güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Osmanlı Devletinin Hükümet Başkanları Hakkında Bilgiler Ve Özgeçmişler

Yazının Giriş Tarihi: 03.02.2021 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.02.2021 00:10

Yükselişi

Sultan Süleyman'ın maiyetinden idamına kadar geçirdiği yıllar boyunca onun yakın arkadaşı ve danışmanı oldu. I. Süleyman padişah olduktan sonra onunla birlikte İstanbul'a geldi ve Osmanlı Devleti'nde Sadrazamlık, Anadolu ve Rumeli Beylerbeylikleri ve Seraskerlik (1528/29-1536) dahil olmak üzere en üst düzeylerdeki görevlerde bulundu.

I. Süleyman'ın padişah olması ile birlikte ilk önce Hasodabaşılık görevine atanarak bu noktadan sonra kendi yetenekleri ve padişah ile aralarındaki sıra dışı güven ilişkisi sayesinde hızla yükseldi.

1521'de Belgrad'ın Fethinde görev aldı. 1522'de Rodos seferine katıldı. Bu durumdan dolayı İbrahim 1523'te, (Çeşitli kaynaklarda 1522 ve 1524 olarak da tarihlenmektedir.) sadrazamlığa getirildi. Mısır'da asayişi sağlamakla görevlendirildi ve kendisine Mısır Beylerbeyi unvanı verildi. Bu esnada Mısır'da pek çok ıslahat gerçekleştirdi. Macaristan seferine katıldı ve Mohaç Savaşı'nın kazanılmasında önemli rol oynadı.

Daha sonra Anadolu'daki Alevi-Türkmen isyanlarını bastırmakla görevlendirildi. Anadolu'da aldığı tedbirlerle isyanları sona erdirdi. I. Viyana Kuşatması ile sonuçlanan 2. Macaristan seferine katıldı. Avusturya imparatorunu Osmanlı sadrazamına eşit sayan 1533 tarihli İstanbul Antlaşması'nın müzakerelerini bizzat yürüttü. Safevi Devleti'ne karşı düzenlenen Irakeyn Seferi'ne öncü birlik olarak katıldı. Tebriz'i aldıktan sonra padişahın kuvvetleri ile birleşti ve Bağdat'ın fethinde görev aldı. Jean de La Fores ve İbrahim Paşa'nın 1536 Mısır anlaşması taslağı

İktidarı:

İbrahim Paşa'nın dönemindeki gücünü ortaya koyacak en önemli veri; Kanuni Sultan Süleyman tarafından Seraskerlik makamına getirildiğinde İmparatorluğun o güne dek dört tuğla simgelenen gücünün yedi tuğa çıkarılması ve İbrahim Paşa'nın da altı tuğ taşımaya yetkili kılınmış olmasıdır. Padişahtan tek eksiği hilafet tuğudur. Tarihi gerçekliği tartışmaya açık olsa da Kanuni Sultan Süleyman'ın kardeşi Hatice Sultan'la evlenmesi de iktidarında ilerleme kaydetmesinde büyük rol oynamıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun o dönemde bilinen dünyayı şekillendiren üstün dış politikasının kontrolü tamamen İbrahim Paşa'nın elindedir. Ayrıca İbrahim Paşa, İstanbul Antlaşması'yla birlikte Osmanlı sadrazamı olarak Avusturya imparatoruna denk konuma getirilmiştir. Venedik diplomatlarının İbrahim Paşa'ya Muhteşem Süleyman'a atıfla "Muhteşem İbrahim" dedikleri kayda geçmiştir. Fransa ile yürütülen işbirliğinde önemli rolü vardır. Pargalı İbrahim Paşa'nın en çok konuşulan faaliyetlerinden biri de Mohaç Meydan Muharebesi sonrasında Budin'den İstanbul'a getirerek sarayına diktirdiği mitolojik heykellerdir. Üç güzeller olarak anılan bu heykeller her ne kadar ilgi uyandırsa da bazı çevreler tarafından put olarak görülmüş ve hoş karşılanmamıştır. Heykellerin dikilmesinden birkaç yıl sonra dönemin ünlü şairlerinden Figânî'nin yazdığı iki mısralık şiir çok konuşulmuştur.

Dü İbrāhīm āmed be-deyr-i cihān Yeki büt-şiken ü yeki büt-nişān

Figânî'nin şiirinde İbrahim Paşa, "Cihan tapınağına iki İbrahim geldi. Biri putları kırdı, diğeri putları dikti" sözleriyle put dikmekle suçlanmaktadır. İbrahim Paşa bu duruma oldukça öfkelenmiş ve şairin cezalandırılmasını emretmiştir. Figânî 1532 yılında idam edilmiştir.

Ölümü

İbrahim Paşa, Sultan Süleyman'ın Mahidevran Sultan'dan olma büyük oğlu Şehzade Mustafa'yı taht yolunda Hürrem Sultan'a karşı desteklemesi Hürrem Sultan için büyük bir engeldi. Bazı tarihçilere göre Hürrem Sultan tahta kendi oğullarından birini geçirebilmek için İbrahim Paşa'ya bazı tuzaklar kurmuş ve hünkarın gözünden düşürmüştür. Bunun yanı sıra İbrahim Paşa'nın iktidar hırsı öylesine büyümüştür ki Avusturya'yla 1533 yılında yapılan barış görüşmeleri sırasında elçilere devletin kudretinden bahsettikten sonra kendi gücünü şöyle vurgulamıştır:

Pargalı Damat İbrahim Paşa ve elçileri gösteren bir minyatür

Bu büyük devleti idare eden benim; her ne yaparsam, yapılmış olarak kalır, zira bütün kudret benim elimdedir; memuriyetleri ben veririm, eyaletleri ben tevzi ederim; verdiğim verilmiş, reddettiğim reddedilmiştir. Büyük padişah bir şey ihsan etmek istediği yahut ihsan ettiği zaman bile eğer ben onun kararını tasdik etmeyecek olursam, gayr-i vaki gibi kalır; çünkü her şey; harb, sulh, servet, kuvvet benim elimdedir. 

Bu sözlerle İbrahim Paşa'nın iktidar hırsının hangi boyutlara ulaştığı anlaşılmaktadır. Paşa özellikle Irakeyn Seferi sırasında padişahtan kendisini soğutmaya başlamıştır. Defterdar İskender Çelebi'yi idam ettirmesinin padişahı ondan soğutan nedenlerden birisi olduğu düşünülür. Pargalı İbrahim Paşa'nın tabutunun saraydan çıkarılışını gösteren minyatür. Pek çok tarihçi, yabancı elçilerin İbrahim Paşa’yla görüşmelerine ilişkin hazırladıkları raporlarından yola çıkarak onun iktidar hırsıyla pek çok kararı kendi başına buyruk verdiği savında bulunmaktadır. Bu nedenle, 1536 yılında gücünden kaygılanan Kanuni Sultan Süleyman'ın emri ile öldürüldüğü iddia edilmektedir. Devamı yarın…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.