güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Mevlana’nın Şahsiyeti ve Mevlana Haftası Hakkında Düşünceler

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:46

Ama Mevlana’nın Moğol casusu olduğu konusunda kesin delil ve ipuçları olmadığından bu düşünceler dünce bazında kalmaya mahkûmdurlar. Yine Mevlana’nın hakkında pek çok farklı düşünceler ortaya atılmasına sebep olan bir nokta daha vardır ki bu biraz gayri insani düşünce sahiplerinin ortaya attığı fikirler durumunda görünen iddialardır. Bu iddiaların temeli Mevlana Şems-i Tebrizi’nin dostluk ve arkadaşlıklarından neşet ettirilen düşüncelerdir. İslam toplumunda aynı cinsten iki kişinin birbirine karşı hissettiği duyguların yanlış değerlendirilmesinin tipik örneği Mevlana ve Şems-i Tebrizi arasında söz konusu edilmiş bu iki şahsiyetin birbirine içten samimi bağlılığı kaba tarifle birbirine yakınlıklarının aşk derecesindeki bağlılığı zamanında da günümüzde de bazı düşünür ve yazarlar tarafından yanlış değerlendirile gelmiştir.

Hatta zamanında da bu iki dostun birbirine bağlılığı birbirine düşkünlük ve müptelalığı yanlış anlaşıldığından baskı görmüşler Mevlana’nın çevresinden gelen bu baskı Şemsi Mevlana’nın çevresinden kaçıp uzaklaşmaya mecbur etmiştir. Ama Mevlana’nın onu tekrar arayıp bulabilmesi üzerine bir araya gelen iki dost bu yanlış anlayış yüzünden tekrar yadırganmış ve bu yadırganmanın getirdiği baskı neticesinde Şems-i Tebrizi açıklanamayan bir şekilde ortadan kaybolmuştur. Bazı kaynaklar Şems-i Tebrizi’nin Mevlana’nın çevresi tarafından yok edildiği yolunda kanaat ileri sürmesine rağmen bu konuda da açıklık yoktur. Ancak şurası gerçektir ki Türk İslam toplumunda iki erkek arasında bu derece sıkı rabıtalarla bağlılık gösteren yaşamlar karşısında dedikoduların çıkması, karalamaların ortaya çıkması çok sık görülmüştür.

Nitekim Osmanlı Devleti’nde de Pargalı Damat İbrahim Paşa ile Kanuni arasındaki sıkı samimiyet bu tür dedikodulara sebep olmuş olduğu gibi 4. Murat ile Bayram Paşa, 4. Murat ile Nedimi Musa Çelebi arasındaki dostluk da bu tür dedikodu ve karalamalara sebep yaratmış. Kanuni’nin ve 4. Murat’ın yakın çevrelerinin baskıları bu sebeplerle sözünü ettiğim padişahın yakın adamlarına ölüm getirmiştir. Bu yüzdendir ki Şems-i Tebrizi’ni ortadan yok oluşunda da böyle bir sebebe dayalı bir şekilde Mevlana çevresindekilerin bir cinayet işlemesi arınabilir düşüncesindeyim.

Bütün bu anlatımlar dışında Mevlana Farsça ağırlıklı eser olan Mesnevi’yi yaratan bir şair ve bugün Mevlevilik denilen düşünce sisteminin temel ilkelerini ortaya çıkaran bir şahsiyet olarak önemlidir düşüncesindeyim. Ne var ki bugünün dünyasında birileri Mevlana’yı ve düşüncelerini kullanarak bir takım kitlesel oluşumlar ortaya çıkarmak çabası göstermektedir kanaatindeyim. Bu yüzden Mevlana’nın bazı hareket ve icraatları ön plana çıkarılarak Konya merkezli sosyal faaliyetler ortaya konulmaya hatta bundan turizm açısından da çıkar ve fayda temin edilmeye çalışıldığını görmekteyiz. Özellikle Sema Törenleri ağırlıklı yapılan faaliyetler bugün artık dinsel amaçtan uzak daha ziyade turizm açısından faydaya yönelik törenler haline dönüştürülmüş görülmektedir.

Bu yeni durum bu yeni anlayış Mevlana’yı Anadolu’nun Anadolu Türklüğünün birlik ve beraberliğini oluşturmada ülkemizde insan sevgisini oluşturup yerleştirmede önemli bir etken olmaktan çıkarıp ülkemize turizm geliri yani ekonomik çıkar sağlamaya yarayan bu amaçla kullanılan bir etken bir değer haline dönüştürmüş bir görünüm arz etmektedir düşüncesindeyim. Umarım bu yanlış telakki terk edilir Mevlana gerçek değer ve kimliğiyle halkımıza ve dünya kamuoyuna tanıtılmaya başlanır. Şunu da belirtmek isterim ki bugünkü uygulamalarla Mevlana tam manasıyla tanıtılmaktan çok simgesel olarak benimsetilmek amacıyla 7-17 Aralık tarihleri arasında tespit edilmiş Mevlana haftası ismiyle sözüne ettiğim şekilde değerlendirilmeye yönelinmiştir. Söz konusu bu sürenin daha detaylı ve derin manada değerlendirilmesi kutlanması gerektiğini düşünmekteyim. Umarım bu kutlamakta olduğumuz Mevlana Haftası bu tür değerlendirme ve kutlamaların başlangıç noktası olur. Mevlana ve diğer kutlanması gereken gün ve haftalarımız hep aynı tutku ve değerlendiriliş çerçevesinde kabul ve kutlama görür. Doğrusu bu şekilde değerlendirilmesi ve kutlanmasıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.