güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Osmanlı Devletinin Hükümet Başkanları Hakkında Bilgiler Ve Özgeçmişler

Yazının Giriş Tarihi: 26.01.2021 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.01.2021 00:01

Pek çok tarihçi, yabancı elçilerin İbrahim Paşa’yla görüşmelerine ilişkin hazırladıkları raporlarından yola çıkarak onun iktidar hırsıyla pek çok kararı kendi başına buyruk verdiği savında bulunmaktadır. Bu nedenle, 1536 yılında gücünden kaygılanan Kanuni Sultan Süleyman'ın emri ile öldürüldüğü iddia edilmektedir.

İbrahim Paşa, Fransızlara verilecek olan kapitülasyonlarla ilgili çalışmalarını yürütürken, 14-15 Mart gecesi iftar için saraya davet edildi. İftardan sonra dört dilsiz cellat tarafından boğuldu. Daha önce Makbul olarak anılırken, ölümünden sonra Maktul olarak anıldı. İbrahim Paşa'nın ölümüyle Fransızlara verilecek olan kapitülasyon antlaşması taslak halinde kaldı ve yürürlüğe girmedi.

Ölümünden sonra

Birçok Osmanlı yetkilisi ve tarihçisi İbrahim Paşa'nın ölümünden sonra devletin otoritesinin zayıfladığı kanaatindeydi. İbrahim Paşa'nın ölümünden sonra 1537 senesinde Roma'nın kapısı olan, Korfu Adasını kuşatan Ayas Mehmed Paşa, kaleyi ele geçiremedi. Dönemin Anadolu ve Rumeli Kazaskerleri, Korfu Kuşatmasının başarısızlıkla sonuçlanmasından Ayas Mehmed Paşayı sorumlu tuttular. Sultan Süleyman’ının seferin sonlarına doğru yaptığı Divan-ı Hârp toplantısında şunları dedikleri dikkat çekmiştir: ''Merhum İbrahim Paşa hazretleri olsaydı böyle olmazdı öyle bir Serdar aramızda olsaydı kalenin fethi çoktan müyessere olmuştu'' demişlerdir. Bunun üzerine Sultan Süleyman öfkelenerek Anadolu ve Rumeli Kazaskerlerini azletmiştir.

Sicil-i Osmanî’de şöyle değerlendirilmektedir: "Akıllı, cömert, cesur ise de kötü hareketlerinden dolayı nefsini tehlikeye attı."

Kişiliği

Farsça, Rumca, Sırpça ve İtalyanca bilen İbrahim Paşa, müzik alanında çocukluğundan itibaren yoğun bir eğitim görmüş ve kendisini bu alanda geliştirmiştir. İbrahim Paşa, Roma'ya direnen Anibal'ın ve Makedonya İmparatorluğu'nu yöneten Büyük İskender'in hikâyelerini okumaktan hoşlanıyordu. Venedik elçisi Pietro Bragadino'nun 1526 tarihli raporunda İbrahim Paşa'nın zayıf ve ufak tefek yüzlü olduğunu, sultanın en yakın danışmanı konumunda bulunduğunu belirterek şunları kaydetmektedir:

Dünyadaki diğer büyük beylerin neler yaptığı, onların toprakları, ülkeleri konusunda oldukça meraklı; değerli ilginç eşyalar satın alıyor, bilgili biri, kitapları okuyor, ülkesinin kurallarını çok iyi biliyor. Bu paşadan önceleri herkes çok nefret ediyormuş ama şimdi sultanın onu çok sevdiğini gördüklerinden herkes onunla arkadaş olmaya çalışıyor, sultanın annesi, karısı, diğer iki paşa da dâhil. Hiçbiri, hiçbir konuda kendisine karşı gelmiyor. Bu yüzden istediği her şeyi yapabiliyor Sultanına çok sadık. Halkın önünde hediye almak hoşuna gidiyor, gizli hiçbir hediyeyi kabul etmiyor. Sanata düşkün olan İbrahim Paşa aynı zamanda büyük bir edebiyat hamisiydi. Avrupa'yı çok yakından takip ediyor ve bilgisini padişaha hissettirmekten de geri kalmıyordu. Birçok araştırmacı ve tarihçi İbrahim Paşa'nın büyük bir diplomat olduğu kanaatindedirler.

Eserleri

İbrahim Paşa Sarayı, Sultan ahmet, İstanbul. 13 sene sadrazamlık yapan İbrahim Paşa İstanbul, Mekke, Selanik, Hezergrad (Razgrad) İbrahim Paşa Camii ve Kavala'da Cami, Mescid, Mektep, Medrese Zaviye, Hamam ve Çeşme gibi eserler inşa ettirmiş ve bunlara vakıflar tahsis ettirmiştir. Önemli bir sanat ve özellikle edebiyat hamisidir. İbrahim Paşa'nın sarayı bugün Türk-İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılmaktadır. Mesih Paşa (ö. 1501), II. Bayezid saltanatında 1499-1501 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.

Hayatı

Aslen Rum olup, Paleologos Hanedanı'na mensuptur. Beylerbeyliği ve vezirlik görevlerine getirilmiştir. 1480 yılında gerçekleştirilen Rodosseferinde serdar olarak atanmış ancak adanın alınamaması üzerine vezirlikten azledilerek Gelibolu sancakbeyliğine gönderildi. Daha sonra divanda vezir bulunurken Çandarlı (2.) İbrahim Paşa'nın vefatı üzerine vezir-i azam olmuştur. 1501 yılında Galata'daki barut mahzenine yıldırım düşmesi sonucu çıkan yangının söndürülmesi için çalışırken, Galata kadısı ile bulunduğu yüksek yerden düşerek yaralanmış ve birkaç gün sonra vefat etmiştir.

Hadım Ali Paşa veya Atik Ali Paşa 

(d. Saraybosna – ö. 1511, Amasya), Sultan II. Bayezid zamanında 1501-1503 ve 1506-1511 dönemlerinde iki kez sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamı.

Hayatı

Saraybosna yakınlarında “Drozgometva” adlı bir köyde Boşnak asıllı olarak doğmuştur. Ak hadımlardan olup, devşirme olarak eğitimi Enderun‘da görmüştür. Bâbüssaâde ağalığı ve bazı beylerbeyliği görevlerinde bulundu.

Sultan II. Bayezid tahta çıktığı zaman Cem Sultan ayaklanmasında II. Bayezid‘ın has adamı olarak 1482’de Karaman beylerbeyi yapıldı. Bu görevde iken Cem Sultan ve Karamanoğlu Kasım Bey’in Konya kuşatmasında şehri başarı ile savundu. Sonra Semendire valisi ve Rumeli beylerbeyi oldu. Bu görevde iken Boğdan Prensi “Stefan Çel Mare(III. Ştefan)” isyan etmiş ve Akkerman Kalesi‘ni kuşatıp alma girişiminde idi. Hadım Ali Paşa onun üzerine yürüyüp kaleyi kuşatmadan kurtardı ve Prens’in Lehistan‘a kaçmasına neden oldu. Bu seferinden başarı ile dönünce 1486’da vezir oldu. Bundan sonra Hadım Ali Paşa, 1485–1491 döneminde yapılan Osmanlı-Memluk Savaşı‘na katıldı ve bu savaşın son safhasında Osmanlı ordusu komutanı oldu. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.