güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

İNTERNET BİLGİLERİNE GÖRE ATATÜRK’ÜN ETNİK KÖKENİ HAKKINDA BİLGİLER

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:46

1543’te 132, 1584’te 179 Ocak olarak görülen ve altmış sene sonra 18 Ocağa düşen Kocacık Yörükleri’nin nüfuslarındaki önemli artış 1572 ile 1575 yılları arasında olmuştur. Kayıtlara göre yerleştikleri ve kendi adları ile yazıldıkları yerler şuralardır: “Hırsova, Tekfurgölü, Varna, Pravadi, Aydos, Ruskasrı, Ahyolu, Karinabad, Şumnu, Burgaz, Kızılağaç, Yanbolu, Eskibaba, Kırkkilise, Edirne, Filibe, Silistre, Hacıoğlu-Pazarcık, Ak-kerman, Bender, Kili”. Kısmen Naldöken ve Tanrıdağı Yörükleri’nin de bulunduğu Doğu Trakya, Bulgaristan ve Doğu Rumeli’nin doğu tarafları, bütün Dobruca ve Bender, Akkerman yörelerinde (Eski Paşa Livası ile birlikte Kırkkilise, Çirmen, Vize, Silistre, Bender, Akkerman Sancakları) yaşayan Kocacıklar, onlardan az miktarda olmakla birlikte oldukça önemli bir grup teşkil etmişlerdir. Bu bölgede başlarında “subaşı” olarak, 1543’te Mustafa (Bz)bali Bey, 1572’de Mahmut, 1584’te Mehmet ve 16O3’te Muharrem Beyler görülmektedir.

Kocacık Yörükleri’nin yerleştikleri yerler, Karadeniz sahilini, takriben, Filibe istisna edilirse, nihayet 250 kilometrelik bir saha içinde uzanan şerit içinde, bugünkü Türkiye’den Edirne ve Kırklareli Vilayetleri, Bulgaristan ve Doğu Rumeli’nin doğu tarafları ve Silistre dahil olmak üzere boydan boya Dobruca ve nihayet Kuzeyde Kili, Bender, Akkerman üçgeninin bulunduğu mıntıkalardan ibarettir. XVI. asrın ikinci yarısında en çok yoğunluk gösterdikleri bölge Yanbolu, Varna, Şumnu arasıdır. Sonra Hırsova gelir ki, bu miktar, bu mıntıkada yazılan Naldöken, Tanrıdağı, Selanik Yörükleri toplamından daha fazladır ve bu grup içerisinde Yanbolu’dan sonra da en fazla bulundukları yerdir. XVI. asrın ikinci yarısında, bugün çoğunu tespit edemediğimiz, Kocacık Yörükleri’nin ikamet ettikleri 1600’den fazla meskun mahal bulunmaktaydı. Kendi isimleri ile kayıtlı oldukları 1543 Tarihli Tahrir Defteri’ne göre, bizzat kendi hatıralarını taşıyan şu köy ve sancak adlarını tespit edebiliyoruz: “Kocalar” (Ahıyolu), “Koca-göl”, “Koca-kurd”, “Koca-oğulları” (Akkerman, Bender, Kili), “Koca-Halil” (Babaeski), “Kızılca”, “Kocaşlı”, “Koca-göl” (Dobruca), “Kızılca-Veli”, “Kızıl-hisarhk”, “Kocuk-Bilal” (Hırsova), “Koca-tarla” (Kırkkilise), “Kızılcalı” (Provadi), “Koca-Ömer” (Rus Kasrı), “Kızılca-İlyas”, “Kızılca-İsmail” (Silistre), “Kızıl-Bekir” (Şumnu), “Kızılca”, “Kızılca-İsmail” (Varna), “Kızılcıklı”, “Kocalar”, “Kocalı-Musa Kocalı” (Yanbolu), “Yenice-Kızılağaç”(Sancağın adı)

Kocacık Yörükleri kendi defterlerine yazıldıkları bu yerlerin dışında da buralardaki yoğunlukta olmasa da, önemli miktarda bulunuyorlardı. “Evlad-ı Fatihan Teşkilatı”nın kurulmasına kadar özellikle, “Selanik Yörükleri” ve “Ofçabolu Yörükleri” olarak yazılan ve kayıtları tutulan yörük grupları içinde Kızıl Oğuz veya Kocacık Yörükleri de bulunuyordu.

Fethinden itibaren yoğun bir şekilde bütün Makedonya ve Teselya bölgesinde, nisbeten az miktarda olmak üzere de Bulgaristan ve Dobruca’da iskan edilmiş olan “Selanik Yörükleri”, Teselya’da; en çok Yenişehir’de, Florina, Serfiçe, Avrethisarı, Ustrumca’da, Dobriça’da da Silistre’de yaşıyorlardı. Toplam 500 ocak olan Selanik Yörükleri, 1543 Tarihli Tahrir Defteri’ne göre “ocak” sayılarıyla birlikte şu mıntıkalarda bulunuyorlardı: Manastır (7), Pirlepe (13), Florina (36), Serfiçe (33), Fener (23), Badracık (5), Çatalca (60), Yenişehir (117), Kelemeriye (35), Pınardağı (8), Yenice-Vardar (2), Avrethisarı (47), Usturumca(28), De-mirhisar (8), Filibe (10), Kızıl-ağaç (2), Yenizağra (1), Eskizağra (6), Ak-çekazanlık (1), Hasköy (1), Lofça (3), Yanbolu (1), Tatarpazarı (7), Pravadi (3), Silistre (26), Tekfürgölü (2), Varna (4), Hırsova (2), Şumnu (2), Çernova (4), Tırnova (3).

“Ofçabolu” bugünkü Makedonya Cumhuriyeti sınırlarındaki Üsküp ile İştip arasında az arızalı ve konar-göçer yaşayış tarzına elverişli bir bölgenin adıdır. Buraya “Mustafa Ovası” da denilmektedir. Merkez kasabası İştip’tir. Gerek burada, gerek Pirlepe ve Tikveş civarında bulunan, daha XIX. Yüzyılda bile varlıkları tesbit edilen Yörükler, XVI. ve XVII. Yüzyıllarda “Ofçabolu Yörükleri”ni teşkil ediyorlardı. Bunlar imparatorluğun eski Kosava ve Manastır Vilayetlerinde bilhassa dört yerde yoğun bir halde, Bulgaristan ve Dobriça’da da bazı yerlerde tek tük olarak görülmektedirler. 1566’da 97, 1608’de 88 ocak olarak tesbit edilen Ofçabolu Yörükleri, 1566 tarihli Tahrir Defteri’ne göre Üsküp (18), Ostruva (14), İştip (31), Pirlepe (35), Tatarpazarı (1), Filibe (1), Yanbolu (2), Silistre (1), Tırnova (2) ve İhtiman (2)’da bulunuyorlardı. Burada kayıtlara geçen “ocak” sayıları yoğun olarak yaşadıkları yerleri de göstermektedir.

Yukarıda değinildiği üzere, Rumeli’yi Türkleştiren bu Yörük unsurlar, 1691’den sonra “Evlad-ı Fatihan” ismiyle yeniden örgütlenmişlerdir. Hasan Paşa tarafından yapılan “tahrir”e göre, 1691 (1102) Tarihli Evlad-ı Fatihan Defteri’nde tesbit edilebilen “Kızıl Oğuz” veya “Kocacık” Yörüklerinin adını taşıyan kaza ile köy adları ve bu köylerin çıkarmakla yükümlü oldukları “yürük piyadeleri” sayısı şu şekildedir (parentez içindeki isimler köylerin bağlı oldukları kazaları göstermektedir) : Yenice-i Kızılağaç 14, Kızılcıklı 2 (Çırpan), Kızılca-Ali 8 (Tatarpazarı), Koca-beğli 1 (Filibe), Kızılca-kasaplı 7 (Uzunca-ova Hasköy), Kızıllu 5 (Kavala), Kızıl-doğan 9 (Toyran), Kızıllı 14 (Nahiye-i Bazargah), Koca-Ahmedli 66 (Cuma-Pazarı, Sarı-Göl), Kocalı Mahallesi (Radovişte 50), Koca-Ömer ma’a Kaba-ağaç 11, Kızıl-ağaç 1 (Gümilcine), Koca-Mahmudlu 1 (Yenice-Karasu), Boynu-kızıllı 14 (Çağlayık), Kızıllık 26 (Serez), Koca-doğan 3 (Hacı-oğlu-Pazarı), Kara-koca 5, Kızılcıklı 43, Koca-oğulları 7 (Silistre), Koca-Ali ma’a Dede 3, Koca-doğan 1, Kızıllar 9, Koca-pınarı (Hezargrad), Kara-koçılı (Kara-kocalı ?)18, Kocaman 1 (Rusçuk), Kocacıklu 4, Bayır-kocalar 4 (Şumnu).

C. Kızıl Oğuz Yahut Kocacık Yörüğü Olarak Ali Rıza Efendinin Ailesi

Atatürk’ün soyu ile ilgili elimizdeki en sağlam bilgiler öncelikle kendisinin, annesinin, kardeşi Makbule Hanım’ın anlattıklarıdır. İkinci olarak, kendisini ve ailesini tanıyan Hacı Mehmet Somer gibi, kimi çocukluk arkadaşlarının verdiği bilgilerdir. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.