güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

EOLYA VE MEZYA BÖLGESİ ESKİ YERLEŞİM YERLERİNİ TANIYALIM

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Mimaride ilk kez kemeri kullanan Demderios, masalın babası Aisopos, ressam Temomokhos, müzisyen Nestor, şair Homeros hep Kyzikos’ta yaşamış yetişmiş ünlülerdir. Kyzikos’un yaşadığı son önemli olay, M.S 376’da Arianus tarafından bir ini kosülün toplanması olmuştur. Bu nedenle, Arianizm isimli mezhep esaslarını bulmuş ve tanınmıştır. Bizans yönetiminde iken, İstanbul kuşatması sırasında Arapların eline geçmiştir. M.S 943’te bir deprem geçirmiştir ve şehrin yarısı yıkılmıştır. Bizans’ta Thema teşkilatı kurulunca, şehir Nikala ( İznik) şehrine bağlanmıştır. Bu arada kanal dolup limanlar kullanılmaz olmuştur. 23 Eylül 1063’te ikinci deprem görmüştür. Şehir kullanılmaz hale gelince, halkı şehri terk etmiştir. Halkı Erdek’e ve çevredeki yerleşime uygun yerlere dağılmıştır. Çoğunluk Erdek’te yerleşmiştir. Edincik (Aydıncık) kurulurken, bu yerleşim yeri tamamen Kyzikos’a ait malzeme ile yapılmıştır. Bu yerleşim yerinde Kyzikos’a ait kültür malzemeleri ve mimari malzemeleri, yapı malzemesi olarak kullanılmıştır. Bu nedenle Edincik kasabası bir oranda Kyzikos’un mirasçısı sayılabilir. Burada ilk kazı 1902 yılında İngilizler tarafından yapılmış şehirden günümüze pek bir şey kalmadığı görülmüştür. ( M.S. 117–138 arası) Adrianus zamanında başlanıp, ( M.S 160–180) Marcus Aurelius zamanında bitirilen, Adrianus Tapınağının kalıntıları günümüze ulaşmıştır. Bu tapınak ikinci deprem ( M.S 1063’teki deprem) harap olmuştur. Yine kazılarda, bugün Koca Kilise denilen tiyatro yeri, Temayalık veya Belkıs Sarayı denilen Amfiteatr ortaya çıkarılmıştır. Adrianus Tapınağı kalıntılarına bugün verilen isim, Mağara veya Bedesten’dir. Şehirde bir de Arianus Tapınağı olması gerekirken yoktur.

Kyzikos hakkındaki bu bilgilerden sonra hemen eklemek isterim ki ilk çağ tarihinde Güney Marmara’nın Eol ve İon uygarlığı açısından hatta genelleştirerek söylersek Marmara Bölgesinin ilk çağ tarihi açısından önemli iki merkezinden birisi Kyzikos bir diğeri Daskyleon dur.  Kyzikos depremlerle harap olup tarihsel önemini yitirirken ona vekil olarak iki yerleşim yeri gelişmeye ve büyümeye başlamıştır. Bunlardan birisi daha önce dile getirdiğimiz Artake yani Erdek olurken diğeri de bir balıkçı köyü olan Panarmos yani bugün ki Bandırma olmuştur. Dağılan sönükleşen Kyzikos’un halkı ve kültür ve sanat ürünleri bu şehirlere kaymıştır. Ne var ki Bandırma Kyzikos’un eserlerinden yeteri kadar istifade edememiş bugün elinde fazla bir şey kalmamıştır. Ancak Bandırma Arkeoloji Müzesi kurulduktan sonra bu müzede sergilenen toplanan eserlerin çoğunun Kyzikos kökenli olduğunu unutmamak gerekir. Şunu da eklemek isterim ki şahsi görüşüm olarak manyasın bir mahallesi durumunda olan Kızıksa’nın da Kyzikos’tan kendisine gelen göçlerden ve eserlerden etkilendiğini düşünmek yerinde olacaktır düşüncesindeyim. Zaten Kızıksa isminin de Kyzikos’tan etkilenmeyle Kızikosa isminden değiştirilerek oluşturulduğunu düşünmekte mümkündür. Bu mahallenin isminin kızıl kiliseden kızıksa’ya döndüğünü vurgulayanlar mevcutsa da hangisinin doğru olduğunu kesin söylemek mümkün değildir. Bandırma ve Erdek çevresinde İslami Türk döneminde yani Selçuklular ve Osmanlılar döneminde yapılmış bize bırakılmış fazla eser yoktur. Bu nedenle Güney Marmara’nın ilk çağ Türk tarihi açısından Eol ve İon dediğimiz trak dediğimiz kitleler daha verimli kitleler olmuşlardır. Bu dönem medeniyetinin kültürünün önemli merkezlerinden birisi Kyzikos’tur. Bu yüzdendir ki ilk çağ Batı Anadolu tarihi Kyzikos tarihi ile başlar ve onunla doruğa yükselir.

LAMPONEİA

İlk çağ coğrafyasında Anadolu’nun Mysia Bölgesi dâhilindeki Eolia Bölgesinde bir kent, Edremit Körfezi kıyısındadır. Kenti Eollerin kurduğu sanılmaktadır.

LAMPHSAKOSS ( LAMPSAKOS)

Eoliste kurulmuş, tarihi M.Ö 7. yüzyıla tarihlenen bir kuruluşa sahip bir kenttir. Bugünkü Lâpseki yakınındadır. Eoliste olması dolayısıyla Eollerce kurulmuştur diyoruz. Ancak kuruluşunu Korfulu ( Korkiralı) korsanlara ulaştıran bilgiler de mevcuttur. Bu kentin adını bir Kral kızı olan Lamsake’den aldığı söylenir. Kent ( Focaialılar) Foçalilarca işgal ve iskân edilmiştir. Foça kenti Eoller ile lonlar arasında, hâkimiyet mücadelesi olan bir kenttir. Bu mücadeleyi İonlar kazanmıştır. Bu nedenle Lampsakos’u kuran Foçalıların mücadeleyi kaybedip, Foça’yı terk eden Eollerin kurduğu kanaatindeyim. Perslerle çarpışan Lon ve Eol kentleriyle, yani Greklerle birlikte olan kentin, bir müddet sonra Pers hâkimiyetine girdiğini görmekteyiz. Bu hâkimiyet Delos Birliğine ve Isparta’ya bağlandığı dönemlerde kesilmişse de, M.Ö 362’ye kadar sürmüştür. Şehir M.Ö 334’de İskender egemenliğine girmiştir. Roma ve Bizans egemenliği gören kent, liman kenti ve piskoposluk merkezi olarak önem kazanmıştır. XIV. Yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı egemenliğine girmiştir. 1. Dünya Harbi sonrası imzalanan Mondros Mütarekesi uyarınca uğradığı Yunan işgalinden Kurtuluş Harbinde nihayet kurtarılmıştır. Günümüze kadar surları ve Nekropolü ( Mezarlığına) ait kalıntılar ulaşabilmiştir.

LARİSSA

Menemen yakınında, Gediz Irmağı ağzında ilk yerleşmesinin Cilalı Taş ( Neolitik Çağ) devrine dayandığı belirtilen, bir Eol kentidir. İlk kurucuları bilinemeyen, ancak Mysia Bölgesine mensup yerli halk veya Pelasg halkı tarafından kurulabileceği ileri sürülen, şehrin Eollarca ele geçirilip yerleşildiği kesindir. Kent M.Ö. VOOO. Yüzyılında Eollere ( Aiollere) geçmiştir. Bu bölgede kazı yapılan ender şehirlerdendir. Helenistik dönemi yaşamaya imkan bulamayan şehir, Diadohlardan Antigonas zamanında, Aleksandrela Troas’a yerleşmeye mecbur tutulmuştur. 1902’den beri şehirde İsveç ve Almanlar tarafından sistemli bir kazı uygulanmaktadır. Kazılar sonunda M.Ö XV. Yüzyıl veya XI. Yüzyıla ait bir şehir ortaya çıkarılmıştır. Kazıda şehrin bir ayin yeri ve surları bulunamamıştır. Bu arada M.Ö VI. Yüzyıla ait yapılar bütünü, bilhassa sarayları tespit edilmiştir. Burada bulunan üç büyük saray doğu etkisi taşımaktadır. Bu yüzyıl sonunda Grek etkisi taşımaktadır. Bu yüzyıl sonunda Grek etkisinin tamamen kaybolduğunu görürüz. Şehir önemini yitirir ve yerini yanındaki bazı yerleşimler alır. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.