güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

İSTANBUL’U ARMAĞAN EDEN FATİH SULTAN MEHMET’İ DEĞERLENDİREN DÜŞÜNCELERİM

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Değerli okurlarım,

Senenin her 29 Mayıs günü biz Türkler için kutlanılacak geçmişten gelen fetih günlerimizden en önemlilerinden biri olan İstanbul Fethi’nin yıl dönümünün değerlendirilmesi gereken bir tarih olarak bilinir. Hakikaten bugün biz Anadolu Türklüğü için önemli bir gündür. Çünkü bugün İstanbul’un Fethi ile Anadolu yarım adasının birkaç nokta dışında Türkler tarafından fethinin tamamlandığı gündür ve bu tarih aynı zamanda Anadolu’yu Avrupa’ya bağlayan Anadolu Medeniyet Sahasını Trakya vasıtasıyla Avrupa medeniyetiyle bütünleştiren önemli bir icraatın gerçekleştiği tarihtir. Zaten 29 Mayıs’ta   İstanbul’un Türkler tarafından fethi ile dünya tarihi, Avrupa tarihi, Türk tarihi ve İslam tarihi açısından önemli oluşumlar başlamış veya gerçekleşmiş, bu konularda 29 Mayıs tarihi bir milat olarak kabul edilmiştir. İstanbul’un Fethi ile biz Türkler pek çok şey kazanırken millet olarak ne bugünün, bu fethin önemini ne de bu fethi gerçekleştiren Fatih Sultan Mehmet’i gerekli şekilde, yeterli derecede tanıyamamışız, bunları değerlendirmede hamasi ifadelerden öteye geçememişizdir.  Bundan 566 sene önce gerçekleştirdiği fetih ile bize İstanbul’u kazandıran, bugün çok önem verdiğimiz Avrupa dünyasının hem kapılarını açan hem de Avrupa dünyasının ebedi düşmanlığını kazandıran Fatih Sultan Mehmet’i tanımamızın gerektiğine inanarak bu konudaki daha önce yazmış olduğum yazılarımdan tekrarlarla Fatih Sultan Mehmet’i tanıtmaya çalıştığımda şu bilgileri dile getirdiğimi görmekteyim.

Osmanlı hanedanının ikinci Mehmet yahut Fatih Sultan Mehmet adıyla anılan bu padişahının tarih okurları ve tarihçiler değerlendirirken iki farklı yorumla değerlendirmeyi tercih ederler. Birilerine göre batı yanlısı batı görüşüne sahip bir padişah olurken diğer gruba göre neredeyse evliya denilecek derecede dinsel meziyetlere sahip doğuyu batıya İslam’ı Hıristiyan dünyasına hakim kılmayı amaçlayan bir padişahtır. Bu farklı değerlendirme nedeniyle birileri ona övgü düzerken onu yüceltip ulularken diğerleri onu küçültücü beyanlarda bulunmaktadırlar. Bazılarına göre Fatih Sultan Mehmet devşirme kökenli bir dedeye sahip olurken hatta annesi farklı ifadelere göre farklı Hıristiyan toplumuna mensup kimlik gösterip 2. Murat ile evliliği nedeniyle dönme olan bir şahsiyettir. Onu sırt kökenli olarak kabul edenler mevcutken başka Hıristiyan gruplara mensup kabul edenlerde vardır. Ama önemli bir kitle onun annesini çandaroğulları denilen Kastamonu çevresindeki Türk beyliğinin hanedan prenseslerinden kabul ederler. Hatta bazıları Sırp prensesi mağarayı onun annesi olarak gösterirken karşıt gruptakiler onun annesi olarak çandarlı prensesi Alime Hatice Hatunu kabul ederler. Bu nedenle Fatih’in annesinin kimliği çok tartışmalı izahlarla açıklanır. Hatta bu karışıklığı arttıran bir ifade olarak ta Alime hatunu Abdullah isimli Devşirme kökenli birinin kızı olarak belirtenlerde vardır. Bu yüzden Fatih’in annesi hakkında kesin bir söz söylemek zordur.  Şahsi görüşümü daha önceki yıllarda yerel Banses gazetesinde yayınladığım murisimiz Osmanlı isimli yazı dizisinde vurguladığımı, açıkladığımı hatırlatmak isterim. Şunu da belirtmek isterim ki aynı yazı dizisini daha genişletilmiş daha detaylandırılmış şekilde yakın gelecekte gazetemizde yayınlamak istemekteyim. Bu sebeple Fatih’in annesi hakkındaki izah ve yorumları bir kenara bırakarak onun Türklüğünü tartışma konu bırakarak babası 2. Murat hakkında vurgulamak istediğim bilgileri dile getirmek isterim. Bu arada şunu da vurgulamak isterim ki Osmanlıları hanedanının biyolojik açıdan saf Türklüğü 1. Osman yahut Osman gazi dediğimiz Osman beyden sonra hanedan bireylerinin ilk olarak Orhangazi’den başlayarak Hıristiyanlıktan dönme hanımlarla yapılan evliliklerden dünyaya gelmeleri Osmanlı hanedanı bireylerinin saf Türklüğünü biyolojik açıdan imkansız kılmıştır. Tabi rica yitse Osmanlı hanedanı üyeleri Padişahlar veya şehzadeler kuruluş yahut beylik dönemi dediğimiz devirde bazen Anadolu Türk beylikleri prensesleriyle evlenerek bazen devşirme olarak saraylarına getirilen yahut kendine hediye edilen çoğunluğu cariye olan mayalılarla evlendiğinden saf Türklüklerini bitirmişlerdir. Buna dayanarak diyebilirim ki Fatih Sultan Mehmet’i Türk olarak kabul etmeyenler hatta babasını saf Türk kabul etmeyenler biyolojik açıdan haklıdırlar. 2. Murat dediğimiz Osmanlı Padişahı Osmanlı beyliğini yavaş yavaş beylik statüsünden çıkarıp Sultanlık statüsüne hatta İmparatorluk durumuna getiren ilk Osmanlı Padişahıdır. Gerçi ondan öncekiler döneminde de başında bulundukları devlet farklı kimlikteki toplumlardan oluşması nedeniyle Tebaa açısından sultanlık İmparatorluk özelliği gösterse de Osmanlıyı balkanlarda ve Anadolu da kalıcı topraklara kavuşturan Avrupa ve Anadolu devletlerine bunu tasdik ettiren ilk farklı kişilik 2. Murattır kanaatındayım.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.