güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

OSMAN GAZİ’DEN MEHMET VAHDETTİN’E KADAR GEÇEN DÖNEME AİT OSMANLI BAŞBAKANLARI, OSMANLI SADRAZAMLARI VE ÖZ GEÇMİŞLERİ -3

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Hacı Ahmet Paşa

(d. ? Foça - ö. Şubat 1753HalepI. Mahmud saltanatında, 23 Haziran 1740 - 21 Nisan 1742 tarihleri arasında bir yıl dokuz ay yirmi sekiz gün sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.

Hayatı

Foça doğumludur.Babasının adı Ca'fer Ağa'dır. İlk görevi olarak Cidde valisi olan amcası "Alâiyeli Hacı Ebûbekir Paşa"'nın kethüdalığını yapması idi. Ardından kapıcıbaşı, kapılar kethüdası ve çavuşbaşı olarak görevler yaptı. Aralık 1737'de sedaret kethüdası oldu. 14 Mart 1738'de vezirlik verilerek sedaret kaymakamlığı görevinde bulundu. Ekim 1737'de Aydın mutasarrifi yapıldı. Mart 1739'da İstanbul'a gelip rikap-ı humayun kaymakamı oldu. Ardından Kasım 1739'da nişancı görevine getirildi.

22 Haziran 1740'da Sultan I. Mahmut'un kendine yanlış haber verdiği için Sadrazam Hacı İvaz Mehmet Paşa'yi görevinden azledilmesi üzerine sadrazamlığa getirildi. Bir yıl 9 ay süren sadrazamlığı sırasında daha çok dışişleri ile ilgili olaylar oldu. Ağustos ayından itibaren beş hafta boyunca elçilere birbiri arkasından şölen düzenlendi. 26 Aralık'ta Sadrazamn Ramazan Bayramı nedeniyle Paşakapısı'nda padişaha çok tantanalı bir ziyafet verdi. Divan-ı Hümayın baştercümanı İskerletzade Aleksandr Efendi ile yabancı elçilerin arasında gizli ilşkiler olduğu öğrenilip bu kişi idam edildı ve reisülkitab Kastamonu'ya sürgün edildi. Mart 1741'de gelen Nadir Şah elçisi gayet güzel hediyeler getirmekle beraber verilen ziyafette ve sonradan muzakerelerde ilişkilerin barış içinde düzeltilmesinin imkansız ortaya çıktı. Gelen İran hediyeleri arasında bulunan filler Boğaz üzerinden İstanbul'a büyük sorunlar yaşanarak geçirilebildi. İran'ın istediği Caferilik'in "beşinci mezhep" olarak kabul edilmesi ve bunun Kabbe'de yansıtılması büyük tartışmalar yarattı ve İran'a gönderilen bir ulema heyeti de başarılı olamadı. Yeni olarak İran tahtını eline geçiren Nadir Şah "Bu mezhep kabul olmadan barış olmaz" yanıtı ile isteklerinde ısrar etti. Sultan önünde bu konu üzerinde uzun görüşmeler yapıldı.Sadrazam'ın bu çeşit konulara pek az bilgisi ve anlayışı olduğu ortaya çıktı. Sadrazam'ın diğer şahsi zayıflıkları da söylentilere konu oldu. 21 Nisan 1742'de Șehla Ahmet Paşa sadrazamlıktan azledildi ve daha bilgili ve çok daha dürüst olan Hekimoğlu Ali Paşa sadrazamlığa getirildi.

Şehla Ahmet Paşa'nın devlet işlerine doğru dürüst bakmayıp şahsi çıkarlarını düşünmesi nedeniyle azledilmesiyle mallarının devletçe müsadere edilip kendinin de idam edilmesi beklenmekteydi. Fakat yeni sadrazam Hekimoğlu Ali Paşa'nın gayet affedici tutum ve davranışıyla Şehal Ahmnet Paşa Rodos'a sürgüne gönderildi.

1743'de affedildi ve Rakka valisi yapıldı. Sonra azledilip aynı sene Sayda valisi oldu. Sonra sırayla Şubat 1744'te Kars seraskeri, aynı yıl Aralık'ta Halep valisi; Nisan 1745'de Anadolu valisi; aynı yıl ikinci kez Kars seraskeri; Aralık'ta ikinci kez Halep valisi, Kasım'da Kandiye valisi, ardınada üçüncü kez Halep valisi; Haziran 1747'de ((Diyarbakır]] valisi ve aynı yıl Aralık'ta Bağdat valisi oldu. Bu valilikten 1748'de istifa etti. Ama çok geçmeden İçel mutasarrifi; 12 Eylül 1748'de Mısır valisi; Nisan 1750'de Adana valisi; Temmuz 1752'de dördüncü kez Halep valisi görevlerine getirildi.

Şubat 1753'de Halep valisi görevinde iken Halep'te vefat etmiştir.

Değerlendirme

Sicill-i Osmani'de şöyle değerlendirilir:

Maarifperverse de hırs, kıskançlık ve rüşvet ile meşhurdur.

Osmanlılar Ansiklopisi'nde sadrazamlıktan azledilmesi nedenleri açıklamalarında şöyle bir değerlendirme yapmaktadır:

Hudut işlerine bakmıyarak tahkimatı ihmal etmesi, irtikap ve irtişası, mal biriktirerek şahsi garezi olanlarla uğraşması, devlet işlerine bakmaması.

Eserleri

Ayakapısı'ndaki Ahmed Çelebi Mescidi'ni ve Üsküdar'daki Bandırma Tekkesi ve sebilini yenileştirmiştir.

 

Seyyid Hasan Paşa

18. Yüzyıl Osmanlı dönemi Diyarbekir valilerinden. (D. 1679, Kabalı köyü / İskefsir / Şarki Karahisar- Ö. 1748, Diyarbakır). Yeniçeri Ocağı’na girerek 1718’de çorbacı, 1734’te kul kethüdası (kâhya) oldu. 1736’da Cebeciler Ağası vekilliğine, 1738’de ikinci kez kul kethüdalığına getirildi; ayni yıl Yeniçeri ağalığına atandı. Adakale’nin fethinde gösterdiği başarıdan dolayı kendisine vezirlik rütbesi verildi. 1743’te sadrazam (başbakan) oldu. Ancak İstanbul halkının yiyecek darlığını gidermede gösterdiği ilgisizlik ve ihmal gerekçe gösterilerek 1746’da bu görevden alınarak Rodos’a sürüldü. 1747’de İçel valiliğine, ayni yılın sonlarında Diyarbekir valiliğine atandı ve 1748’de burada öldü. Diyarbekir salnamelerindeki kayıtlara göre buradaki valiliği on ay kadar sürmüştür. Seyyid Hasan Paşa’nın mezarı Dağkapısı’nda Cinobaşı mevkisindeydi. Divan şairlerimizden Lebib’in, ölümü üzerine yazdığı altı beyitlik manzum tarih, güzel bir sülüs yazısıyla mezar taşma kazılmıştı. Ondan söz eden kaynaklar halim selim ve dindar bir kişi olduğunda birleşmektedirler.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.