güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Kapitülasyonlar

Yazının Giriş Tarihi: 13.08.2022 00:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.08.2022 16:32

Kapitülasyonları kabaca tanımak için bazı belgelere dayanarak şu bilgilere rastlar, şu bilgilerle karşılaşırız: Osmanlı devleti de yabancıların statüsünü tespit eden hukuki, mali, idari ve dini özellikteki antlaşmalar kapitülasyon denir.

Kapitülasyonlara, kısaca ‘imtiyaz’ veya ‘imtiyazat-ı ecnebiyye’ de denir.  Kapitülasyon denince aklımıza hemen Osmanlı devletinin 1536’dan başlayarak Avrupa ülkelerine tanınan ticaret ayrıcalıkları gelir. Oysa ilkçağ ve ortaçağ boyunca birçok devlet birbirine aynı anlamda ayrıcalıklar tanıdığı gibi Osmanlı devleti 1536’dan önce de ilişkide bulunduğu bazı Avrupa devletlerine bu tür ayrıcalıklar tanımıştır.

Osmanlı tarihinde ilk olarak Sultan Birinci Murad Han zamanında 1365 yılında Dalmaçya kıyılarında fakir bir ülke olan Ragusa Cumhuriyeti’ne beş yüz duka haraç karşılığında ticari imtiyaz verildi. 1397’ de Osmanlı ülkesine gelen Bizans elçi ve konsoloslarına bazı imtiyazlar verildi. Bu imtiyazlar karşılığında.

Bizans imparatorluğundan İstanbul’ da bir Türk mahallesi kurma ve mahallede oturan Türklerin davalarına bakmak üzere kadı ile din işlerine bakacak müfti tayin etme hakkı tanındı. Yıldırım Bayezid’in oğulları Süleyman Musa Çelebi ve Mehmed çelebi devirlerinde de yabancılara bazı değişiklerle kabul etti. 1479’da yine fatih tarafından Venedik’e Kefe ve Trabzon’da ticaret yapma hakkı verildi.

Fatih sultan Mehmet tarafından Venedik’e verilen bu imtiyazları yavuz sultan selim 1513’te ve kanuni sultan Süleyman 1521’de yapılan Osmanlı- Venedik ticaret antlaşmalarıyla genişleterek kabul ettiler. Mısır’ın fethinden sonra Fransız, Venedik ve Katalanlara Memlükler tarafından verilen imtiyazlar, yavuz ‘sultan selim tarafından da tanındı.

Osmanlı sultanları verdikleri bu imtiyazlarla fethettikleri ülkelerde ticari faaliyetlerin canlı kalmasını ve ellerine geçirdikleri önemli transit yolların faal olmasını sağlıyorlardı. Ayrıca, bu asırda Amerika’nın ve Ümit Burnu’nun keşfedilmesi sebebiyle ipek yolu ticareti Osmanlı topraklarından uzaklaşmış, ticaret batıya kaymıştı.

Almanya- ispanya imparatoru Şariken’le İran şahının Osmanlı devleti aleyhinde birlik kurmak istediklerini tespit eden kanuni Sultan Süleyman Han, Şariken’in Avrupa’ya hakim olma isteğine mani olmak için, rakibi Fransa’yı siyasi bakımdan destekledi.

Veziriazam makbul İbrahim paşa, Fransız konsolosu ile 1535 te tasarı şeklinde ticari bir muahede hazırladı Şubat 1536’da imzalanarak verilen bu ahitnameye göre Fransız tüccarlarının yüzde beş gümrük ile her iki devlete ait gemilerle serbestçe dolaşmaları ve bütün hukuki muamelelerde Fransız konsoloslarının kaza hakları kabul ediliyordu. Bundan başka Fransız tebacı hakkında davalarda hüküm verecek kadıların yanında bir Fransız tercümanı hazır bulunacaktı.

Müslüman tebaadan birisine olan borcunu ödemeden kaçan Fransız’ın yerine başka bir Fransız ve konsolos yakalanmayıp, Fransa Kralı aleyhine dava açılacaktı.

16. yüzyılın ortalarına gelindiğinde Venedik elde ettiği ayrıcalıklarla Osmanlı dış ticaretinin büyük bölümünü yürütür olmuştu. Bu arada Suriye ve mısırın Osmanlı egemenliğine girmesiyle Asya- Avrupa arasındaki eskiden beri çok önemli bir ticaret yolu olan ipek yolu da Osmanlı devletinin eline geçmişti. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.