güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

OSMAN GAZİ’DEN MEHMET VAHDETTİN’E KADAR GEÇEN DÖNEME AİT OSMANLI BAŞBAKANLARI, OSMANLI SADRAZAMLARI VE ÖZ GEÇMİŞLERİ -3

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Silahdar Damat Mehmed Paşa

Silahdar Damat Mehmed Paşa (ö. 1737 Halep) I. Mahmut saltanatında 1 Ekim 1730 – 22 Ocak 1731 tarihleri arasında üç ay yirmi bir gün sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamı.

Hayatı

Silahdar Damat Mehmed Paşa İstanbullu Türk asıllıdır. Babası Hantal Hafif olarak tanınan kavaf mesleğinden bir esnafdı.[1]Çocukluğunda Enderun‘a önce kiler odasına alındı. Sonra çavuşluğa yükselip hasodaya nakloldu ve orada kiler kethüdası oldu. III. Ahmet‘in silahdarı Boşnak Mehmet Ağa vezirlikle Anadolu Eyalet valisi görevine geçince, Mehmet Ağa’ya, o döneme kadar uyulan enderun nizamına aykırı olarak, 6 Aralık 1624’te birdenbire silahdarlık görevi verildi.

Silahdar Mehmet Ağa 22 Mayıs 1728’de III. Ahmet’in henüz 9 yaşında olan kızına nişanlandı. Aynı zamanda kendisine vezirlik rütbesi verildi. Ağustos 1727 kubbealtı vezirliğine yükseltildi ve arpalık olarak Erzurum eyalet valiliği verildi. 1730’da çıkan Patrona Halil İsyanı sonucunda Nevşehirli Damat İbrahim Paşa sadrazamlıktan azledilip katlini takiben cesedinin isyancılara teslim edilmesi olayından sonra tahttan indirilen III. Ahmet’e son sadrâzam oldu.

Silahdar Mehmed Paşa, I. Mahmut’un cülusu üzerine sadarette bırakıldı. Patrona Halil ve ayak takımı İstanbul’da başlarına buyruk bir idareye başladılar. Yeni padişah onların gücünü azaltmak için şeyhülislam ve kazaskerlerin kefil olmasıyla serseri ayak takımı sayısı azaltıldı. Ama Patrona Halil yine şehir denetimleri sürdürmekte ve hatta padişah huzuruna silahlı olarak çıkıp ona nasihatlarda bulunmaktaydı. Kasım ayında taraftarları arasında sürtüşmeler olduğu için Patrona Halil, Sadaret kaymakamı olmayı istedi. Bunun üzerine kaptan-ı derya Canım Hoca Mehmed Paşa bunların elemine edilmesi için bir plan hazırladı. Kapıcılar kethudalığına tayin edilen Kabakulak İbrahim Ağa bunu uygulamaya başladı. 23 Kasım’da Divan-ı Humayun genel gündemli bir toplantı yapmak için Patrona Halil ve yakın arkadaşları çağrıldı. Burada 25 Kasım’da çok gizli bir toplantı yapılması kararlaştırıldı. O gün güya bu gizli toplantıya gelen Patrona ve yandaşları silahları alınarak Sünnet Odası’na alındılar ve bir baskınla öldürüldüler. Ama bazılarının direnmesi dolayısıyla Enderun avlusu ve Sofa-i Hümayun muharebe meydanına döndü. Öldürülen asilerin kesik başları ve cesetleri arabalarla Saraydan çıkarıldılar. Zorbalar dağıldılar ve yaşayanlardan pek çoğu Anadolu’ya kaçtı. Sadrazam İstanbul’da sıkı bir denetime başlayıp serserileri yakalamaya başladı ve 2000’den fazla şüpheli şahıs yakalandı; bazıları idam edilip diğerleri Anadolu’ya sürüldüler.

Kabakulak İbrahim Ağa’ya hizmeti karşılığı olarak ilk defa vezirlik rütbesi ve Halep valiliği verildi. Ama I. Mahmut, onu sadarete getirmek istemekteydi. 22 Ocak 1731’de Silahtar Mehmet Paşa, üç ay kadar sadrazamlık yaptıktan sonra, bu görevden azledildi. Yerine Kabakulak İbrahim Paşa sadrazam tayin edildi.

Silahdar Damat Mehmed Paşa’ya ise Halep valiliği verildi. Halep’ten sonra Mart 1733’te Diyarbakır valiliğine naklolundu. Bu tayinin nedeni kendisine gönderilen fermanda bildirildi.Nadirşah‘ın Musul ve Şehrizor Eyaleti (modern Kerkük ve civarı) taraflarını tehdit ettiği ve buna karşı koymaya muktedir bir vezirin Diyarbakır valiliğinde bulunması gerekmekteydi. Silahdar Damat Mehmet Paşa Eylül 1733’te ikinci defa Halep valisi oldu. Yine o yıl Aralık ayında Sayda valiliğine ve Temmuz 1735’da Bağdat valiliğine getirildi.

İran’la yapılan geçici barıştan sonra İran serdarı olan Hasan Paşazade Ahmed Paşa Bağdad valisi olarak tâyin edildi. Silahdar Damat Mehmet Paşa’ya ise Haziran 1736’da Anadolu eyalet valiliği verildi. Eylül 1736’da ise üçüncü defa Halep valisi yapıldı. Silâhdar Damat Mehmet Paşa bu görevde iken 1737’de Halep’te vefat etti.

Değerlendirme

Vakar sahibi, doğru bir kişi idi.

“Hadikatü-l Vüzera Zeyli” ve ondan naklen “Enderuni Ata”, Silahdar Damat Mehmed Paşa’nın ehliyetli bir devlet adamı olduğunu bildirmektedirler.

“Subhi Tarihi”‘nde ise Silahdar Damat Mehmed Paşa’nın sarayda yetişmiş olup cok fazla idari tecrübe görmeden birden sadarete gelmesi dolayısıyla memleket durumuna vuküfsuz olduğunu belirtmektedir.

 

 

Kabakulak İbrahim Paşa

Kabakulak İbrahim Paşa I. Mahmut saltanatında, 22 Ocak 1731 – 10 Eylül 1731 tarihleri arasında yedi ay ondokuz gün sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır. Kabakulak İbrahim Paşa Patrona Halil ve ekibini tasfiye eden paşa olarak tarihinde yerini almıştır.

Hayatı

Aslen Isparta (Hamit kazası) ili Barla nahiyesindendir.[1]İstanbul’a genç yaşında gelmiştir. Bir iki kapı değiştirdikten sonra Köprülü Fazıl Mustafa Paşa yanında enderun çuhadarı olmuştur. Paşanın 19 Ağustos 1691’de Salankamen Muharebesi‘nde şehit olması üzerine diğer devlet ricali hizmetinde çalışmıştır. Defterdar Damat Mehmet Paşa’nın ricası ile Sadrâzam Çorlulu Ali Paşa tarafından baş mukataacılık görevine tâyin olunmuştur. Bu paşanın sadaret döneminde ona 1716’da Bosna beylerbeyliği görevi verilmiş ise de ama kendi arzusuyla bu görevden istifa ederek yerine Bosna valisi olan Köprülü Numan Paşa‘ya kethüda olmuştur. Onun ölümünden sonra ise Köprülüzâde Abdullah Paşa‘ya kethüdalık etmiştir. Bundan sonra Mısır valisi yapılan Nişancı Mehmet Paşa‘nın ricası üzerine kethüdalıkla onun yanına verilmiştir. Mısır’da isyan edip Mısır valilerini görevden atan kölemen Çerkes Mehmed Bey ile diğer yandaşlarının isyanını bastırmada önemli rol oynamıştır. Nişancı Mehmet Paşa’ya Cidde valiliği verilip onun Mekke‘de ölmesinden sonra İbrahim Ağa İstanbul’a dönmüştür.

Patrona Halil İsyanı ile 30 Eylül 1730’da tahta geçirilmiş olan Sultan I. Mahmut, devlet işlerine devamlı olarak müdahale eden Patrona Halil ve ayaklanmacı avanesini ortadan kaldırmak için planlar yapmaktaydı. Mısır’daki ayaklanma bastırma tecrübesinden dolayısıyla bu hareketi de bastırabileceği bazı dostları tarafından Darüssaade ağası Beşir Ağa’ya ve onun vasıtasıyla padişaha arzedildi. Patrona Halil ve ekibini tasfiye etmek üzere İstanbul’da sarayda Kapıcılar Kethüdalığına getirildi. Kaptan-ı Derya Canım Hoca Mehmet Paşa tarafından hazırlanan bir planı uygulama görevi Kabakulak İbrahim Ağa’ya verildi. Patrona Halil ve ekibinin 25 Kasım 1730’da bir divan toplantısında katlini sağladı.

Bu başarısından dolayı 22 Ocak 1731’de Sadrazamlık görevine getirildi. Kabakulak İbrahim Paşa sadrazamlığa geçtikten hemen sonra 27 Mart 1731’de yeni bir kapıkulu ayaklanması ortaya çıktı. Etmeydanında cebeciler ve yeniçeriler kazan kaldırdılar ve Ağakapısı’nı basmak suretiyle faaliyete geçtiler. Ama harekete geçemeden yolları kesildi. Daha önceki ayaklanmalarda büyük zararlara uğrayan çarşı esnafı ve halk bu ayaklanmaya karşı olarak ayaklamacıları tepelemek isteyerek saray kapısı önüne yığıldı. Sultan I. Mahmut bunların başlarına geçerek Etmaydanı’na gitmek istemekte idi; ama vezirler onu bundan caydırdılar. Sancağ-ı Şerif açılarak bunun altında başta Sadarazam Kabakulak İbrahim Paşa, Kaptan-ı Derya ve Şeyhülislam olarak büyük halk topluluğu Etmeydanı’na yürüdü. Sokak çarpışmaları olmakla beraber ayaklanmacılar dağılmak zorunda kaldılar. Bu ayaklanmadan sonra şehirde işsiz aylak olarak bulunan yüzlerce Arnavut, Boşnak ve Kürt yakalanıp şehirden sürgüne gönderildi.

Yine onun sadareti sırasında ve evvelki isyandan beş ay sonra Ağustos 1731’de Bayezid Camii taraflarında Lazlarla Arnavutların “Bu gece hurucumuz var!” diyerek karakullukçu, terzi ve debbağ esnafı ve işsizlerin katılımıyla başlatılan ayaklanma girişimini de hemen bastırdı.

İbrahim Paşa, kendilerine gücendiği ve husumet ettiği kişilerdan sadareti sırasında intikam almaya başladı. Örneğin, Defterdar Damat Mehmet Paşa’nın oğlu sıkkıevvel defterdarı İzzet Ali Bey’i azil ve sürgün ettirdi. Ama bu aleyhindekilerin birleşmelerine neden oldu. Darüssaade ağası Beşir Ağa sarayda nüfuz kazanıp Sultan I. Mahmud’u etkisi altına almıştı. Sadrazam onun kendi icraatına karışmasından şikayetçi idi ve onu da uzaklaştırmak istedi. Bunun için pâdişahtan yetki fermanı aldı ve Ağayı sürgüne göndermek için Sarayburnu’nda bir çektiri bile hazırlattı. Sadrazam bunu gizli olarak kayın babası ve kethüdası Mehmet Ağa’ya söyledi. Ama Mehmet Ağa bu mahrem haberi derhal Beşir Ağa’ya ihbar etti. Beşir Ağa Valide Sultan’a yalvararak onun desteğini istedi. Valide Sultan da oğlu I. Mahmud’a rica ederek Beşir Ağa’yı sürgünden kurtarttı. O gün 10 Eylül 1731‘de Sultan I. Mahmud Kabakulak İbrahim Paşa’yı sadrazamlıktan azletti.

Kabakulak İbrahim Paşa’nın malları müsadere edildi. Kendisine sürgün olarak Eğriboz muhafızlığı verildi. Hatta Beşir Ağa’yı sürgüne göndermek için hazırlattığı çekdiriye de kendisi bindirilip hemen İstanbul’dan ayrılması sağlandı. Yerine Rumeli Beylerbeyi olan Topal Osman Paşa‘ya sadrazamlık görevi verildi. O İstanbul’a yetişinceye kadar da Sadaret Kaymakamı olarak kadar yeniçeri ağası Şahin Mehmet Paşa tâyin edildi.

Kabakulak İbrahim Paşa bir müddet Eğriboz muhafızlığı yaptıktan sonra Nisan 1732’de Bosna valiliği görevi verildi. Ama burada yaptığı icraat hakkında halk şikâyete başladı ve bu şikayet İstanbul’a gönderildi. Bunun üzerine Temmuz 1732’de vezirlik rütbesi geri alınıp Girit’te Resmo kasabasında ikamete sürgüne gönderildi. Kabakulak İbrahim Paşa burada sürgünde 10 yıl kadar kaldı. Fakat günümüzde nedeni bilinmeyen bir bahane ile ve olasılıkla aleyhtarlarının faaliyetleri ile 1743 yılı başlarında idam edildi. Naaşı Resmo‘ya gömüldü; başı İstanbul’a gönderilerek Koca Mustafa Paşa mezarlığına defnedildi.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.