güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Peygamberden Sonra Hilafet Yolunda Hayatını Kaybedenler

Yazının Giriş Tarihi: 07.04.2022 00:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.04.2022 06:51

Hazreti Ömer geçimini ticaretle temin ederdi. Bunun yanında Peygamberin (s.a.v) Medine’de ona bazı tarlalar verdiği de bilinmektedir. Hayberin fethini müteakip burada ele geçirilen araziler, savaşa katılanlar arasında taksim edilmişti. Ancak, Hazreti Ömer kendi payına düşen araziyi vakfetmiş ve bir vakıf şartnamesi de düzenlemişti Bu arazi satılamaz, hibe edilemez ve miras yolu ile sahip olunamaz geliri fakirlere, akrabaya, kölelere Allah(Azze ve Celle) yolunda, yolcu ve misafirlere harcanacaktır. Vakfı yöneten kişinin ölçülü olarak yemesinde ve yedirmesinde bir sakınca yoktur. İslam’da ilk vakıf olayı budur. Halife olduktan sonra, devlet işleriyle uğraşmasından dolayı kendi iaşesinin temini için Ashaba müracaat etmiş Hazreti Alinin teklifine uyularak ona ve ailesine normal ölçülerde devlet malından geçim imkanı sağlanmıştı.

Hicri15 yılında Müslümanlara maaş bağlandığı zaman, ona da ileri gelen Ashaba verilen miktarda, beş bin dirhem maaş tayin edilmişti. Ancak onun günlük gideri çok mütevazı meblağdı. Ömer, yemek olarak genellikle şunları yerdi Ekmek buğdaydan olduğu zaman kepekli, bazen et, süt, sebze ve sirke. Hazreti Ömer’in halifelik dönemi birçok yeniliğe sahne oldu. Onun zamanında ülke, yönetim birimlerine ayrıldı. Valiler ve Halifeye bağlı olarak kadılar atandı. İlk kez adalet işlerinde kadıların görevlendirilmesiyle, yönetim ve adalet işleri birbirinden ayrıldı. Hicri takvimin uygulamaya konulması, devletin önemli sorunlarının görüşüldüğü bir meclisin ve devlet hazinesinin oluşturulması yine bu yıllarda gerçekleşti.

Hazreti Ömer’in Ölümü

Birgün Kab el Ahbar geldi ve Hazreti Ömer’e

– Ey müminlerin emiri Günlerini say, üç gün sonra bir kölenin elinden ecel şerbeti içeceksin dedi. Hazreti Ömer

– Nereden biliyorsun? Deyince

– Tevrat’ta yazıyor diye cevap verdi.

Efsanevi tarzda anlatılan bu rivayetlerden Hazreti Ömer, bu kölenin bir sabah namazında safların arasından girip, elindeki iki ağızlı bir hançerle vurması sonucu şehit edildiği anlaşılıyor.

Hazreti Ömer, yaralı olduğu hâlde eve gelerek, oğlu Abdullah’a katili aramasını söyledi. Sonra bir tabip çağrıldı. Fakat bunun bir faydası olmadı. Hicri 23. yılın Zilhicce ayında Kasım 644 Çarşamba günü aldığı altı hançer yarasından kurtulamadı. Vasiyeti üzerine cenaze namazını Hz.Suheyb kıldırdı. Hilafetinin on yıl altı ay sürdüğü rivayet edilir. Ayrıca rivayetlerde şehit olduğunda Hazreti Ömer’de Resûlullah ve Hazreti Ebu Bekir gibi atmış üç yaşında olduğu hususu da vardır.

Yüce Mevla’mız Bizlere Hazreti Ömer in hayatından istifade edebilmeyi nasip eylesin…

Bu şekilde hayatını kaynaklardan birebir naklettiğimiz Hz. Ömer’in İslamiyet’in yayılışında hatta ilk aleni olarak açıklanmasında büyük payı olan Hz. Ömer’in İslamiyet’in bugünkü bölünmüşlüğünde de payı olduğunu söyleyen kaynaklar söz konusudur. Özellikle peygamber ile ailevi akrabalığı olmasına rağmen peygamberin ölümü üzerine daha peygamber gömülmeden onun yerini alacak yöneticinin tespiti için yapılan toplantıda Hz. Ali’ye haber verilmeden bu toplantıda ağırlığını koyarak Hz. Ebubekir’i halife seçtirmesi hatta bu konuda Hz. Ali ile ters düşmesi Emevi soyunu İslamiyet’te ön plana çıkaran ilk şahsiyet durumuna sokmuştur. Hatta ondan da ileri bir suçlama ile hasta yatmakta olan peygamberin etrafındaki sahabelere “size bazı vasiyetim olacak veya bilgilendirmem olacak kağıt kalem getirin yazdırayım” dediğinde etrafındakileri engelleyip “hastalığının tesiriyle kafası karışıktır” diye engel olduğu peygamberin bu isteği ile belki de yerine Hz. Ali’nin halife olmasını yazdıracağını Ömer bunu düşünerek bu isteği gerçekleştirtmedi. Bu nedenle İslamiyet’teki Emevi-Haşimi bir başka deyişle emevi-Alevi yani Sünni –Şii ayrımını başlatan kişinin Ömer olduğunu vurgulayan kaynaklar da vardır. Yine Ömer’in suikasta uğrayıp ölüm döşeğine düştüğünde yaptığı vasiyetinde yerine seçilecek halifenin kim olduğunu tespit edecek komiteyi isim isim tespit etmesiyle Hz. Ali’nin hilafete geçmesini önleyerek Emevi-Haşimi, Emevi–Elevi yani Sünni- Şii ayrımını kökleştiren kişi olduğu da söylenmektedir. Buna rağmen hilafeti sırasında halka adaletli davranması İslam yöneticilerin örnek alması gereken bir şahsiyet olmuştur. Yine bu davranışı yanında devlet hazinesiyle şahsi parasını birbirinden ayrı tutması devlet işleri dışındaki harcamaları kendi cebinden yapması lüks ve şatafattan kaçınması israftan kaçınması bugün bile İslam yöneticilere örnek olabilecek davranışlar sergilemiştir. İslam şeriat kanunlarını harfiyen kendi yakınlarına bile farksız uygulaması onun örnek alınacak bir şahsiyet olmasını ortaya koymuştur. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.