güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Kuran’la Büyümek ve Kuran’la Büyüyenler

Yazının Giriş Tarihi: 16.06.2021 00:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.06.2021 00:09

Kuran’la büyüyen kişiler ille de bir tarikata mensup olmak bir şeyhin önünde diz çöküp el etek öpme evresinden geçmek zorunda olan malının mülkünün parasının bir kısmını tarikata bağışlamak zorunda olan kimseler olacaktır diye bir kaide yoktur. İslam dininde tarikat lideri de olsa el etek öpmek yoktur. Peygamber bile elini, eteğini öptürmemiştir. Bunun aksine davrananlar el etek öpenler, el etek öptürenler Kuran’a göre hareket etmediklerinden büyümüş görünseler de, büyümüş olsalar da, Kuran’a göre büyümüş kimseler değildir.

Bulunduğu görevde elindeki yetkileri kullanmada kendi aile üyelerini, kendi akraba ve yakınlarını kayıran şahsiyetler makam ve mansıp dağıtma da onlara öncülük tanıyanlar toplum lehine ve çıkarına değil makam ve mansıbı verenin yararına çalışacak kişilere görev, yetki, makam ve mansıp verenler Kuran’a göre davranmadıkları için aynı şekilde onların verdiği görevleri alanlar da aynı davranış içinde bulundukları için Kuran hükümlerinin dışında kaldıklarından hiçbir zaman Kuran’a göre yetişmiş Kuran’a göre büyümüş kimseler sayılamayacaklardır. Her ne kadar bizi kandırmak için onlar da Kuran’la büyüdüm deseler de sözleri yaptıkları hilenin itirafından başka bir şey değildir. Bence Kuran’a göre büyüdüm denilebilecek kişiler, Kuran’la büyüdüm denilebilecek kişiler küçük yaştan başlayarak Kuran’ın hükümlerini, sure ve ayetlerini okuyup anlayabilecek okuduklarına göre ibadet edip yaşamını sürdürebilecek kişiler olabilecektir.

Eğer bir şahıs Kuran’ı okuyor anlamını biliyorsa haram yemiyor, haksızlık yapmıyor, ırza mala tecavüz etmiyorsa, yalan söylemiyorsa, kamu mallarını kendi hesabına geçirip haksızlık yapmıyorsa, insanlara eşit davranıyorsa Kuran’a göre yaşamış ve Kuran’a göre davranmış olduğundan ben Kuran’la büyüdüm diyebilme hakkına haiz kişi olma durumundadır. Bütün bunlardan sonra değerli okurlarım karşımızdaki kim olursa olsun hangi makamda ve mevkide olursa olsun ben Kuran’la büyüdüm diyorsa onun gerçeği mi söyleyip yoksa yalanını mı itiraf ettiğine karar vermek için yaşantısına bakmamız gerekir. Eğer yaşantısı Kuran hükümlerine göreyse gerçeği söyleyen kişidir. Ona saygı gösterip, destek olmak, yardımcı olmak bence yerinde bir davranıştır. Ama eğer karşınızdaki kişinin yaşamı, davranışları Kuran hükümlerine, ayet ve surelerin beyanlarına uymuyorsa onları ihlal eder özellikler gösteriyorsa onun gerçeği söylemeyip Kuran denilen kutsal kitabımızı kendi çıkar ve menfaatleri uğruna alet olarak kullanmayı çok iyi gerçekleştirip o sayede zenginleşip etki ve yetki sahibi olduğunu itiraf ettiğini anlamanız gerekir. Ve böyle bir şahsiyete de saygı duymak bir yana yalancı olduğunu söyleyip sırtınızı dönmek, ona engel olmak onun sizi ve toplumunuzdan başka şahısları aldatıp Kuran’ı kullanarak yeni büyümeler elde etmesine elinizden geldiğince engel olmaya çalışmanız yerinde bir davranış olacaktır düşüncesindeyim.

Kısaca şunu söyleyebilirim ki kuran kelimesini ağzından düşürmeyen kuran hükümleri şunu gerektiriyor bunu gerektiriyor diye etrafındakileri toplumu kendi istekleri doğrultusunda icraat yapmaya kendine ve kendi çıkarlarına hizmet etmeye yönlendirmeye çalışan kişilere dikkat etmek gerekir. Böyle kişilerde aranacak en büyük özellik tavsiye ettiklerinin yapılmasını istediklerinin kurandaki ayet ve surelerin meallerinin hükümlerine ne derece uyduğunu veya uyup uymadığı konusudur. İster diyanet işleri başkanı, ister müftü, ister hoca, ister imam, isterse tarikat veya mezhep cemaat lideri olsun İslami konularda hüküm verenlerin halka tavsiyede bulunanların söyledikleri sure ve ayetlerde beyan edilenlerle uyuşmuyorsa onların söylediklerinin doğruluklarından şüphe duymalı söylediklerini ayet ve sure hükümleriyle dikkatli bir şekilde karşılaştırarak yalan söyleyip söylemediklerine öyle karar vermelidir. Çünkü bu tür şahsiyetler kendi çıkarları için bazen de sırtlarını yasladıkları siyasetçilerin yöneticilerin çıkarlarını gözetmek ve sağlamak uğruna bile bile yalan söylemekte onlara alet olabilmektedirler. Hatta bazen söylediklerinin Kuran’da mevcut olmadığını bildiklerinden söylediklerinin doğruluğunu peygamberin sözlerine yani hadislere dayandırarak ispatlamaya çalışmaktadırlar. Bu nedenle sahih hadisleri kendilerine göre anlamlandırıp yorumlamaya bazen de sahih olmayan doğruluğu şüphe götürür hadislerle izah etmeye ispat etmeye çalıştıkları da görülebilir. Hatta daha ileri gidip isteklerini tavsiyelerini yaptırabilmek için hadis uyduranları bile olabilir bu yüzdendir ki her söylediğini her tavsiyesini Kuran’da var diyerek yahut hadislere dayandırarak açıklamaya çalışan toplumu bunlarla yönlendirmeye çalışan din adamlarına siyasetçilere ve yöneticilere inanamamak söylediklerinin doğru olup olmadığını sure ve ayetlerin meallerine bahsettikleri hadislerin sahih olup olmadığına bakarak değerlendirilmelidir kanaatındayım. Sonuç olarak her kuranla büyüdüm veya Kuran’la büyüdük diyenin sözüne inanmamak onun veya onların kuranla büyüdüm veya Kuran’la büyüdük tabirine verdikleri anlamın Kuran’ın sure ve ayetlerinin hükümlerine göre yaşayıp gelişip büyüdük anlamına gelip gelmediğine dikkatle bakmak ona göre değerlendirmek gerekir. Çünkü kuranla büyüdüm veya büyüdük tabirinin altında çeşitli vesilelerle kuranı kullanarak çıkar sağlayıp yaşamımızı devam ettirdik, gelişmemizi zenginliğimizi siyasi sahadaki hakimiyetimizi geliştirdik, beyanı da ifade ediliyor olabilir bize düşen Kuran’ı esas alıp yaşamını onun hükümlerine göre sürdürenler önemlidir onlara önem verilmelidir ötekiler terk edilmeli Kuran-ı Kerimi çıkarlarına alet etmelerine Kuran hükümleri aleyhine büyümelerine izin verilmemelidir düşüncesindeyim.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.