Sözünü ettiğim çevreleri irdelemeye kalktığımızda kurban kesen kişinin farklı evrelerde yönetilip yönlendirilmesi dikkate alınarak bu etkileyen çevreleri iki gruba ayırabiliriz. Bir başka deyişle kurban kesme olayını rant olarak görüp kurban kesen kişileri kendileri için kurban gören çevreler iki ana grup altında toplanabilir. Bunlardan ilki, kurban satımı ve kurbanın kesimi, dağıtımı işiyle ilgilenmeyi üstlenip kurban kesen kişiyi ameli uygulamadan devre dışı bırakıp onun yerine sadece ondan ücret alanlar.
İkinci grup ise kurban kesimi olayında sadece kesimden sonra kurbanın etinin dağıtılması veyahut derisinin sakatatlarının bağışı işleriyle ilgilenenler. Bunlardan birinci gruba baktığımızda bu işin başında aslında direkt olarak kendisiyle ilgili bir görev olmamasına rağmen bu olaydan gelir elde etmek için ilgilenen Diyanet Vakfı gelmektedir.
Bu Vakıf şehrimizde olduğu gibi kurban satım ve kesim görevini dağıtma görevini üstlenip bu işi belirli bir ücretle yapmaktadır. Ve ne tuhaftır ki yanlış hatırlamıyorsam Diyanet İşleri Başkanının bir beyanında vekâletle kurban kesilmez demesine karşılık vekâlet alarak vatandaşı tespit edilen ücreti ödeme dışında hiçbir işleme karıştırmadan kurban kesmeyi üstlenen bir teşekkül olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun benzeri bir davranışı Mehmetçik Vakfı gibi bir teşekkülde gerçekleştirmektedir.
Bu tür davranış hep, kurbanı, kurban kesme işini kurban keseni rant görme temayüllüğündendir. Toplumsal amaçlı bu iki teşekkülün daha doğrusu resmi özellikli iki teşekkülün yanında bazı özel derneklerde aynı şekilde davranmakta kurban olayını başından sonuna kadar üstlenip kurban kesmek yükümlülüğünde olan kişileri devre dışında bırakmaktadırlar. Bu özellikteki dernekler daha ziyade tarikat kökenli yahut İslami yardımlaşma amaçlı gözüken dernekler şeklindedir.
Bunlarda aynı şekilde kurbanı satmaktan başlayıp kesip dağıtmaya kadar olan tüm işlemi üstlenmektedirler. Bütün bunların dışında bazı tarikat kökenli kişiler ise kendi aralarında kendilerine yakın hissettikleri kişileri de yanlarına alarak kurban kesme olayına el atmakta bundan rant olarak faydalanmaya yönelmektedirler. Bu yer yer ülke çapında görüldüğü gibi kentimizde de şüphesiz görülmektedir.
Nitekim kahvehane konuşmalarından birinde böyle bir girişime katılmış birisinin beyanı şu şekilde olmuştu;
Arkadaşına hitaben söylediği sözde ülke dışında bil hassa Afrika’da kurbanlıkların ucuz olduğu, daha ucuz bir kurban kesilmesinin mümkün olduğunu bu nedenle kendi aralarında içlerinden birisi imam olmak üzere üç kişiyi tespit ettiklerini bu üç kişinin organizasyona dâhil olacak kişilerin kurbanlarını (tasarlanan doğru ise) Gine, Somali gibi yerlerde kesip orada ihtiyaçlılara dağıtacaklarını böylece daha ucuza kurban ibadetini gerçekleştirmiş olacaklarını söylemiş ve arkadaşını da katılmaya çağırmıştı.
Bu söz konusu girişim gibi daha başka girişimler şüphesiz ülkemizin her tarafında mevcut olacaktır. Kurban konusunda ikinci grubu oluşturanlar yani kurban kesim işini rant görüp bu olaydan çıkar sağlayan ikinci grup ise bunlar daha ziyade daha önce de belirttiğim gibi kesilen kurbanların etlerini bağış olarak alıp ülke dışındaki bazı İslam ülkelerine iletmeye aday olanlar yahut kesim işini üstlenip kesim işinden aldıkları ücretle deri veya sakatat bağışı ile gelir elde etmeye yönelen kesimi oluşturmaktadırlar. Bu tür kuruluşların başında derilerin toplanması işlevini Türk Hava Kurumu eliyle Fakir Fukara Fonu eliyle gerçekleştirmeye çalışan devlet gelmektedir. Toplumsal hizmeti üstlenmiş Kızılay, Yeşilay, Türk Hava Kurumu, Mehmetçik Vakfı, Fakir Fukara Fonu gibi teşekküllere gelir sağlamak amaçlı olarak kurban derilerinin toplanma işlevi bu işin aslını oluşturmaktadır.
Bunun dışında İslami Yardım Vakıfları diyebileceğimiz daha doğrusu kendi beyanlarına göre İslamlar arasında yardımlaşmaya yönelik kurulmuş bazıları tarikat kökenli olan derneklerde kurbanların kendilerine İslami ülkelere ulaştırılmak üzere bağışlanmasını istemektedirler. Bunlar görünüşte kesilen kurbanın etine talip görünseler de çoğu kurbanı kendileri alıp kesip dağıtmayı tercih ettiklerinden aslında sadece nakit bağışı talep eden derneklerdir.
Hatta pek çoğu televizyonlarda verdikleri reklâmlarla halktan bu bağışları taleplerini sürdürmektedirler. Bu arada şunu da belirtmek isterim ki işin içerisinde rant olmasa acaba bu dernekler televizyonlardan yaptıkları reklamları yapmak için harcadıkları paraları harcamaya teşebbüs ederler miydi? Bu tür derneklerin bu tür reklâmları nedense insana kaz gelecek yerden tavuğu esirgememek sözünü hatırlatmadan edemiyor. Devam edecek…