güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

MİLLET YAPILMAK İSTENEN ALT KÜLTÜR GRUBU, BU ÇERKEZLER HAKKINDA SÖYLENENLER

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:50

Maykop dönemi

M.Ö. 3000'de Kuban nehrinin güneyinde Maykop kültürü doğup geliş-miştir. Bu kültür, giderek etkilerini doğuda Dağıstan’a, Batı da Novorosissk ve Taman topraklarına kadar hissettirmiştir. Bu kültürün en parlak döneminde demir dışın-daki tüm metallerin işlendiği anlaşilmaktadır.Bu dönemde Maykop Kültürü içeri-sinde çarkli çömlek tezgahının kullanıldığı anlaşılmaktadır. Uygarlığın özellikleri Yakındoğu ve özellikle Mezopotamya uygarlığı havasını vermektedir.Bu denli er-ken bir dönemde çömlekçi çarkinin bulun¬masını, Mezopotamya uygarlığının etkisi olarak nitelendiren araştırmacılar da vardır. Ancak bu yaklaşim çok gerçekçi de- ğildir.Maykop kültüründe ölüler çok zengin altın ve gümüş eşyalarla dolu mezar-lara gömülmektedir. Mezarların üstleri, mezar tepeleri olarak yükselmektedir. Bu mezar tepeleri içerisinde söz konusu kültüre adını veren Maykop Mezar Tepesi her yönü ile diğer mezar tepelerinden farklıdır.

Yeni birçağın habercisi          

Günümüzden 4 bin yıl önce, M.Ö. 2000‘in ilk yarısında, antik Kuzey Kafkas-ya kültürünün ilk bulguları, Katakomp Mezar kabilesinin kültürel ve tarihsel de-ğerleri Kuban steplerine doğru yayılmıştır.

Bu kültür diğer Kuzey Kafkasya kabileleri ile yakın bir ilişkiye girmiş ve bu ilişki sonucu kabileler giderek nehrin diğer yakasına sürülmüşlerdir. Bu yer deği-şikliği ile ilgili olarak bu bölgelere yabancı kabileler kendi ölü gömme yöntemle-rini de getirmişlerdir. Bu kabilelerin ölülerini, altını açık bıraktıkları çukurun yan tarafına gömerek üzerlerini büyük bir toprak tepecik ile örttüklerini görmekteyiz. Bu döneme ait mezar bölgelerinde çok sayıda metal eşyaya rastlanmıştır.Son yıl-larda bu bölgelerde ahşap mezar kültürüne ait ve geçmişi M.Ö. 2000 yıllarının sonlarına uzanan mezarlar bulunmuştur. Kuzey Kafkasya'da kabile gelişiminin son aşaması olan Tunç Çağı, burada bulunan metal işleme sahasının varlığı ile karak-terize olmaktadır. Bakır cevherinin çıkarılıp eritildiği, alaşımlarından, özellikle

tunçtan çeşitli eşyaların yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu dönemin sonu, demirin or-taya çıkışın tanığı ve yeni bir çağın habercisi olmuştur.

...Ve demir tarihi şekillendiriyor

Kuzeybatı Kafkasya'da demir M.Ö. 8. yüzyıldan bu yanabilinmektedir. Engels'e göre demir cevherinin eritilerek demir elde edilmesi, "demir kılıç ile birlikte saban demiri ve balta demiri" dönemini başlatmıştır. Tarihte devrim ya>ratma işlevi üstlenen, tüm hammaddelerin sonuncusu ve en önemlisi olan demir insanlığın hizmetine bu çağlarda girmiştir. Demir geniş alanlarda tarım yapmayı ve ormanların temizlenerek tarıma elverişli hale getirilmesini sağlamıştır. Demir insanoğluna, taşın ve diğer metallerin hiçbirisinin dayanamayacağı sertlik ve kes-kinlikte araç ve gereçler bağışlamıştır. Demirin tarım araçları haline dönüşmesi, yavaş yavaş besin toplayıcı toplumdan hayvancılık ve tarıma dayalı topluma doğru geçişi sağlamıştır. Bu geçiş erkek gücüne gereksinim duyduğu için toplumda er-keğin işlevinin ve saygınlığının artmasını da getirerek babaerkil (patriarkal) top-lum düzeninin habercisi olmuştur.

Kabile birliklerinin ortaya çikisi

Üretici güçlerin ve aletlerin gelişmesi hayvancılığı belli ölçüde önemsiz-leşmiştir. Daha sonra bu yörelere yerleşenler, yerleşik düzene geçenler, kendi ya-şam biçimlerini, toprağı işleme yöntemlerini geliştirerek, toprağın sabanla işlen-diği daha gelişmiş bir dönemi başlatmış, aynı zamanda sosyal değişimler de yaşanmışlardır. Daha gelişmiş bir ekonomi, servetin belirli ailelerde toplanmasını ve za-manla bu ailelerin bir klan aristokrasisi çerçevesinde toplanarak topluluğun diğer kesimlerinin kendilerine bağlanması sonuçlarını getirmiştir.Bu dönemde ayrıca geniş kabile birliklerinin biçimlendiği, belirgin hale geldiği dönemdir.

Etnik bütünleşmenin tamamlanması

Kabile birliklerinin biçimlendiği bu dönemde, bugünkü Çerkeş boylarının ataları olan Meot, Sind, Zikhi, Kerket,Pses, Henioch, Zanig ve daha başka boylar bu tarihten başlayarak maddi ve kültürel gelişimlerini, daha başka deyimle etnik konsolidasyonu (etnik bütünleşmeyi) tamamlamaya başlamışlardır.

Ne Turan illeri ne de Sami ırkı

Bugünkü Kuzey Kafkasya'nın otokton halkı olan Çerkeş boyları, kimilerinin savunduğu gibi Sami ırkından olmayıp, Orta Doğu'dan kuzeye göç etmemiştir. Ta-rihin hiçbir çağında sıcak denizlerden, sıcak iklimlerden kuzeye, daha soğuk böl-gelere hiç bir göçe rastlanmaz. Başka bir deyişle, İslam dininin etkisi ile Kavmı Necip olarak anılmaya başlanan Arap halkı ile ya da Sami ırkı ile Kuzey Kuzey Kafkasya boylarının hiç bir ilgisi bulunmamaktadır.

Doğu’dan kaynaklanan kimi stilize motiflerin ya da eşyaların benzeşimin! dayanak olarak gösteren Çerkeslerin kökenini Orta Asya steplerinde ve Turan          illerinde arayanlar da yanılgıya

düşmektedir. Çerkesler Kuzey Kafkasya toprakla-rında etnik konsolidasyonlarını tamamlayan otokton topluluklardır.

Kökü Tunç Çağı'na uzanan bir kültür Eski Kuzey Kafkasya halkları ve kabi-lelerinin adlarının bugün bilinmesini, komşuları tarafından bırakılan yazılı anıtlara borçluyuz. Bu yazılı belgelerde adı geçen boylar;Kimmer, İskit, Sarmat, Tauri, Sind, Meot, Kerket,

Zikhi,Henioch, Zanig, Pses, Psıl ve Kolchi'dir. M.Ö. 1. yüzyılda ve Hıristiyanlık döneminin ilk yıllarında Kuzey Kafkasya nüfusunu Meotlar ile di-ğer Kuzey KafkasyalI dağlı kabileler oluşturmaktaydı.

Meotlar Azak Denizi'nin doğu kıyıları, Kuban nehrinin alt ve orta havzala-rında yaşıyordu. Nehrin sağ yakasında kalan toprakları, bugünkü Tamizbekskaya yerleşim bölgesine kadar uzanıyordu. Moetların çagdasi olan Antik Grekler (Yu-nanlılar) M.Ö. 6. yüzyılda ilk kez Meotlardan söz etmektedirler. Öte yandan Meot-ların, M.Ö. 8 ve 7. yüzyılın ilk yarısı arasındaki dönemde, kökü Tunç Çağına kadar uzanan bir kültüre şekil verdikleri gerçeği de arkeolojik bulgulardan anlaşılmak-tadır.

Çerkeslerin ataları: Meotlar...

”Meot" sözcüğü bir çok küçük kabileyi kapsayan kolektif bir isimdir. Hıristi-yanlığın başlangıç döneminde yaşamış olan eski Grek coğrafyacısı Strabo, "Meot-ların, Sind, Dandari, Toreates, Ayres, Arreches, Torpotes,Obicliakenes, Doskhi ve diğer pek çok kabileden oluştuğunu’*yazar.Yalnızca antik edebiyat kaynaklarında değil, bu konuyu işleyen Bosphor Krallığı top-raklanndan çikartilan taş tabletler-de de Azak Denizi’nin güney kıyıları veKuban havzası antik kabilelerinin isimleri açıklanmaktadır.İsimler Bu Meot kabilelerini oluşturan ve Bosphor Krallığı'nın da un-surları olan Sind, Dandari, Toreates, Pses ve Sarmat kabileleridir. Bu topluluk-lar daha kuzey¬lerde, Don ve Volga ırmakları arasındaki, daha önce Meotlara ait olan top-rakları işgal etmiş görünmektedir . (özellikle Sarmatlar).Don ve Kuban               nehirleri arasında doğal bir sınırın bulunmaması

veSarmatların göçebe bir toplu-luk olması nedeniyle, bu topluluğu kâh kuzeyde, kâh güneyde, Kuban Havzası'nda görebilmekteyiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.