SON DAKİKA
Hava Durumu

Hıdırellez Bayramının Kökeni ve Hz. Muhammed ile Bağlantısı

Yazının Giriş Tarihi: 06.05.2025 08:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.05.2025 08:30

Hızır şahsiyetinin Musa zamanın da yaşadığı, ortada dolaşan rivayetlerdeki anlatımlarla açıkça ortaya konmaktadır. Yine bu durum yani Hızır Musa münasebetleri, Musa’nın Hızır’la karşılaşması, birlikte dolaşıp ayrılmaları, Kur’an’daki Kehf Suresi 66-82 ayetlerinde anlatıldığından, Hızır’ın Musa peygamber döneminde mevcutluğu açıktır. Bütün bunlardan sonra şunu söyleyebiliriz ki ismi açıkça zikredilmese de, gerek Kur’an’da gerek hadislerde Hızır şahsiyetinin özelliklerini taşıyan bir şahıs Musa zamanın da yaşamıştır.

Şunu da vurgulamak isterim ki bugün dahi İslam toplumlarında Hızır peygamberin ölümsüzlüğü aynı İlyas peygamber gibi ölümsüz olduğu inancı hakimdir. Bu inanç uyarınca bu iki peygamberin 6 mayısta bir su kenarında buluşmasından ve bugüne Hıdırellez adının verilmesi de kabul edilmektedir.

Ancak bu peygambere yahut kutsal kişiliğe bu ad hangi kültürce nasıl verilmiştir? Bu konuda açıklık yoktur. Büyük olasılıkla, iddialara bakılırsa bu isim Türk kültüründeki çok tanrılı itikatlarda yol tanrısına verilen addır. Çünkü Arap kültüründe ona denk gelecek efsanevi kültür öğeleri yoktur. Zaten Musa ve onun yaşamı da İsrail oğulları çerçevesinde geçtiğinden Araplarla ilgili değildir. Hıdrellez denilen günle ilgili söylenen diğer efsanevi şahsiyet ise İlyas peygamberdir. Bu şahsiyet yani peygamber Kur’an da ismi geçen, Musa’dan sonra gelmiş, Musa’nın kardeşi Harun peygamberin neslinden geldiği açıkça belli olan bir peygamberdir. İlyas peygamber Musa’dan sonra Şam taraflarına yerleşen İsrail oğullarından, Bek şehrinde yaşayan bir kişidir. Bu peygamber ile ilgili bilgi Kur’an da değişik surelerde geçer. Bu peygamberin İbrahim, Zekeriya, Yahya ve İsa gibi diğer peygamberlerle birlikte ismi geçer.

Şunu da hatırlatmak isterim ki İbrahim Peygamber Hızır peygamber İlyas peygamber gibi peygamberlerin İsrail oğullarından olduğu kabul edilmesi kadar Türk kültürüyle de ilgili hatta Türklüğü dile getirilen peygamberler olduğu düşünülürse İsrail oğullarının Türklüğünü de düşünebilmeyi getirebilecek bir durum yaratmaktadır. Zaten Hıdırellez’in Ortadoğu’da kutlanması da İsrail oğullarının da Ortadoğu’da olması düşünülürse Hıdırellez’in de İsraillilerle de Türklerle de bağıntısı olması hiç de şaşırtıcı bir düşünce olmayacaktır kanaatindeyim.

El-enbiya suresi 21-85 ayetlerinde İbrahim’e hitaben “Zekeriya, Yahya, İsa ve İlyas’ı da bağışladık. Hepsi Salihlerdendir.”

Yine Es-Saffat 37-123 ayetlerinde “Muhakkak İlyas da peygamberlerdendi” denilerek onun peygamberliği vurgulanmıştır. İlyas hakkında Buhari hadislerinde de açıklayıcı bilgiler vardır. Bütün bu bilgilere göre, yani Es- Saffat süresi ve hadislere göre İlyas peygamber Baal kavmine hitap eden bir peygamberdir. Söz konusu ayete ve bilgilere göre bu kavim Baal isimli bir tanrıya tapınmaktadır. Başkentleri olan Bek şehri ismini Ba’lebek yapmışlardır.

Şunu da vurgulamak isterim ki ilk çağlarda Asurilerin yani Asurların tanrısıdır. Asur uygarlığını oluşturan kitleler Orta Asya’dan gelen süvarilerle Mezopotamya Suriye bölgesine gelip Subarilerin ve Sümerlerin yaşadıkları şehirlere asker ve işçi olarak gelip yerleşen Samilerin karışık kaynaşmasından oluşmuş bir oranda melez bir ırktır. Bu yüzden bunların hakim olduğu sahada da Mezopotamya’da olduğu gibi Türk kültürünün etkileri büyüktür. Buna dayanarak Hıdırellez bayramının Türk kökenli olduğu iddialarımızın da pek de yanlış olmayacak durum ortaya koyduğunu söyleyebiliriz düşüncesindeyim.

İlyas peygamber, kavmine Baal denilen puta tapmayın Tanrı’ya yönelin beyanıyla ortaya çıkmıştır.

Kavmi bilhassa onların kralı önce onu dinleyip, ona inanmasına rağmen, sonra vazgeçmişlerdir. Kral İlyas peygamberi öldürtmeye kalkmıştır. Bunun üzerine kaçan İlyas peygamber, yedi sene dağlarda kırlarda gezmiştir. Tabii ki bu süre içinde hep insanlarını, insanları Musa dinine, Tevrat hükümlerine uymaya davet etmiştir. Fakat kendisine iman edilmemiştir. Bunun üzerine tanrı o bölgeyi cezalandırmış üç yıl yağmur yağmamıştır. Halkı kıtlık çekmeye mağdur olmaya başlayınca, ileri gelenler İlyas peygambere müracaat edip ondan bu duruma çare bulmasını istemişlerdir. Tabii ki yağmur yağdırırsa iman edeceklerini eklemeyi ihmal etmemişlerdir. İlyas peygamber dua edip yağmur yağınca, amaçlarına ulaşmalarına karşılık yine iman etmemişlerdir. İlyas peygamberin bu yağmur duası ve yağmur yağdırması Hıdırellez denilen güne tekabül edip etmediği konusunda bilgi yoktur. Ancak eldeki bilgilere göre İlyas peygamber kendisinden sonraki peygamber olan Elyase (ilyase) isimli peygamberi yetiştirmiştir.

Evet, İlyas peygamber yanında yetişen Elyase peygamberi yetiştirirken bir yandan da insanları hak yoluna davete devam etmiştir. İsrail oğullarının Tevrat’a dayandırarak verdikleri rivayete göre, İlyas peygamber, gösterdiği mucizelere rağmen inanmayan halkına gücenmiştir. Tanrı’ya dualar ederek kendisini göğe almasını istemiştir. Yanında İlyase peygamberin bulunduğu bir yerde ve sırada, gökten indirilen ateşten bir ata binerek göğe yükselmiştir. Sırtındaki hırkasını vekâlet nişanesi, peygamberlik belgesi olarak (işaret olarak) İlyase peygambere bırakıp gözden kaybolan İlyas peygamberin bu durumu rivayetlere göre izah edilmektedir. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.