güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

KADINLAR GÜNÜ HAKKINDA BİLGİLENDİRMELER

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Osmanlı imparatorluğu devam ettiği sürece Türk kadınının bu durumu devam etmiştir. Ancak Cumhuriyetin kuruluşu Mustafa Kemal’in Türk kadınına haklarını kazandırmasıyla özellikle seçme seçilme hakkını vermesiyle medeni kanunu kabul edip tek eşle evliliği ve medeni kıyafeti kabulüyle Türk kadını erkeğiyle eşit düzeye gelebilmiştir. Ne var ki bu kazanımlar eski durumun memnun ettiği erkekleri rahatsız etmiştir. Ancak ciddi inkılaplar ve uygulamalar birbirini takip ederek kadın erkek eşitliğini büyük ölçüde topluma kazandıran cumhuriyet rejimi getirdiği yeni eğitim sistemiyle kadını bilinçlendirerek kadın erkek eşitliğini toplumda daha kalıcı kılmaya yönelmiştir. Ne var ki dünya toplumlarında kadın erkek eşitliği konusunda kadınlar kazandıkları bütün hakları mücadele ederek aldıklarından bu hakların değerini bilecek durumdadırlar. Oysa bizim kadınımıza bu haklar Mustafa Kemal tarafından adeta bir padişah cemilesi gibi hediyesi gibi verildiğinden Türk kadını bu hakların değerini çoğunlukla kavrayamamış özümseyememiş bu yüzden sahip çıkamamıştır. Eğitim sahasında eğitimcilerin anne babaların kızlarımızın eğitimine gereken önemi vermemesi nedeniyle bilinç sahip bilgi sahibi olamayan meslek sahibi olamayan kızlarımız kadınlarımız ekonomik açıdan bağımlılıklarını sürdürmek zorunda oldukları eşleri ve diğer erkek yakınların karşısında haklarını hiçbir zaman gereği gibi koruyamamışlardır ve halen de koruyamamaktadır. Feodal yapının baskı altına alıp ezdiği aşiret hukukunun mahalle baskısının toplum baskısının aile ve din baskısının ezdiği kadınlarımız Atatürk inkılaplarının Türk Cumhuriyetinin kendine verdiği kadın haklarına hiçbir zaman gereği gibi sahip olamamışlardır. Türk erkeği kızına kız kardeşine bu konuda yardımcı olmamıştır. Bunu bilerek yapmamıştır. Çünkü kendi kız kardeşi veya kızı bilinçlenirse karşısındakinin kızı kız kardeşi de bilinçlenecek bilinçlenen bu kadınlar yarın kendi karşısında eş olarak haklarını savunabilecekler kendilerini zor duruma sokacaklardır. İşte bütün bu durumlar Türk kadının kadın hakları konusunda eğitim konusunda ekonomik şartlar konusunda sosyal şartlar konusunda kadın erkek eşitliğini sağlamasını engellemişlerdir. Bütün bunlara rağmen ilerici toplum güçleri reformcu toplum kitleleri ve bireyleri kadına toplum içindeki hak ettiği yeri kazandırma konusunda kadını bilinçlendirmeyi sürdürmüşler bir yandan kadını bu yolda mücadeleye hazırlarken bir yandan bu yolda kendileri de bu yolda mücadeleyi sürdürmüşlerdir. Toplum laikleşmiş kadın erkek eşitliği en azından kentsel sahalarda istenilen seviyelere ulaşmıştır. Artık ekonomik sahada sanat sahasında bilim ve spor sahasında kültür sahasında Türk kadını varlığını göstermeye korumaya başlamışlardır.  Diyebilirim ki son 20 yıla gelene kadar geçen süre içerisinde Türk kadını batı kadınıyla boy ölçüşecek duruma gelirken pek çok doğu ve İslam toplumu kadınını da kadın hakları konusunda örnek olabilecek seviyeye ulaşmıştır. Ancak toplumda durum değişince rüzgarlar eski rejim yanlılarının lehine esince estirilince durum değişmeye başlamıştır. Türk toplumu ana dış mihrakların etkisi ve teşfikiyle ama eski rejim yanlıların kuvvet kazanmasının yarattığı etkiyle tekrar dinsel ağırlıklı rejimlere doğru yelken açarken tekrar Türk kadınını da baskı altına almaya yöneldiğini gösteren görüntüler vermeye başlamıştır. Medeni nikahla tek eşle evlilik usulü file vermeye imam nikahı dediğimiz nikahla evlilikte toplum içinde meşruiyet kazanmaya başlayınca Türk kadını üzerinde erkek baskısı tekrar hortlamaya başlamıştır düşüncesindeyim. Öyle ki artık arkasında doğru dürüst devlet desteği bulmadığını düşündüğüm Türk kadının gözü tamamen korkutulmak sindirilmek için kızlarımız ve kadınlarımız erkekler tarafından öldürülmeye hatta hunharca katledilmeye başlamıştır. Kız ve kadınlarımızı katledenler babalar ağabeyler boşanmalara karşı çıkan medeni veya imam nikahlı eşler kızlarımızın kadınlarımızın kendine evet demediği reddettiği onları gözüne kestiren erkekler vahşet derecesinde cinayetlerle kızlarımızı kadınlarımızı öldürmeye başlamışlar ne yazık ki bunların pek çoğu da cüzi cezalarla kurtulmaya başlamışlardır. Öyle ki toplumumuzda yürekleri sızdıracak sebeplerle mahkemede iyi davranış göstermesi temiz giyinip kravat takması gibi sebeplerle ceza indirimine uğrayıp ağır cezalardan kurtulan kadın katilleri de görülmeye başlamıştır. Sözün kısası dünya kadın günün kutlandığı 8 Mart ta dahil olmak üzere son günlerde yaşanan pek çok kadın cinayeti bize göstermektedir ki toplum olarak dünya kadın gününü kutlamayı hak eden bir toplum durumunda değilizdir. 8 Mart dünya kadınlar gününü milat kabul ederek kadınlarımıza bütün haklarını kullanabilecekleri erkeklerle eşit hak sahibi olabilecekleri bir toplum bir dünya vermek mecburiyetinde olduğumuzu artık idrak etmeliyiz. Gerek milat öncesi durumda gerek Mustafa Kemal devrinde dünya milletlerine örneklik ettiğimiz kadın hakları konusunda erkek kadın eşitliği konusunda sahip olduğumuz örneklik durumuna tekrar yükselmeli bu konuda laik olduğumuz yeri alırken kadınlarımıza erkeklerimiz karşısında laik olduğu yeri mutlaka vermeliyiz. Annemizin de eşimizin de, kızımızın da, hatta öğretmenimizin de, yeri geldiğinde canımızı emanet edeceğimiz dokturumuzun da önüne çıkıp hak arayacağımız yargıcında kadın olduğunu olabileceğini unutmamalı toplum olarak kadına gereken önemi vermeliyiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.