güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Mevlana’nın Şahsiyeti ve Mevlana Haftası Hakkında Düşünceler

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:46

Sultânü'I Ulemâ Nişabur'dan Bağdat'a ve daha sonra Kûfe yolu ile Kâ'be'ye hareket etti. Hac farîzasını yerine getirdikten sonra, dönüşte Şam'a uğradı. Şam'dan sonra Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde yolu ile Lârende'ye (Karaman) geldiler. Karaman'da Subaşı Emir Mûsâ'nın yaptırdıkları medreseye yerleştiler. 

 1222 yılında Karaman'a gelen Sultânü'/-Ulemâ ve ailesi burada 7 yıl kaldılar. Mevlâna 1225 yılında Şerefeddin Lala'nın kızı Gevher Hatun ile Karaman'da evlendi. Bu evlilikten Mevlâna'nın Sultan Veled ve Alâeddin Çelebi adlı iki oğlu oldu. Yıllar sonra Gevher Hatun'u kaybeden Mevlâna bir çocuklu dul olan Kerrâ Hatun ile ikinci evliliğini yaptı. Mevlâna'nın bu evlilikten de Muzaffereddin ve Emir Âlim Çelebi adlı iki oğlu ile Melike Hatun adlı bir kızı dünyaya geldi. 

     Bu yıllarda Anadolu’nun büyük bir kısmı Selçuklu Devleti'nin egemenliği altında idi. Konya'da bu devletin baş şehri idi. Konya sanat eserleri ile donatılmış, ilim adamları ve sanatkârlarla dolup taşmıştı. Kısaca Selçuklu Devleti en parlak devrini yaşıyordu ve Devletin hükümdarı Alâeddin Keykubâd idi. Alâeddin Keykubâd Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled'i Karaman'dan Konya'ya davet etti ve Konya'ya yerleşmesini istedi. 

     Bahaeddin Veled Sultanın davetini kabul etti ve Konya'ya 3 Mayıs 1228 yılında ailesi ve dostları ile geldiler. Sultan Alâeddin kendilerini muhteşem bir törenle karşıladı ve Altunapa (İplikçi) Medresesi'ni ikametlerine tahsis ettiler. 

     Sultânü'l-Ulemâ 12 Ocak 1231 yılında Konya'da vefat etti. Mezar yeri olarak, Selçuklu SarayınınGül Bahçesi seçildi. Halen müze olarak kullanılan Mevlâna Dergâhı'ndaki bugünkü yerine defnolundu. 

     Sultânü'I-Ulemâ ölünce, talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna'nın çevresinde toplandılar. Mevlâna'yı babasının tek varisi olarak gördüler. Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuş, İplikçi Medresesi'nde vaazlar veriyordu. Vaazları kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşıyordu. 

     Mevlâna 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizî ile karşılaştı. Mevlâna Şems'de "mutlak kemâlin varlığını" cemalinde de "Tanrı nurlarını" görmüştü. Ancak beraberlikleri uzun sürmedi. Şems aniden öldü.

     Mevlâna Şems'in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekildi. Daha sonraki yıllarda Selâhaddin Zerkûbî ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizî'nin yerini doldurmaya çalıştılar. 

Bu bilgiler göstermektedir ki Mevlana aslında kendi çalışmalarından dolayı değil ailesinin babasının çalışmalarından dolayı birikmiş bir kültürel birikime, bir ahlaki anlayışa sahip olma imkanına ulaşmış kişiliktir. Ailesinin kendinden önce yetiştirdiği değerlerin devamı olarak çıktığı kültür hayatında kendi çaba ve çalışmalarıyla da bir takım değerler elde etmiş olan Mevlana’nın Anadolu Türk tarihi açısından önemli olmasını sağlayan etkenlerin başında Anadolu Selçuklu sultanlığının merkezi olan Konya ya yerleşip kültürel ve sosyal yaşamın büyük çoğunluğunu burada gerçekleştirmiş olmasında da aramanın yerinde olacağını düşünmekteyim. Bu özelliği nedeniyle dağılan Selçuklu devletinin Anadolu Türk İslam halkına kaybettirdiği maddi devlet bütünlüğünü Anadolu halkı onun bünyesinde gördüğü manevi birlik ve beraberlikte aramasında aslında tesadüfi değildir. Çünkü Anadolu insanı Anadolu’nun birlik ve beraberliğini uzun süre Selçuk sarayında oturan yani Konya da oturan Selçuk sultanlarında görmüş onlar etrafında kümelenmeye çalışmıştır. Ama Köse dağ savaşı hatta ondan önceki Yassı çemen savaşı Selçuklu devletini kuvvet olarak ortadan kaldırırken Selçuklu sarayının bulunduğu Konya da manevi olarak kuvvetli bir Mevlana kültü bırakmış Anadolu Türk halkı eskiden alışageldiği birlik ve beraberliği onun etrafında aramaya yönelmiştir. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.