güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

DİNLER TARİHİNDE ŞEYTAN KÜLTÜ VE ŞEYTANLAŞAN İNSANLAR

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:46

Allah bu ağacın meyvesinden yemeyi yasak etmiştir. Hatta bu ağaca yaklaşmamız bile yasaktır.

Ama ağaç pek güzel meyvesi de cennette eşi bulunmayacak derecede lezzetlidir. Hiç kimse bu ağaçtan güzelini görmemiş hiç kimse bunun meyvesinden daha tatlısını yememiştir. Sizin de bundan daha tatlısını yiyeceğinizi tatmin etmem

Önemli değil biz burada cennetin bütün nimetlerinden istifade ediyoruz. Dilediğimiz her şeyden dilediğimiz kadar faydalanma hakkımız var.

Peki, bu ağacın yanına yaklaşmak size neden yasak edildi bunu biliyor musunuz?

Hayır bilmiyoruz.

Rabbimiz size bu ağaçtan yemeyi iki melek olmanızı yahut ebedi hayatı elde etmenizi istemediği için yasak etmiştir.(1)

Yani bu ağacın meyvesinden yiyen melek mi olacak?

Evet yahut ebedi hayatı elde edecek. Sizin anlayacağınız ölümsüzlüğün sırrı bu ağacın meyvesindedir.

Doğrumu söylüyorsun bizi kandırmış olmayasın.

Allah adına yemin ederim ki ben sizin hakkınızda hayırlı ve iyi olanı dilemekteyim(2)*

(1)* Araf suresi 7/20

(2)* Araf suresi 7/21

Daha sonra şeytan içini çekti.

Acıyorum sizlere dedi iki günlük ömrünüz bir gün sona erecek ölüp gideceksiniz. Cennetin bunca nimeti yine böyle kalacak. Hâlbuki Allah Teâlâ’nın cennetinden ölümsüz bir hayatla yeseniz içseniz ne eksilir? Ben sizin yerinizde olsam böyle bir nimetten istifade ederim. Hem bir kere yemekten ne çıkar Allah sana bütün melekleri secde ettirecek derecede ikram etti ise bir meyvenin yenmesinden dolayı darılacak değil ki?

Konuşmasının esas çerçevesi budur. Bu konuşma ne kadar uzadı İblis ne kadar ısrar etti. Hazreti Âdem ve Havva ne kadar dayandı bu konuda söyleyecek söz verecek bilgi yok. Ancak İblis ‘in “gelin şu meyveden yiyelim “ demesiyle yenilmediği belli belli ki İblis Kur’an’da da anlatıldığı gibi yemin ede ede onları yatıştırmış oluyordu.

İblis tarafından yapılan ısrarların yanında ağacın son derece güzel meyvesinin de tarif edilmeyecek derecede hoş olan görünümü karşısında ilk adım Havva tarafından atıldı.

Evvela ben yiyeyim. Şayet bana bir şey olursa sen kurtulursun dedi. (28/a Kurtubi I/307)

Kendine göre akıllıca bir karar vermişti. Bu işin sonu melek olmağa dayanıyorsa yahut ebedi hayatın kapısından içeri girilecekse onun karşılığında elbet bazı külfetlere katlanmak lazımdı.

Havva bu ve benzeri düşünceler altında İblis ‘in koparıp uzattığı meyveyi yedi. Çok tatlıydı kocasının bu nimetten mahrum kalmasına gönlünü bir türlü razı edemeyecekti. Hem ortada değişen hiçbir şey yoktu. Kopardığı diğer bir meyveyi Hazreti Âdem’e uzattı:

Ye dedi. Çünkü ben yedim gördüğün gibi hiçbir şey olmadı. Sen de tasdik edeceksin ki hiç böylesini yemedin.

Havva’nın bu sözü söylemesine hiç gerek yoktu. Göz görüyordu yediği meyvenin tadı sanki gözlerinden fışkırmıştı. Bu arada İblis ‘in samimi görünüşü de görülmeye değerdi. Sanki ölmek üzere bulunan iki biçareyi kurtarıyor onlara yeniden hayat veriyordu iyi ki böyle bir hayır yapmış derde derman olmuştu.

Siz burada kırk yıl dursanız yine bu ağaca yaklaşmazdınız. Bakın kendinizi nasıl zinde nasıl hafif hissedeceksiniz. Artık bundan böyle sizin için ölüm yok. Havva şimdiden ölümsüzlüğe adımını atmış bulunuyor diyordu.

Nihayet Hazreti Âdem de Havva’nın uzattığı meyveyi aldı. Bir tek adımlık mesafe kalmamıştı. O da eşinin tattığı tadı hissedecek cennet nimetleri içinde en tatlı olanını yiyecek melek olmanın iksiriyle yahut ebedi hayatın esrarıyla yoğrulmuş olan nu meyve ile ölümsüzlük kervanına katılacaktı. Bu meyve onlara kim bilir nice bilmedikleri kapıları açacak nice âlemlerin sırrı onlara açılacaktı.

Hazreti Âdem insanlığın kaderini tayin eden adımını attı. Meyveyi ağzına aldı ve çiğnedi Allah’ım bu ne tat bu ne lezzet bu ne mükemmel koku bu ne doyulmaz nimet… Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.