güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Kuruluştan Yıkılışa Osmanlı Eğitim Anlayışı

Yazının Giriş Tarihi: 15.04.2021 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.04.2021 00:05

Medreselerin bozulmalarını önlemek için Padişah III. Selim ve Koçi Bey gibi devlet adamları tarafından tedbirler alınması konusunda çalışmalar yapmışsa da istenilen sonuç alınamamıştır. Tanzimat Dönemi’nde devletin açtığı bazı okullara gayrimüslim öğrencilerde alınmaya başlanmıştır. Böylece 1969’da çıkarılan Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile azınlıkların özel okul açabileceği hükme bağlanmıştır. Böylece eğitimde ikilik doğmuş Müslüman ve Hristiyan halk arasındaki farklılığı derinleştirmiştir. II. Meşrutiyet yıllarına gelindiğinde medreselerden tabii bilimler, felsefe ve yüksek matematik gibi dersler çoktan kaldırılmıştı. Artık medreseler sadece din adamı yetiştiren ve toplumun ihtiyaçlarına cevap vermeyen kurumlar haline gelmişti. Cumhuriyet Dönemi’nde çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunun(1924) ile çağın gereklerini karşılayamayan medreseler kapatılmıştır.

5. Mesleki Eğitim

Enderun

II. Murat zamanında kurulan Enderun, sarayın üç bölümünden biridir. Enderun’un en büyük özelliği, saray üniversitesi olmasıdır. Harp Akademisi, güzel sanatlar okulu ve musiki konservatuarı gibi okulların tümünü kapsayan bir eğitim kurumu idi. Enderun mektebine devşirme sistemi ile öğrenci alınırdı.

Osmanlılar, özellikle yükselme döneminde ırkı ve dini ne olursa olsun ayrım gözetmeden yetenekli insanlara cemaatlerinde her türlü eğitim fırsatını tanımışlardır. Enderun'a ilk zamanlar Hıristiyan haktan devşirme sistemine göre toplanan ve Türk ailelerinin yanında eğitim alan çocukların içinden yetenekli olanları alınırdı. Yetenekli olanların bir kısmı, Enderun mektebine alınır ve bunlara iç oğlanlar denirdi. Enderun mektebinde eğitim hizmet eğitimi, teorik alanda eğitim, beden eğitimi ve sanat eğitimi olmak üzere dört alanda yapılırdı.

Hizmet yoluyla verilen eğitimde saray işleri öğretilirdi. Eğitim ve öğretim yedi oda içinde verilirdi. Koğuş da denilen bu odalardaki eğitim süresi bir iki yıl arasındaydı. Öğrenciler alt odalarda eğitim ve öğretime başlar daha sonra sırayla diğer odalarda eğitim görürlerdi. Bu odalar; büyük oda, küçük oda, doğancılar odası, seferli odası, kiler odası, hazine odası ve has oda idi. En yüksek oda has oda idi. Burada padişahın şahsi hizmetini gören en az kırk subay bulunurdu. Has odaya yükselmeden, diğer odalardan da devlet hizmetine çıkabilirdi. Enderun'da eğitim ve öğretim görenler çıkma denilen atama usulüyle birunda ya da taşrada görevlendirilirdi. Has odadan çıkanlara doğrudan sancak beyliği de verilirdi. Has odanın kumandanı vezir rütbesiyle saraydan çıkarılır, hatta sadrazam olurdu. Enderun'dan çıkma usulüyle taşraya gidenler Osmanlı kültürünü buralarda yayarlardı.

Enderun da Yükseköğretim düzeyinde, eğitim öğretim yapılırdı. Türkçe, Farsça edebiyat ve tarih gibi dersler en üst düzeyde verilirdi.

İç oğlanlara yeteneklerine göre ok atma, ata binme, cirit atma, mehterhanede musiki, şiir, hat, minyatür, cilt, spor ve sanat gibi alanlarda eğitim verilirdi.

Enderun mektebi; pek çok vezir, sadrazam, yüksek devlet görevlisi, komutan, hattat, müzisyen, şair, nakkaş ve ressam yetiştirmiştir.

Saray bünyesindeki eğitim kurumlarından biri de şehzadelerin devlet yönetimi konusunda bilgi sahibi olmaları için açılmış olan şehzadeğan mektebi idi. Şehzadeler hocalarından (lala) dini, siyasi, askeri ve kültürel konularda eğitim alırlardı. Şehzadeler tecrübe kazanmak için on, on beş yaşlarında sancaklara çıkarılır ve yanlarında lala diye adlandırılan özel hocaları bulunurdu. Şehzadeler arasındaki taht kavgalarını önlemek amacıyla XVI. Yüzyıldan itibaren şehzadeler sancağa çıkarılmamış, sarayda kafes denilen dairelere kapatılarak eğitilmeye çalışılmıştır. Bu durum, Osmanlı Devleti'ni yönetimde çöküşe götüren nedenlerden biri olmuştur.

Esnaf Teşkilatında Eğitim

Osmanlı esnaf örgütü, Anadolu Selçuklu Devleti’ndeki Ahilik çerçevesinde gelişmiştir. Osmanlılar XV. Yüzyıldan itibaren bu teşkilata lonca ismini vermiştir. Osmanlı Devleti’nde her mesleğin ayrı bir loncası bulunurdu. Esnaflar arasında da sıkı bir dayanışma vardı. Devlet ile esnaf arasındaki ilişkiyi lonca kethüdası sağlardı. Mesleki eğitimin yanında lonca teşkilatında üyelere toplumsal yaşamın gereklerinden olan ahlaki ve kültürel eğitim de verilirdi. Aynı zamanda teşkilat, üyelerinde askeri eğitim (silah kullanma) ve beden eğitimi de veriyordu. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.