güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Fatih Sultan Mehmet’in Tarihsel Açıdan Detaylı Değerlendirilmesi

Yazının Giriş Tarihi: 25.02.2021 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.02.2021 00:10

Kardeş katlini meşru kılan kanunnamesi ile Osmanlı devletinin sonuna kadar öldürülecek pek çok hanedan üyesinin katline sebep hazırlayan kişi olmuştur. Ölümü konusunda da pek çok rivayetler vardır. Bazı kaynaklara göre Fatih sultan Mehmet Venediklilerin parayla kandırdıkları Yahudi kökenli Yakup paşanın tedavi maksadıyla içirdiği zehirle şerâb-ı fariğ zehirlenmiştir. Bazı rivayetler onun doktorlarının el birliği ile verdikleri kararla tek tedavi çaresi gördükleri şerâb-ı fariğ ile zehirlenerek öldüğünü belirtirler. Eceli ile öldüğünü söylediği doktorlar varsa bile çoğunun onun zehirlendiği yönünde kabul taraftarıdır. Ancak şunu vurgulamak isterim ki bütün bu kanaatlere ilaveten şahsi kanaatım olarak onun zehirlenmesini sağlayanlar Venedik gibi dış mihraklılar değil onun yerine ikinci Beyazıt’ı tahta geçirip ona her istediklerini yaptırabileceklerini düşünen devşirme kökenli devlet adamlarıdır. Hatta bunlar arasında Beyazıt’ın kaynatası olan kişinin paşanın ön planda olduğunu düşünmek mümkündür. çünkü fatihi zehirlendiğini söylenen Yakup paşa yargılanmadan asker tarafından linç edilerek öldürülmüştür. Buda gösterir ki birileri bu icraatın kökenli araştırmasını önlemek istemişler ve olayı ört pas etmek için suçladıkları Yakup paşayı öldürtmüşlerdir. Yine aynı kişilerin fatih sultan Mehmet’in ölümünü gizleyip tahtı cem sultana kazandırmak isteyen yahut aralık cem sultan 1. Beyazıt’a tahta geçmek için eşit şartlar yarışma hazırlayan Karamani Mehmet paşayı da askere linç ettirip öldürtmeleri cem sultanın babasının öldüğünü bildirmek için Karamani Mehmet paşanın gönderdiği haberci keklik Mustafa’yı öldürmeleri atehin ölümüne Beyazıt’ı tahta geçirmek isteyen devşirme kökenli devlet adamlarının  bu zehirlenme olayının  hazırlayanı olduklarının delili sayıla bilir kanaatındayım. Ölümü saklanan fatih sultan Mehmet cesedi kokma derecesine gelene kadar gömülmemiş Beyazıt tahta oturduktan sonra güçlükle tahnit edilerek gömülebilmiştir. Türbesi bugün görünürde olsa da asıl gömülü olduğu yerin belli olmadığı şeklinde iddialar ve bilgiler mevcuttur. Hatta bunların en tanınmışı ikinci Abdülhamit zamanına ait bilgilere dayandırılan rüyalara dayandırılan anlatımlarla belirtilen fatih caminin altında bir mahzende gizli olduğu şeklinde ifadedir. Sözün kısası fatih sultan Mehmet İstanbul’u feth etmiş tarihçilerin kabulleriyle orta çağı bitirip yeniçağı Osmanlı devletinde kuruluş ve beylik devirlerini bitirip imparatorluk ve yükselme devirlerini başlatan kişidir. Yine tarihçilerin kabulü onun gerçekleştirdiği İstanbul fethini coğrafi keşiflerin Rönesans ve reformun başlangıcı kabul ettikleri de bilinen bir gerçektir. Bazıları fatih sultan Mehmet’i evliya görüp göstermek isteseler de aslında fatih sultan Mehmet pek çok lisan bilen Avrupai bir kafaya sahip bir oranda laik Osmanlı sultanlarının başında gelmektedir. Fatih sultan Mehmet Avrupalı ressamlara ve yerli ressamlara resmini yaptırıp asacak kadar modern kafalı bağnaz olmayan bir insandır. 

Fatih Sultan Mehmet’in ülkemizde farklı gruplarca farklı değerlendirilmesini ülkemizde son zamanlarda gerçekleştirilen bazı icraatlarda da görmek ve göstermek mümkündür. Nitekim bugün bir grup insanın Ayasofya camini onun vakıf mirası görüp göstermesi bir grup insanın da böyle bir icraatın İslam dini temayül ve anlayışına ters olduğunu söylemesi böyle bir durum ortaya koymaktadır. Bir gurup halkımız ve yöneticimiz Ayasofya’yı Fatihin fetih ve kılıç hakkı olarak görüp kabul ederken bir gurup insanımız hangi dinde olursa olsun İslam dinine göre fetih ve kılıç hakkı konusu olamayacağını ayetlere dayandırarak ortaya koymaktadırlar. Bu nedenle Ayasofya’nındı Fatih’in vakfı olup olamayacağı tartışmalıdır. Hakikaten de Fatih Sultan Mehmet Ayasofya’yı gerek para ödeyerek gerekse Hristiyan cemaatin rıza ve onayını alarak cami ve vakıf yaptığını yazılı tarih belgelerine göre kanaaatımca zordur. Bu yüzdendir ki Ayasofya’nın fatihin bize bıraktığı bir vakıf olduğunu söylemek fatihin batı tarzında düşünen bir padişah mı yoksa doğu tarzında düşünüp hareket eden bir padişah olduğunu söylemek yerinde olacaktır düşüncesi kadar tartışmalıdır. Yine son zamanlarda fatih zamanında İtalyan ressam Bellini’ye yaptırdığı söylenen tablosunun İstanbul belediyesince satın alınıp sergilenmesinin fatihe değer verilip ortaya konulmasının bir göstergesi mi yoksa İstanbul belediyesinin lüzumsuz bir masrafı olduğunun göstergesi mi? Fatih sultan Mehmet’i batılı ve doğulu tarzda bir padişah olduğunun bir tartışmasının bu tartışmayı yarattığını da düşünülebilir kanaatındayım. Bence bu tablonun alınıp sergilenmesini yerinde bir davranış gören ve gösterenler Fatihi batı tarzı düşünen bir padişah kabul edenlerdir. Onun tablosuna lüzumsuz para verildiğini söyleyenler ise İslam’ın resim yapmayı günah saydığını kabul edip Fatih’i resmini yaptıran İslam’a ters düşen bir davranış sahibi görüp göstermekten uzak tutmaya çalışanlardır. Sonuç olarak şunu vurgulamak isterim ki Fatih evliya değildir. Mucizeler gösteren günahlardan arınmış kutsal bir kişiliği olan bir şahsiyet değildir. Ancak Fatih ileri görüşlü hanedanını ve devletini seven Türk dünyasının ideali olan dünyayı tek bir devlet altında birleştirmek Hristiyan İslam Musevi dinleri ümmetlerini kendi emri altında birleştirip tek devlet yapmak isteyen bu uğurda çalışmalar fetihler gerçekleştiren genel tarih tabiriyle çağ açıp çağ kapatan roma imparatorluğu kadar olmasa bile Akdeniz’i ve Karadeniz’i bir Türk denizi yapma idealini başlatan bir padişahtır. İstanbul’u feth ederek Osmanlı imparatorluğuna cihan şümul bir başkent hediye ederken Avrupa dünyasını coğrafi keşiflere mecbur bırakan Rönesans ve reformun başlamasında etkili olan bir padişahtır. Başında bulunduğu devleti bir beylik olmaktan çıkartıp teşkilatlı bir imparatorluk haline getiren yegâne şahsiyettir.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.