güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

İslam Dinine Göre Olmaması Gereken Davranışlar

Yazının Giriş Tarihi: 26.02.2022 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.02.2022 00:04

Mahiyetleri itibari ile bu üç olayda insan topluluklarında ve toplumlarda huzursuzluklar iç kavgalar cinayetler savaşlar yaratabilecek özellikte olmaları İslamiyet’in onların yasaklanmasını esas almasının ana sebebidir diye düşünmemiz mümkündür.

Gel gör ki bugün İslam’ız diyen sade bireyler değil onların ve onlardan oluşan kitlelerin önüne düşüp onlara yön verecek liderler siyasiler görevliler bile hiç düşünmeden İslamiyet’in yasakladığı bu üç olguyu gözlerini kırpmadan gerçekleştirmekten çekinmemektedirler. Gerek Hristiyan dünyasında gerek Yahudi dünyasında ama özellikle hiç görülmemesi gereken İslam dünyasında bu üç olguyu gerçekleştirmekten çıkar uman zevk alan bu üç olgudan faydalanmayı adet edinen bir sürü siyasetçi bir sürü yönetici hatta lider rahatlıkla gözlemlenebilmektedir.

Tabi bu İslam dünyasına ülkemizde dâhildir. Haliyle bizim siyasetçilerimiz, yöneticilerimiz siyasi liderlerimiz arasında da kendi durumunu kuvvetlendirmek siyasetteki mevkiini yüceltmek yerini sağlamlaştırmak için bu üç olguyu gerçekleştiren pek çok kimse görülebilmektedir.

 Nitekim bilhassa seçim öncelerinde seçim propagandaları sırasında hatta bunlara kalmadan iktidarda olsun, muhalefette olsun siyasi sahada dara düştüklerinde rakiplerine kendilerine cephe alanlara karşı iftira atabilen onların gıybetlerini gerçekleştirebilen bunları yapabilmek için de bile bile yalan söyleyen pek çok bireyin olduğunu söylemek mümkündür. Hatta bundan daha vahimi belirli kesimlere iftira atmak için söylediği yalanların gerçek olmadığı çeşitli belgelerle ortaya konulmasına rağmen hala önceden attıkları yalanların gerçek olduğunu iddia edip bile bile yalanlarında devam edenler dahi görülebilmektedir.

Tabi bunun aksine kendilerini suçlu gösterecek bazı gerçekleri olmamış olgular gibi yalanmış gibi göstermeye çalışan yönetici, siyasetçi, lider veya bireyler görülebilmektedir. Bunu şöyle de izah etmemiz mümkündür. Gerek İslam dünyasında gerek ülkemizde bazı olmamış olayları varmış şeklinde gösterme şeklinde yalan söyleyenler olduğu gibi bazı gerçekleri başkalarının yalanıymış kendilerine attığı iftiraymış gibi göstermeye çalışanlarda görülebilecektir. Bu iki durumun hangisi gerçekleşirse gerçekleşmiş aslında her ikisi de yalandır.

Yani bu iki olguyu gerçekleştiren bir birey her iki halde de yalan söylemektedir. Olmamış bir olayı varmış gibi gösteren hem de olmadığı ispatlanmasına rağmen hala oldu diye ısrar eden açıkça yalan söylediği gibi mevcut olup da mevcutluğunu kendisine zarar verdiği bir olayı böyle bir olayın aslı yoktur. Bu olay iftiradır düzmecedir diyen de açıkça yalan söylemektedir. Bu iki işlemde de birey yalan yaparken aynı zamanda birilerine iftira ettiği gibi birilerinin gıybetini de yapmaktadır.

Dolayısıyla böyle bir olguyu gerçekleştiren beyanda bulunan kişi veya birey yukarda sözünü ettiğim ayetlerde dile getirilen bilgiler esas alındığında İslam’a ve İslam dinine ters düşmüş ona uymaz duruma düşmüş kişiler durumuna gelmiş kişilerdir dememiz pekâlâ mümkündür düşüncesindeyim.

Yine Kuran ayetleri ve hadisler yalana ve yalan söyleyene destek olanlara da iyi gözle bakılmamasına ihtiva eden hükümler ortaya koymaktadırlar. Bu gibi hükümler esas alındığında yalan söyleyen bir kişiye yalan söylediğini bile bile onay verip destek veren kişide en az onun kadar yalan suçuna iştirak etmiş o ne kadar İslam’a ters düşmüşse ona onay verip destek veren kişide o derece İslam’a ters ve uymaz duruma düşmüştür diye değerlendirmenin mümkün olduğunu düşünmekteyim.

Bütün bunlardan sonra şunu vurgulamak isterim ki gerçekten “ben Müslümanım “ diyen bir birey kendisi yalan söylemediği gıybette bulunmadığı iftira atmayı gerçekleştirmediği gibi bu suçu işleyenlerle de işbirliği halinde bulunmamayı tercih etmelidir. Çünkü bunun aksi bir davranış o bireyi İslam’ın hükümlerine Kuranın hükümlerine peygamberin hadislerine aykırı hareket eden dolayısıyla İslam’ın dışına çıkan bir kişi durumuna getirir mahiyette icraattır.

Hele hele bu kişi normal sadece İslam’ın ana kaideleriyle iktifa eden İslam’ın yap dediklerini yapıp yapma dediklerini yapmamak şeklinde sadece farzları ve sünnetleri yerine getirmek şeklinde iktifa eden bir İslam birey değilse durum daha da değişik bir görüntü almaktadır. Bir başka deyişle İslam birey tarikat ehli dediğimiz tarzda bir İslam bireyse yalan söylememe gıybet ve iftira suçu işlememe ve bu suçu işleyenlere onay verip destek olmama şartı biraz daha dikkat edilmesi gereken bir hal almaktadır düşüncesindeyim.

Çünkü bir tarikata girmek İslami sahada akait ve kurallara Kuran hükümlerine ve hadislere daha fazla dikkat etmeyi daha sıkı riayet etmeyi esas almaya yönelmektir. Bu yönü kendisine hedef seçmiş bir kişinin bu nedenle yalan gıybet iftira konularına daha dikkatli olup bunu işleyenlere karşı daha tepkili olması gereklidir. Diye düşünmekteyim. Devam edecek…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.