GÜNÜMÜZ İNSANINA ÖRNEK OLABİLECEK BİR KAVİMİN HİKÂYESİ

Kıymetli Okurlarım, Mustafa Kemal’in bıraktığı Laik Demokratik medeni hukuka dayalı ulusal ve üniter bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin rejimini beğenmeyen bunu değiştirmek isteyenlere örnek olabileceğini düşündüğüm bir kavmin peygamberler tarihindeki kıssasını anlatmak istiyorum. Çünkü bu kavimde Tanrı’nın Salih Peygamber aracılığıyla sağladığı imkânları beğenmeyip o imkânları değiştirmek, kendi fikir ve zevklerine uygun hale getirmek için harekete geçmiş ve sonunda helak olmuş bir kavimdir. Benim şahsi kanaatim oldur ki ülkemiz insanı da Mustafa Kemal’in ve Türklüğün o zamanki neslinin 1001 zorlukla ve fedakârlıkla temin ettiği ülke rejimini değiştirmeye yönelmekle Semut Kavmi gibi kendi sonlarını hazırlamaya yönelmiş görünmektedirler. Çünkü rejim değişikliği de Semut Kavminin Hz. Salih’in getirdiği düzen ve kaideden çıkmasıyla düştüğü durum böyle olmuştur. Bakın Semut Kavmi’nin hakkında kaynaklarda hangi bilgiler vardır: “Gerçeğe Doğru-5” isimli kitapta zafer araştırma grubu tarafından “Semut Kavminin Sonu” başlığı ile yayınlanan yazıya göre Semut Kavmi hakkında şu bilgiler vardır: Hz. Nuh’un neslinden yani oğlu Sam’ın neslinden gelen bir kavimdir. Semut Kavmi aynı nesilden gelen 9 kabileden biri olup bunlar içinde hak dinden zamanla en uzaklaşan helak olan bir kavimdir. Yazın ovalarda muhteşem konaklarda yapılan zevk ve sefa âlemlerinden yükselen kahkahalar Vedd, Cedd, Hedd, Şems, Menaf, Menad ve Lat gibi meşhur putların bulundukları loş tapınaklarda yankılanırdı. Semut Kavmi peygamber Hud’un mensup olduğu Add Kavminin devamı ve onun yerine geçen bir kavim olması sebebiyle bunlara Add-i Sani yani ikinci ad kavmi de denirdi. Kuran en aciz vasıfları kışlık evlerini kayalara oymak olan bu kavimden Asab-ül Hicr olarak bahsediyor ve onlara kayaları oyan Semu da şeklinde hitap ediyordu. Bu kavim putlara tapmayı sürdürürken bu zatın eşrafından Hubeyn adındaki muhterem bir zatın Salih adını verdiği bir çocuğu dünyaya geldi. Hubeyn aynı zamanda Semut kavminin Esef isimli hükümdarının oğluydu. Bu yüzden hükümdar torunu olan Salih’in doğumu büyük sevinç yarattı. Hubeyn o güne kadar putlara bir gün bile tapmamış onlardan her zaman utanç duymuş. Daha doğduğu andaki güzelliği nuruyla dikkatleri çeken oğlunun bir Nuh Peygamber olması ve kavmini doğru yola getiren onlara doğru yolu gösteren bir peygamber olması için dua etmişti. Salih isminin manası iyi, faydalı, güzel, dürüst, kâmil, güvenilir, salahiyetli demektir. Salih peygamber bütün bu özellikleri kavminin de takdirini kazanmış bir kişiydi. Semut Kavmi bir gün Salih’i peygamber olarak karşılarında buldu. Onlara ey kavmim nedir bu haliniz Allah’a ibadet edin. Ondan başka mavud yoktur. Gerçek bu iken taş ve ağaçtan parçalara tapmayı nereden çıkartıyorsunuz gibi sözlerle onları hak dine çağırıyor akli ve mantıki delillerle onları inandırmaya çalışıyordu. Çok az bir kısım insan ona tabi olurken çoğunluğun verdiği cevap inkâr edilen peygamberlere olduğu gibiydi. Ve ona diyorlardı ki ey Salih sen eskiden bizim bir ümit kaynağımız saygıdeğer bir ferdimizdin. Biz senden çok şeyler bekliyorduk. Ama sen şimdi babalarımızın dinini ter ediyor, bizden de aynı şeyi istiyorsun. Salih peygamber kavminin başlangıcıyla ağırlaşan şartlara rağmen peygamberliğini sürdürmeye uğraşıyordu. Hükümdar torunu olduğundan onu öldüremeyen düşmanları onu gözden düşürmeye karar verdiler. Devamı yarın…