güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Kurtuluş Savaşı’nın Kahraman Makedonyalıları

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Hamdi Bey 1886 yılında Makedonya'da Köprülü kasabasında doğdu. Onun için Köprülü'lü Hamdi Bey olarak anılmaktadır. Babası Kolağası İbrahim Bey'di. Küçük yaşta yetim kaldığından, dayısı Celalettin Bey tarafından yetiştirilmiştir. İlköğrenimini Köprülü'lü kasabasında, orta öğrenimini Üsküp İdadisi'nde yaptı. Onun bu yılları Sultan Abdülhamit in İstibdat Devri diye adlandırılan saltanat yıllarına rastlamaktadır. Devrin olayları, yetiştiği çevre kuşkusuz onun üzerinde etki yapmıştır.

Hamdi Bey orta öğrenimini Üsküp'te tamamladıktan sonra yüksek öğrenim yapmak üzere İstanbul'a gitti ve Mülkiye Okulu'na (Bugünkü Siyasal Bilgiler Fakültesi) girdi. Bu okuldayken önemli olaylara tanık oldu. Bu olayların en önemlisi Meşrutiyet'in yeniden ilanıdır. Hamdi Bey bu sırada yirmi, yirmibir yaşlarında heyecanlı, ateşli bir yüksekokul öğrencisi idi.

Hamdi Bey yirmi dört yaşlarında Mülkiye öğrenimini bitirdi. Mezuniyetini takiben Türkiye'de ilk defa açıları İhtiyat Zabit Mektebi (Yedek Subay Okulu) ne girdi ve 1911 yılında Ast teğmen olarak diploma aldı.

Hamdi Bey memurluk yaşamına Kosova da Maiyyet Memurluğu görevi ile başladı. 1912 yılında patlak veren Balkan Savaşına kadar bu görevde kaldı. Balkan Savaşı sırasında Yedek Subay olarak orduya katılıp savaş sonuna kadar askerlik görevini yerine getirdi. Kazım Özalp kendisinden “önceleri bir düşünce adamı olan, okumayı seven, şiir yazan yağlı boya, kara kalem resim yapan, ud, keman, tambur çalan, şık ve temiz giyinen her gün tıraş olmayı ihmal etmeyen titiz Maiyyet Memurundan gözünü budaktan sakınmayan çetin bir savaşçı, yaman bir kavga adamı ortaya çıkmıştı,” şeklinde söz etmektedir.

Hamdi Bey Edirne'nin düşmanlardan geri alınmasından sonra Edirne Polis Müdürlüğü İdari Bölüm Başkanlığına getirildi. Birkaç ay sonra da Demirköy İlçesi Kaymakamlığı'na atandı. 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı çıktığı sırada Hamdi Bey Demirköy Kaymakamlığı görevinde bulunuyordu. Kaymakam olduğu için savaşa katılmadı. 1915 yılında Malkara Kaymakamlığı. 1916 yılında da Keşan Kaymakamlığı görevine getirildi. 1916 Martından Temmuzuna kadar burada görev yapmış, daha sonra Balıkesir'in Sındırgı İlçesi Kaymakamlığı'na atanmış, oradan da 13 Temmuz 1917'de Edremit Kaymakamlığı'na nakledilmiştir. Hamdi Bey Edremit Kaymakamlığı görevinde iken kasaba ileri gelenlerinin ve öğretmenlerinin yardımlarıyla Edremit Darül- Eytamı (Edremit Yetimler Yurdu)nı kurdu. Kaymakamlıktan ayrıldığı zaman burada 105 şehit çocuğu barınıyordu. Ayrıca Darül- Eytam'ın bir odasında Edremit İdman Yurdunu kurdu. (25 Nisan 1918) İdman Yurdu daha sonra Gençlik Kulübü adıyla çalışmalarını sürdürmüştür.

Hamdi Beyi yakından tanıyan Ruhi Naci Sağdıç'ın anlattıklarına göre, henüz 29 yaşındaki genç kaymakam Darül- Eytam ve İdman Yurdundan başka bir basımevi kurulmasına. Bir gazete çıkarılmasına öncülük etmiş. Kasabaya elektrik getirtmek için etütler yaptırmış, kasabanın imar planını çizdirmiş, kanalizasyon işini başlatmıştır. Hamdi Bey iki yıl Edremit Kaymakamlığı yaptıktan sonra 9 Nisan 1919 tarihinde Damat Ferit tarafından azledilmiştir.

Azlini müteakip bir süre Ayvalık'ta Ali Çetinkaya’nın yanında, bir süre de Burhaniye'de kalmış, daha sonra Balıkesir'de kurulmuş olan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nde faaliyet göstermiştir. Bu cemiyet adına Biga ve Yenice bölgelerinde önemli çalışmalara imza atmıştır. Bunlardan Akbaş Cephaneliği baskını Büyük Önder Mustafa Kemal’in Nutkunda da anlatılmaktadır. İlk Yunan birliklerinin 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’i işgalinin yarattığı ortamda, 26 Temmuz 1919 tarihinde başlayan 1. Balıkesir Kongresi, 15 Ağustos 1919 tarihinde düzenlenen Alaşehir Kongresi ve 19 Kasım 1919 tarihindeki 2. Balıkesir Kongrelerinde, Yunan işgaline karşı Ayvalık, İvrindi, Akhisar, Salihli, Soma, Aydın ve Ödemiş cephelerinin kurulması kararları alınmıştı.

Ancak, hem Aznavur Ayaklanması’nın neden olduğu cephane sarfiyatı hem de bu cephelerin gereksinmelerinin karşılanması hayati bir ikmal sorunuydu. Akbaş Cephaneliği’ndeki malzemeye el konulması fikri böyle bir ortamda, Balıkesir’deki 61. Ordu komutanı Kazım (Özalp) Bey’in ve Heyet-i Merkeziye üyesi Köprülülü Hamdi Bey tarafından gündeme gelmiştir. Akbaş Cephaneliği, Gelibolu Yarımadası’nın doğusunda, ancak küçük gemilerin demirlemesine uygun bir koyda bulunmaktadır. Çanakkale Savaşları sırasında Gelibolu Yarımadası’ndaki kuvvetlerin ikmal yönünden desteklenmesine elverişli bir koydur. Depo ve çevresi Senegallilerden oluşan Fransız birlikleri tarafından sıkı bir şekilde korunmaktadır ve Gelibolu’yla doğrudan telefon bağlantısı vardır.

 İngiliz deniz üssü Çanakkale ile Akbaş koyu ise denizden 20 dk.lık bir mesafededir ve kısa sürede yardım görebilecek durumdadır. Ayrıca Çanakkale Boğazı’nda devriye gezen İngiliz gemileri, bu süreyi daha da kısaltmakta, ayrıca baskında ele geçirilecek malzemenin Anadolu kıyısına sevkiyatını riske sokmaktadır.

Köprülü'lü Hamdi Bey, baskın öncesinde gerekli incelemeleri yapması için Dramalı Rıza Bey’i görevlendirmiştir. Rıza Bey, yerel köylü kıyafetleri ile bölgede bir hafta kadar çalışmış, depodaki güvenlik önlemleri konusunda koğuşların yerleri, nöbet noktaları, nöbet değişim saatleri, mevcut asker ve subay sayısını, telefon hatlarını, sahilde kayıkların yanaşıp yükleme yapabileceği noktaları kapsamak üzere gerekli incelemeleri yapmıştır. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.