güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Peygamberden Sonra Hilafet Yolunda Hayatını Kaybedenler

Yazının Giriş Tarihi: 05.04.2022 00:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.04.2022 05:57

İslamiyet’in ilk dönemlerinde Hz. Muhammed’den sonra ortaya çıkan hilafet makamına oturabilmek için sahabeler arasında yani İslam önderleri arasında rekabet ve mücadeleler yaşanmıştır. Bu mücadelelerde hilafet uğruna bazı sahabeler hayatlarını kaybetmişlerdir. Bu tarz hayatlarını kaybeden sahabelere baktığımızda bu şahısların Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali ve Hz. Ali’nin oğulları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in olduğunu söyleyebiliriz. Bunların yanında Muhtar Üs Sakafi, Abdullah İbni Zübeyr ve Eba Müslim Horasani’yi zikretmek mümkündür. Bu şahısları detaylı tanımak için genel kaynaklara baktığımızda hayat hikayelerinin şu şekilde anlatıldığını, bu şahısların bize bu şekilde tanıtıldıklarını görebiliriz. Sırasıyla bu şahısların hayat hikayelerine baktığımızda şu bilgilere rastlarız:

Hazreti Ömer

Ömer bin el-Hattab İslam Devletinin Ebu Bekir’den sonraki başıdır (634-644). Sünni kaynaklarına göre dört Raşit Halife (Hulefa-i Raşidin) arasında sayılmaktadır. Sahabe ve Aşere-i Mübeşşeredendir Müslümanlar “Ömer Faruk” olarak da anarlar. İkinci Raşid Halife. İslâmı yeryüzüne yerleştirip, hâkim kılmak için Resulullahın verdiği tevhidi mücadelede ona en yakın olan sahabelerden biri. Hazreti Ömer Fil Olayından on üç sene sonra Mekke’de doğmuştur. Kendisinden nakledilen bir rivayete göre o, Büyük Ficar savaşından dört yıl sonra dünyaya gelmiştir. Babası Hattab b. Nüfeyl olup nesebi Kabda Resulullah ile birleşmektedir. Kureyşin Adiy boyuna mensup olup, annesi, Ebu Cehilin kardeşi veya amcasının kızı olan Hantemedir. Kaynaklar Hazreti Ömer’in Müslüman olmadan önceki hayatı hakkında fazlaca bir şey söylemezler.

Ancak küçüklüğünde, babasına ait sürülere çobanlık ettiği, sonra da ticarete başladığı bilinmektedir. O Suriye taraflarına giden ticaret kervanlarına iştirak etmekteydi. Cahiliye döneminde Mekke eşrafı arasında yer almakta olup, Mekke şehir devletinin sifare elçilik görevi onun elindeydi. Bir savaş çıkması durumunda karşı tarafa elçi olarak Hazreti Ömer gönderilir ve dönüşünde onun verdiği bilgi ve görüşlere göre hareket edilirdi. Ayrıca kabileler arasında çıkan anlaşmazlıkların çözümünde etkin rol alır ve verdiği kararlar uygulanırdı. Hazreti Ömer, sert biri olup, İslam’a karşı aşırı tepki gösterenlerin arasında yer almaktaydı. Sonunda o, dedelerinin dinini inkar eden ve tapındıkları putlara hakaret ederek insanları onlardan yüz çevirmeğe çağıran Muhammedi öldürmeye karar verdi. Kılıcını kuşanarak, Peygamber (s.a.v)i öldürmek için harekete geçmiş, ancak olayın gelişim şekli onun Müslümanların arasına katılması sonucunu doğurmuştu.

Hazreti Ömer’in Müslüman Oluşu

Tarihçilerin naklettikleri rivayete göre, Hazreti Ömer’in Müslüman oluşu şöyle gerçekleşmişti Ömer, Resulullahı öldürmek için onun bulunduğu yere doğru giderken, yolda Nuaym b. Abdullah ile karşılaştı. Nuaym ona, böyle öfkeli nereye gittiğini sorduğunda o, Muhammedi öldürmeye gittiğini söylemişti. Nuaym, Ömer’in ne yapmak istediğini öğrenince ona, kız kardeşi ve eniştesinin yeni dine girmiş olduğunu söyledi ve önce kendi ailesi ile uğraşması gerektiğini bildirdi. Bunu öğrenen Ömer öfkeyle eniştesinin evine yöneldi. Kapıya geldiğinde içer de Kuran okunmaktaydı. Kapıyı çalınca, içeridekiler okumayı kesip, Kuran sayfalarını sakladılar. İçeri giren Ömer eniştesini dövmeye başlamış, araya giren kız kardeşinin aldığı darbeden dolayı burnu kanamıştı. Kız kardeşinin ona, ne yaparsa yapsın dinlerinden dönmeyeceklerini söyleyerek kararlılığını bildirmesi üzerine, ona karşı merhamet duyguları kabarmaya başlamış ve okudukları şeyleri görmek istediğini söylemişti.

Kendisine verilen sahifelerden Kuran ayetlerini okuyan Hazreti Ömer hemen orada iman etti ve Resulullahın nerede olduğunu sordu. O sıralarda Müslümanlar, Safa tepesinin yanında bulunan Erkamın evinde gizlice toplanıp ibadet ediyorlardı. Resulullahın DarulErkamda olduğunu öğrenen Ömer doğruca oraya gitti. Kapıyı çaldığında gelenin Ömer olduğunu öğrenen sahabeler endişelenmeye başladılar. Zira Ömer silahlarını kuşanmış olduğu halde kapının önünde duruyordu. Hazreti Hamza Bu Ömer’dir buyurdu. İyi bir niyetle geldiyse mesele yok. Eğer kötü bir düşüncesi varsa, onu öldürmek bizim için kolaydır diyerek kapıyı açtırdı. Resulullah Ömerın iki yakasını tutarak Müslüman ol ya İbn Hattab! Allah(Azze ve Celle)ım ona hidayet ver dediğinde Ömer hemen Kelimei Şehadet getirerek iman ettiğini açıkladı. Rivayetlere göre Ömer’in Müslüman oluşu, Resulullahın yapmış olduğu Allah(Azze ve Celle)ım İslâmı Ömer b. el Hattab veya Amr b. Hişam Ebû Cehil ile yücelt şeklinde bir duanın sonucu olarak gerçekleşmişti. Rivayetlere göre Hazreti Ömer iman edenlerin arasına katıldığı zaman Müslümanların sayısı otuz dokuzdur ve Hazreti Ömer ile Müslümanların sayısı kırka çıkmıştır. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.