HANEDAN GELENEĞİNE UYMAYAN EVLİLİK YOLUYLA DOĞDUĞU İÇİN HANEDANA DAHİL EDİLMEYEN ŞEHZADELER

Bizce Gizli Kalan Şehzadeler

Kıymetli okurlarım Osmanlı hanedanı köken itibarıyla ve kendi beyanlarıyla Türk kayı boyu mensubu bir hanedandır. Gerçi ikinci Abdülhamit köklerinin karakeçili aşiretinden olduğunu söylemiştir. Ancak karakeçililerin kayının bir parçası olup olmadığı yahut kayı boyunun hangi kısmının Osmanlı hanedanını yarattığı konusunda kesinlik yoktur.

Bu hanedanın bir uç beyliğinden bir devlet yarattığını şüphesiz hepimiz bilmekteyiz. Bu hanedan yarattığı bu devletin izlediği büyüme seyrine göre genişleme durumu arz eden bir hanedan olmuştur.

Daha ziyade bu hanedanda veraset sistemi öncelikle babadan oğla tahta geçme söz konusu olduğundan hanedan genellikle işbaşındaki padişahların soyundan türeme şeklinde devam ede gelmiştir.

Ancak tahta geçemeyen şehzadeler Osmanlı da genellikle varlığını koruyamamıştır. Çünkü fatih kanunnamesi dönemine kadar taht kavgaları nedeniyle tahtı ele geçiremeyen şehzadeler taht kavgaları nedeniyle nesepleriyle birlikte ortadan kaldırıldığından fatih kanunnamesi ortaya çıktığından sonra ise kardeş katli uyarınca tahta geçemeyen şehzadeler katledildiğinden nesepleri sürmemiş, soyları tükenme söz konusu olmuştur. Ancak bu durum hanedanın bayan nesilleri için geçerli olmadığından onlar için bir ölme ve öldürme durumu söz konusu olmamış Sultanzadeler genellikle yaşamlarını istedikleri düzeyde sürdürebilmişlerdir.

Ne var ki anneleri hanedan üyesi sayılsa da Sultanzadeler hanedan mensubu olamamışlardır. Osmanlı hanedanının taht veraseti meselesiyle erkek üyelerinin kardeş katli uyarınca öldürülmesi 1. Ahmet zamanında veraset usulünün değiştirilip erken gelenin tahta çıkıp kardeşlerini öldürmesi sultan olması yerine bir padişah öldüğünde onun yerine hanedanın en yaşlı erkek üyesinin geçmesi usulünün kabulü ile son verilmiştir.

Bu kanunun kabulünden sonra hanedan üyelerinde daha bir artış görülmüş hanedanın erkek üyeleri olan şehzadeler daha bir fazlalık göstermeye başlamışlardır. Osmanlı hanedanının evlilik usulü de oldukça farklılıklar göstermiştir. Osmanlı hanedanı İslam bir hanedan olduğu için evlilikte dini nikâh esas kabul edilmiş ve evlilikler İslam kaidelerine göre gerçekleşmiştir.

Ancak İslam hukukunun daha doğrusu İslam Medeni Hukukunun normal evlilik olarak dini nikâhı kabul ettiği gerçeği yanında İslam erkeğine bayan köleleri ile evlilik hayatı yaşama hakkı tanıdığını da bilmekteyiz

Bu nedenledir ki Osmanlı hanedanı üyeleri de kuruluş devrinde bu iki usulünde kullanmışlardır. Bilhassa kuruluş devrinde çevrelerindeki kendi gibi İslam Türk beylikleri hanedanlarından kız aldıklarında dini nikâh usulüyle evlilikler gerçekleştirmişler ancak bu evliliklerin yanında Osmanlı hanedanı üyeleri bilhassa Osmanlı Sultanları cariye dediğimiz köle kadınlarla birliktelik yaşamayı da çoğunlukla tercih etmişlerdir.

Osmanlı devleti büyüyüp çevresinde İslam ve Türk –İslam devleti ve hanedanı kalmayınca Osmanlı hanedanı üyeleri Artık evliliklerini dini nikâh yoluyla değil daha ziyade cariyelerle köle bayanlarla gerçekleştirmeye yönelmişlerdir.

Bunda Timur ile Yıldırım arasında Ankara Savaşının neticesinde Yıldırım’ın eşlerinden ikisinin Timur’a esir düşmesi ve bazı hakaretlere uğratılmasının payı olduğu bu nedenle Osmanlı Sultanlarının eşlerine çoğunlukla çocukları bilhassa erkek çocukları olana kadar nikâh kıymaktan sarfı nazar ettikleri söylentisi vardır. Devamı yarın…