güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

OSMAN GAZİ’DEN MEHMET VAHDETTİN’E KADAR GEÇEN DÖNEME AİT OSMANLI BAŞBAKANLARI, OSMANLI SADRAZAMLARI VE ÖZ GEÇMİŞLERİ -3

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Hacı İvaz Mehmet Paşa

Osmanlıların Rumeli fütuhatına ilk iştirak ederek Evlâd-ı Fatihan diye meşhur olup Rumeli'ye yerleşmiş bulunan ilk Türk ailesindendir. Sırbistan'da Yagodine'de oturan Nasrullah adında birinin oğludur. Babası diğer evlâtları arasında bunu diğerlerinden daha çok sevdiği için kardeşlerinin ivazı olarak devlet hizmetinde yetişmesini arzu etmişti. 1100 H. - 1689 M.'daki Belgrat seferi esnasında babası, Mehmed adındaki bu oğlunu nüfuzlu devlet adamlarından Sahib Ayar Gül Yusuf Efendi'nin —ki bundan evvel tercüme-i hali yazılan Yeğen Mehmet Paşa'nın dayısıdır— hizmetine vermiştir. 1108 H. - 1696 M.'da efendisi Gül Yusuf Efendi'nin katledilmesi üzerine himayesiz kalan İvaz Mehmet, o tarihlerde çavuşbaşılıktan Cidde valisi olan ve Gül Yusuf Efendi akrabasından vezir Ebu Bekir Paşa'ya intisab ederek efendisine kethüda ve bu sırada Beytullah'ı da ziyeretle Hacı olmuştur. İvaz Mehmet Ağa daha sonra İstanbul'a gelerek 1143 H.-1730 M. deki Patrona vakası üzerine gümrük emini Yeğen Mehmet Ağa (Yeğen Mehmet Paşa)nın saklanmasıyla onun yerine gümrük emini ve arkasından başbaki kulu olup fevkalâde hizmeti sebebiyle 1145 H. - 1732 M.'de Hekimoğlu Ali Paşa sadaretinde çavuşbaşılığa tayin edilmiştir. 1148 H. - 1735 M.'te Hekimoğlu'nun sadaretten azli üzerine çavuşbaşılıktan vezir olarak yeni vezir-i âzamın gelmesine kadar sadaret kaymakamlığına tayin olunmuş ve bir ay sonra yeni sadrâzam İsmail Paşa'nın gelmesi üzerine İvaz Mehmet Paşa, Niğbolu sancağıyla Vidin muhafızlığına gönderilmiştir (7 Cemaziyelâhır 1148 - 25 Ekim 1735). İvaz Mehmet Paşa'nın Vidin muhafızlığına tayininden az sonra Rusya ve arkasından Avusturya ile 1736 Seferi başladığından, harbe yaklaşan günlerde istediği yardımcı kuvvetlerle ve harb levazımının ve zahirenin gönderilmemesine rağmen, maiyyetindeki cüz'i kuvvetle iki sene Avusturyalılara karşı yılmadan celâdetle mukabele etmiş ve, bundan başka, mukabil taarruza da geçerek düşmanın eline geçmiş olan Hırsova (Orşova) ve Fethülislâm kalelerini geri almaya muvaffak olmuştur (1150 Receb -1737 Ekim).Yine bu sefer esnasında Vidin cephesi seraskerliği kendisine verilen İvaz Mehmet Paşa, Semendire, Muhadiye ve Yeni Palangayı zapt ederek, Avusturya kuvvetlerine büyük bir darbe indirmek suretiyle serdar-ı ekrem Yeğen Mehmet Paşa'ya büyük yardımda bulunmuştur. Yeğen Mehmet Paşa'nın sadaretten azli takarrür edince kendisinden alınan mühr-i hümâyun pâdişâhça hizmeti takdir edilen Vidin seraskeri İvaz Mehmet Paşa'ya gönderilmiştir (12 Zilhicce 1151-23 Mart 1739).İstanbul'dan hareket etmiş olan kapıkulu ocaklarını Edirne'de karşılayan yeni sadrâzam İvaz Mehmet Paşa, selefi Yeğen Mehmet Paşa'nın tertibini bozmayarak bir taraftan sulh konuşmaları yaparken diğer taraftan da Belgrat üzerine giderek kale civarında Kont Vallis kumandasındaki büyük bir Avusturya ordusunu bozduktan sonra Belgrat'ı teslim almış ve 1152 H. - 1739 M.'da Belgrat antlaşmasını imzaladıktan sonra muzaffer ve muvaffak olarak İstanbul'a dönmüştür.İstanbul'da sık sık vukua gelen yangınlar ve kışın fazla olması sebebiyle husule gelen iaşe darlığı ve hariçten yiyecek gelmemesi, hoşnutsuzluğu ve dedikoduya sebep olmakta idi; nitekim 11 Rebiulevvel 1153 - 6 Haziran 1740'ta Bayezid tarafında büyümek istidadını gösteren bir ayaklanma hâdisesi meydana geldi. Bu ayaklanma, Bayezid ve civarının inzibatına memur kulluk çorbacısı Hasan Ağa'nın müdahalesi ve arkasından yetişmiş olan yeniçeri ağası ile Nişancı Şehla Ahmet Paşa maiyyetlerinin iştirakiyle bastırıldı. Bu hâdise esnasında sadrâzam biniş yaparak Sadabad (Kâğıthane) taraflarında bulunduğundan, vaka bastırıldıktan sonra gelmişti. İşte gerek yangınların sık sık vukua gelmesi ve gerek bu isyan mukaddimesi vezir-i âzamın uğursuzluğuna ve inzibattaki kayıtsızlığına yüklenmiş ve 27 Rebiulevvel 1153 - 22 Haziran 1740'ta azlolunarak nişancı Ahmet Paşa vezir-i âzam olmuştur.İvaz Mehmet Paşa, birkaç gün sarayda kapı arasında hapis kaldıktan sonra Mekke-i Mükerreme şeyhulharemliği ve Habeş eyâletiyle Cidde sancağına tâyin edilerek saraydaki balıkhaneden çekdiri ile alınarak Yedikule'de birkaç gün kaldıktan sonra levazımının kalanını Gelibolu'da tedarik etmek üzere o tarafa gönderilmiştir. İvaz Paşa'nın sarayda mahbus kaldığı esnada bütün eşyası, ve nakdi müsadere edilmiş olduğundan, yeni sadr-ı âzamın delaletiyle kendisine lâzım olan bir miktar eşyası verilmiştir. İvaz Paşa'nın Cidde'ye Mısır yoluyla gitmesi muvafık görüldüğünden, Rodos'ta kalması emredilmiş ve arkasından Cemaziyelevvel (Temmuz) tarihli bir fermanla Mısır yoluyla Cidde'ye gitmesi için Rodos'tan Mısır'a götürülmesi kaptan Paşaya yazılmıştır. Fakat İvaz Mehmet Paşa daha evvel Bekir Paşa ile beraber Cidde'de bulunduğu için, orasının havası kendisine yaramadığından dolayı affıı istemesi üzerine 7 Cemaziyelevvel 1153 - 31 Temmuz 1740 da Hanya muhafızlığına gönderilmiştir. İvaz Mehmet Paşa beş buçuk ay Hanya'da kaldı; oraya damat olup Selanik mutasarrıfı bulunan Hasan Paşa tayin olunarak kendisi de onun yerine hakkında teveccühü havi ve hizmeti unutulmadığından bahseden bir fermanla Selânik'e naklolundu. Filhakika hakkındaki teveccühü teyiden aynı sene Zilkadesinde (1741 Şubat) Hersek sancağı ilhakıyla Bosna valiliğine tâyin olundu.İvaz Mehmet Paşa 1155 Cemaziyelâhır - 1742 Ağustos'ta Hersek ve Karlıeli sancaklarıyla Ağrıboz muhafızlığına tâyin edilmiş ise de Ağrıboz muhafızlığı, Girit valisi (Kandiye muhafızı) eski sadrâzam Seyyid Mehmet Paşa'ya tekrar tevcih edilmesi üzerine İvaz Paşa Girit valisi olmuştur. 1156 Safer sonunda (1743 Nisan) Girid valiliği Tırhala mutasarrıfı Numan Paşa'ya verildiğinden, İvaz Mehmet Paşa Hanya sancağına nakledilmiş ve aynı sene Cemaziyelevvelinde de (1143 Temmuz) İnebahtı muhafızlığına naklolunmuştur.İvaz Mehmet Paşa, İnebahtı'ya hasta olarak gelmiş ve aynı sene içinde vefat etmiştir.Azimli, şecaatli, gayyur bir vezir olan İvaz Mehmet Paşa'nın sadareti on dört buçuk ay kadardır; vefatında takriben altmış yaşlarında kadardı.İyilik bilir ve lüzumu halinde nimetşinaslığını gösterirdi. Kendisi sadrâzam ve serdar-ı ekrem bulunduğu sırada ve Belgrat muhasarası esnasında Bosna valisi eski vezir-i âzam Hekimoğlu Ali Paşa orduya geldiği zaman kendisinin terakkisine yardım eden Hekimoğlu'nun iyiliğini unutmayarak Ali Paşa'yı yaya olarak karşılamıştır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.