İstanbul’un Gerçek Fatihi Akşemsettin’dir Diyenler Neyin Peşindedirler?

Nitekim ülkemizde ayrılıkçı Kürtlerin ya da Kürtlerin oylarını kendine, kendi hesabına kazanmak isteyenlerin Selahaddin Eyyubi’nin bayrakları altında Hıddin’de Türk ve Kürtlerin yan yana birlikte Hristiyanlara karşı savaştığını hatta Yavuz Sultan Selim ‘in Çaldıran zaferini İdrisi Bitlisi’nin onun hesabına kazandığı Kürtler sayesinde elde edebildiğini söylediklerini görebilmekteyiz. Ne tuhaftır ki bu sözler tarihe ters, tarihi gerçeklere zıt ifadeler olduğu açık olan ifadeleri oluşturmaktadır. Bunun benzeri ifadeleri siyasiler veya dinsel mensuplarını artırmak isteyen iktidarlarını kuvvetlendirmek isteyen kişi ve liderler de kullanabilmektedirler.

Nitekim bu tür tarihi saptırmalardan birisi de ulusal medya mensubu tanınmış bir televizyon kanalı vasıtasıyla gerçekleştirilmiş gözükmektedir. Bu kanalda dile getirilen ifadeye göre İstanbul’un fethi sırasında Fatih Sultan Mehmet fetih girişimine hocası Akşemseddin’in Veziri Azam Çandarlı Halil Paşayı ve diğer Vezirleri etkilemesi sayesinde girişebilmiştir. Yoksa bu devlet adamları İstanbul’un fethine karşıdırlar. Ama Akşemseddin’in manevi şahsiyetine karşı gelememiş bu fetih işlemine girişmişlerdir.

Akşemseddin’in fetih işlemindeki etki ve görevi bununla da kalmamıştır. Uzayan fetih karşısında bıkkınlığa düşen Fatih Sultan Mehmet’i kuşatmayı sürdürmeye ikna edip fetihin kendisine kısmet olacağına inandıranda odur. Hatta bazı rivayetlere göre Kurandaki bazı ayetlerden ebced yoluyla yaptığı hesaplamalarla İstanbul’un 29 Mayıs 1453’te fethedileceğini fetihin bu tarihte mutlaka gerçekleşeceğini söyleyen bunun için Osmanlı askerinin 28 Mayısta dinlenip son saldırıyı 29 Mayısta gerçekleştirmesini isteyende Akşemseddindir. Yine bazı rivayetlere göre kuranda peygamber olarak zikredilmese de Türk İslam halkının peygamber olarak kabul ettiği Hızırla görüştüğünü onunla daima irtibat halinde olduğunu 29 Mayısta fatihin mutlaka gerçekleşeceğini bunun için onunla birlikte yapmış oldukları duanın mutlaka netice vereceğini ileri sürende odur. Akşemseddin’e İstanbul’un fethi ile ilgili görevi verilen rivayetlere göre bununla da bitmemektedir.

Rivayetlere göre Osmanlı topçusunun dövdüğü şehir surları zarar görmemekte şehrin düşmesi gecikmektedir. Bunun sebebi araştırıldığında Akşemseddin’in verdiği cevap içerde bir evliyanın bulunduğu ve onun Rumları koruduğu yolunda olmuştur. Bazı rivayetlere göre bu evliya bugün halkımızın Ya Vedud Sultan dediği evliyadır. Bazılarına göre ise yine İstanbul’da gömülü bulunan Cibali Babadır. Sözde Ya Vedud Sultan veya Cibali Baba aralarında yaşadığı Rum komşularının üzülmesini istememekte onların zarar görmemesi için dua etmektedir. Hatta bazılarına göre ise Ya Vedud Sultan atılan top güllerini eliyle yakalamakta ve bir kenara bırakarak Rumların zarar görmesini engellemektedir.

Gerçi bugünkü mantıkla düşündüğümüzde oldukça büyük taş güllelerin insan eliyle tutulması ve bir kenara bırakılması oldukça imkânsızdır. Ancak rivayetler yinede bu yoldadır. Aynı kişi veya kişilerin ellerini göğe açıp tanrıdan niyaz ettikleri dualarında” Tanrım Rumcuklarını üzme, perişan etme” dileğinde bulunduklarını dile getiren rivayetlerde vardır. Cibali babanın ya da Ya Vedud Sultanın bu durumunu bilen Akşemseddin’in Fatih Sultan Mehmet’in bıkkınlık getirmesi üzerine uzayan fethin bitmesi için duaya oturduğunu tanrıdan “Yarabbi fethin gerçekleşmesini kısmet eyle, bunun için bunun gerçekleşmesi için ya onun (Ya Vedud Sultan veya Cibali Baba) canını al yahut ta benim canımı al ki fethin gerçekleşmediğini görmeyeyim dediği rivayeti vardır.

Ve sözde bu duası kabul olmuş, Ya Vedud Sultan vefat edince toplar şehirde gedik açmayı başarmış ve Osmanlı askeri son hücumla buradan şehre girerek fetihi gerçekleştirmiştir. Hatta Ya Vedud Sultanın öldüğünü bilen Akşemseddin’in 29 Mayısta ki son hücumu” Tamam Sultanım içerdeki evliye artık yok. Saldırabilirsiniz” diye yönlendirdiği rivayeti vardır.

Bütün bu rivayetleri ve benzeri ifadeleri programında kullanan kanalın amacının fethi Akşemseddin’in kişiliğine ve onun kişiliğinde evliyalara İslam’ın gücüne bağlamaya çalıştığını inanmaktayım. Devam edecek…