güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Musevi Türkler Var Mıdır?

Yazının Giriş Tarihi: 12.03.2022 00:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.03.2022 08:54

İmparator Lecapenus zamanındaki takibat neticesinde, Yahudiler Hazar memleketine sığındılar. Bundan dolayı Hazar Bizans münasebeti bozuldu. Fustadta Filistinliler havrasında keşfedilen ve onuncu aşıra ait bir Musevi Hazarın mektubunda Hazar hakanı Harun 2 ile oğlu ve halefi Yusuf’un Bizans imparatoru Romanus’un Yahudileri takip etmesi ve Hazarlar aleyhine o zamanlar Kiyef’i almış olan Rusları kışkırtmasına karşı muvaffakiyetle mukavemet ettiğinden bahseder.

Fakat hakan kendi memleketinde neşri yolunda fazla gayret sarf etmedi ve Hristiyanlık ile İslamiyet’in
mütemadiyen yayılmasına müsamahakar davrandı. Slavların azizi Kayril’in teşviki ile Hazarların büyük bir kısmı (851-863) Hristiyanlığı kabul etti. Umumiyetle Bizans sınırlarında ve Kırımdaki Hazarlar Hristiyan oluyorlar ve Dahıstan ile aşağı İdilde de Müslümanlığa geçiyorlardı.

Bulgar ilteberinin 920 de orada İdil de kaleler inşasını isteyerek Bagdad’a gönderdiği elçisi Abd Baştuva al Hazari isminde bir Müslüman Hazardı.965 senesinde Norman Ruslar, Sviatoslav idaresinde Hazar ülkesini tahrip edince Harzemşaha sığınmak ve ondan yardım istemek mecburiyetinde kalan hakanın kendisi de Müslümanlığı kabul etmeye söz vermişti. Svitoslav’ın halefi olan Viladimir Hıristiyanlığı kabul etmeden önce muhtelif din mensuplarıyla konuştuğunda Müslüman ve Hıristiyan din bilginleri ile birlikte Hazarlardan Musevi dini bilginlerini çağırmıştı. Fakat bu tarihlerden sonra aşağı İdil de bir Musevi Türk devleti sıfatı ile Hazar devleti yaşayamadı.

Aşağı İdil’de Hazar bakanlığı bir taraftan Ruslardan ve diğer taraftan gayri Müslim ve Müslim Oğuzlar(Selçuklular) ile Kıpçaklar tarafından yediği darbeler neticesinde çöktü. Norman Ruslar Hazarlara tabi bir millettiler. Reislerine hakan dedikleri gibi, İskandinavya’daki vatanlarından getirdikleri Thujun tabirini de kullanırlardı. Bir kısım Ruslar Hazar payitahtı Etil’in Hazaran kısmında yaşarlar ve Hazar’lara ücret ile askerlik ederlerdi, Ibn Havkal ‘Rusların ticaret merkezi daima Hazar da bulunur.

Bugün ülkemizdeki halk kitlesinin Orta Doğu meseleleriyle düşman gördüğü veya yöneticileri tarafından düşman gösterildiği bir ortamda Musevilerin Türklerle uzlaşma durumda gösterilmesine karşılık şunu vurgulamak isterim ki Musevilerle Türkler arasında tarihte hiçbir zaman köklü düşmanlıklar yaşanmamış hatta Osmanlı döneminde olduğu gibi dostluklar da yaşanmıştır. Bu iki toplum yaşadıkları vatanlarında büyük çoğunlukla dostane yaşamışlar hatta biz Türkler Musevilerle aynı dini paylaşıp, aynı dini yaşamış Türk toplumları da ortaya koyabilmişizdir. İşte Hazar Devleti bunun en tipik örneğidir.

Sonuç olarak hazar devleti dediğimiz Musevi devletinin tebaası olarak yaşamak Türk ırkını yukarıda anlattığımız süreç içerisinde belirtilen şekilde birbiriyle yakınlaştırmış iki toplumun birbiriyle daha rahat anlaşmasını sağlayabilmiştir.

Hristiyanlarla Müslüman Araplarla rahat anlaşamayan Musevi toplumu bu nedenle İslam Türk devletleri bünyesinde özellikle Osmanlı devleti bünyesinde çok daha rahat yaşayabilmişlerdir bu nedenledir ki Osmanlı imparatorluğu toprakları üzerinde 1. Dünya harbi sonrasında kurulan kurtuluş savaşı vererek vücut bulan Türkiye Cumhuriyeti ile batı devletlerinin Arapları zorlaması ve Musevileri desteklemesi neticesinde kurdurdukları İsrail devleti orta Doğu’nun monarşik yapılı devletleri içerisinde demokratik birer cumhuriyet olarak yaşarlarken birbirleriyle yakın ilişki ve işbirliğine yönelmişler Musevi ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları birbiriyle uyum içerisinde olabilmişlerdir.

Ülkemizin son döneminde değişen cumhuriyet sistemimizin Arap toplumlarıyla devletleriyle ilişkisi özellikle Filistin sorunu bu iki cumhuriyeti karşı karşıya getirip münasebet ve ilişkilerini soğutmuşsa da son dönemde ülkemizin içine girdiği ekonomik sorunlarımızın dış siyaset alanındaki yalnızlığımızın ülke yönetimimizi tekrar İsrail devletiyle münasebete girip yakınlaştıracağını düşünmekte bunun işaretlerini hissetmenin mümkün olduğunu düşünmekteyim sözün kısası İsrail devletiyle Türkiye Cumhuriyeti arasındaki münasebetlerin Hazarlardan itibaren Türk ve müsavi toplumlarının birlikte yaşamalarının tarihsel getirisi olarak bugün de gelecekte de devam edeceğini düşünmekteyim.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.