güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Musevi Türkler Var Mıdır?

Yazının Giriş Tarihi: 09.03.2022 00:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.03.2022 03:56

Tarihin akışı içerisinde Türk boyları eski dünya karalar topluluğunun hemen hemen her bölgesinde yaşamışlar farklı bölgelerde farklı devletler kurmuşlardır. Bu kurdukları devletler farklı dinlere ve farklı dillere yaşamlarında yer vermişler Türk boyları farklı dillerle konuşup o dillerle geriye farklı kitabeler ve belgeler bırakabilmişlerdir. Bugünün dünyasında mevcutluğunu sürdüren dinlerin pek çoğunda yer alıp devletler kurmuş Türk boyları bazı ırkların kendileri yarattıkları dinlerle devlet kurup uzun süre bağımsız yaşayamamışlarken bu tür dinlerden bazılarını kabul eden Türk boyları o dinlerle kurdukları devletleri uzun süre yaşatabilmişlerdir.

Cumhuriyetimizin son elli yılında farklı farklı dönemlerde yakın ilişkiler içerisinde yaşadığımız Musevi toplulukları ve İsrail devleti onlarla son zamanda ülke yönetimimizin tekrar yakın temasa geçmesi kafalarda Musevilerle Türklerin tarih boyunca ne oranda ne biçimde münasebet ve yakınlıkları olmuştur? sorusunu uyandırmıştır ve bunun neticesi olarak acaba biz Türklerin Musevi ırkıyla bir köken birliğimiz mevcut mudur? sorusu da akıllarımızı kurcalayabilecek bir görünüm yaratabilmektedir.

Musevi sembollerinin aksettirdiği bazı görüntüler mesela onların da bayraklarında yer alan beş köşeli yıldız sembolü dini ritüellerinde kullandıkları altı kollu şamdanın oğuz boylarının yani Türk boylarının sayısal rakamlarına uyar onları işaret eder görüntüde olması ve Musevilerin dinlerinin Türklerin Göktanrı adını verdiği tanrıyı çağrıştıran Yehova olması ve daha buna benzer pek çok mitolojik sembollerin uygunluk göstermesi Musevi toplumunun Orta Asyalı kavimlerle ve Arap toplumuyla uygunluk göstermesi hele hele İslam dininin peygamberi olan bazı görüş sahiplerinin Türk kökenli olduğunu düşündüğü Hz. Muhammed ve soyu ile köken birliği göstermesi Musevi ırkının Türklerle de köken birliği gösterebileceğini tartışma konusu yapabilecek telakkiler söz konusu edebilmektedir.

Ancak bunlar kabullenmelere ispatı zor telakkilere dayanan durumlardır. Buna karşılık tarihte Musevi dinini kabul edip devlet kurmuş Türk boyları ve bunun neticesinde tarihte yer almış Musevi Türk devleti var mıdır? sorusuna verilebilecek somut bir cevap hazar devleti sayesinde mevcuttur.

Tarihte kurulan Türk Devletlerinin Şamanizm’den başlayarak Mani dinine, Buda dinine girdiği görülmüştür. Hatta Bulgarlar ve Macarlar gibi bazı Türk boyları ve kurdukları teşkilatlar Hristiyan olmuşlar ve tarih sahnesinde dünden bugüne Hıristiyan olarak yaşamlarını sürdürebilmişlerdir. Tarih sahnesinde Musevi olarak yaşamış Türk boyları olan Hazarlar her ne kadar tamamı Musevi olmasa da önemli bir kısmı Musevi olarak yaşamış hatta kendi isimleriyle kurdukları devlet Musevi Hazarlar tarafından yönetilmiştir. Bu devletin yazılı kaynaklarda nasıl anlatıldığına baktığımızda şu bilgilere rastlarız:

Hazar devletinin, garbi Hun devleti enkazı üzerinde, 468’de mevcudiyet gösteren Akatzier, aragurların ve Sabır Hunları ismi ile maarif kütlelerin tortusu olduğu bir faraziye ise, bu devletin 558’de kurulduğu ve büyük Göktürk devletinin garbi kolu şeklini kesbederek hız aldığı, Hazar hakan sülalesinin Gök Türkler ile bir asıldan geldiği, kendilerine bu münasebetle Hazar isminin bir muadili gibi, Türk de denildiği tarihi bir hakikattir. Anüşirvan zamanında (531.578) Sasani İran Hazarları ile harp, sulh ve sıhriyet yolu ile münasebetlerde bulunmuştur. Sasani hükümdarı nezdinde Rum (Bizans)
Hindistan ve Türkistan tercümanları ile birlikte Hazarların tercümanı var idi. Şimali Kafkasya’da yaşayan bu Hun ‘1ar yani Sabir Hunları, daha Gök Türklerden önce, din ve medeniyet ile ilgilenmiş görünüyorlar, bunların bir kısmı 507. 508 ‘de Arran Patriği Kardust’un teşviki ile Hristiyanlığı kabul etmişlerdi. Buna ait haberde bu Hunların dilinde Hristiyan ibadet kitapları te’ lif olduğu da söylenir. Bunlarında Sabir Türkleri olduğu anlaşılmaktadır. Dağıstan'daki Yahudi kolonilerinin bu Sabir Hazarlar arasında kendi dinlerini yaydıkları sabittir. Arap istilası devirlerinde Hazarlar arasında İslamiyet yayıldı. 19. asrın başında Musevilik devletin resmi mahiyetini alıncaya kadar, Hazarlar bilhassa Hristiyanlık ile Musevilik arasında sallandılar. Sülale Gök Türkler’in bir kolu olduğu için, Hazarların Sasaniler ile münasebeti daha ziyade hasmane ve Bizanslılar ile ise, dostane olmuştur. 627’de İran Bizans savaşında Hazarlar Bizans müttefiki idiler. Anüşirvan zamanında Derbend’ e kadar ilerleyen Sasani nüfusu bu savaşlar neticesinde kırılarak, Hazarlar Aras’a kadar bütün Azerbaycan’ı ele geçirdiler.
Esas merkezleri Dağıstan'da Koysu üzerinde bugün Anderay denilen mevkide bulunduğu anlaşılan Belencer şehrinde olduğu halde, cenubi Kafkasya idare merkezleri Kabale şehri idi. Balazuri bu şehri, ilk Arap istilası seferleri dolay ısı ile Hazar şehri olarak zikreder. Ağaçeri ve Sabirler daha 5. asırdan beri Kafkasya ve Azerbaycan havalisini ele geçirdikleri için, kendilerine halef olan Hazarlara 7. asırda buralarda kuvvetli bir idare kurmak müşkül olmamıştır. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.