hz. Hüseyin’in hayatıyla yolumuza devam etmek mecburiyetiyle karşı karşıya kalırız. Bu amaçla genel kaynaklara baktığımızda Hz. Hüseyin hakkında şu bilgilerin verildiğini görmekteyiz:

Resûlullahın ( aleyhisselâm ) torunu, Hazreti Ali’nin ikinci oğlu. On iki imamın üçüncüsü ve Ehl-i Beytin beşincisidir. Hicretin altıncı yılında (m. 626) doğdu. Hazreti Hüseyin’in nesebi; Hüseyin bin Ali bin Ebî Tâlib bin Abd’ül-Muttalib bin Haşim, el-Kureyşi, el-Hâşimî’dir. Hüseyin adı, ona Resûlullah efendimiz (.a.v.) tarafından verildi. Künyesi, Ebâ Abdullah’dır. Lakabı Seyyid ve Şehîddir.

Ümmü Haris ( radıyallahü anha ) anlatır: “Bir gün Resûlullahın ( aleyhisselâm ) huzuruna vardım. “Bir rüya gördüm, çok korktum” diye arz ettiğimde “Ne gördün?” buyurdular. “Sizin vücudunuzdan bir parça kestiler, benim yanıma eklediler” dedim, “İyi görmüşsün, Fâtıma’nın bir oğlu olacak ve senin yanında kalacaktır” buyurdular. Bir müddet sonra Hazreti Hüseyin dünyâya geldi, İbni Abbas’dan ( radıyallahü anh ) gelen rivayete göre: Resûlullah ( aleyhisselâm ) her sabah namazını kıldıktan sonra mübarek yüzünü Eshâb-ı kirama çevirirlerdi. Üzüntülü kimseler yüzünü görseler mesrûr (sevinçli) olurlardı. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.