güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

DİNLER TARİHİNDE ŞEYTAN KÜLTÜ VE ŞEYTANLAŞAN İNSANLAR

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:46

Demek ki Mısırlı iyi insanlar bu Seti-Oziris mücadelesinde Oziris gurubundan yana, iyilikten yanardırlar. Görülüyor ki Mısır Mitolojisinde bir kötülük, yani şeytan benzeri kült mevcuttur. O halde ona inanlarda mevcuttur. Demek ki Mısır Mitolojisinde de Şeytana tapma ve tapanlar bulunmuştur. Mısır mitolojisinde çok önem verilen hayvan tanrılarda mevcuttur. Bunlar hep Seth(Seti) nin temsili kabul edilip, ibadet görmüşlerdir. Bilhassa Kedi bunların içinde oldukça önem kazanmış, hatta kedi öldürene idam cezası verilmiştir. Buda Mısırda kötülük taraftarlarının da oldukça kalaba olduğunu, Şeytani kuvvetleri destekleyenlerin bolluğunu gösterir. Kedi Seth sayesinde kötü güç temsilcisi olmuş, belki de bu gün kedinin Şeytan sayması buradan gelmiştir.

Şeytan kültünün Hint Mitolojisindeki durumuna baktığımızda daha değişik bir durumun söz konusu olduğunu görürüz. Bu değişikliğin iyilik ve kötülüğün tek kültle toplanması olduğunu fark ederiz. Genelde dini sistemlerde yapıcılık ve yaratıcılık Tanrıya yani ilahi külte, yakıcılık Şeytana bırakılan işlevlerdir. Hâlbuki Hint Mitolojisinde her iyi işlevde tanrıya ait gösterilmiştir. Bu nedenle Hin Mitolojisindeki baş tanrı Şiva’da hem tanrı hem de Şeyran özellikleri bulunmaktadır. Dolayısıyla Şiva’da hem tanrı hem de şeytan kültleri birleşmiş vaziyettedir. Zamanla Şiva’nın şeytani özelliklerini karısı Kali’ye bıraktığını görürüz. Hinduizm ve Brahmanizm de şeytani güçler bazen Şiva bazen Kali’de görülmüştür. Bunda dolayı şeytani güçlere özenip onun yanında yer alanlar, bu iki külte ibadet etmeyi onlardan güç almayı hedeflemişlerdir. Bütün kötü güçleri karanlık olarak sembolize edip, karanlık tarafları olanlar siyah giyinmişlerdir. Acayip törenlerle Kali Ve Şiva’nın yıkıcı, öldürücü güçlerine sahip olmaya çalışmışlardır. Kindu dininde daha sonraları Kali’ye karşı Agni isimli bir tanrı oluşmuş, Şeytani güçlere kaşı insanlara yardımcı oluşmuştur. Kısaca Hindistan’da da kötü-iyi, Işık-karanlık, Yıkım-yaratıcılık çarpışması, Kali-Agni çarpışmasına dönüşmüştür.

Hindistan’da görülen Sih ve Budha gibi dinler daha ziyade toplumsal düzeni amaçlayan dinler olmasından, daha ziyade tanrısız kaidesel dinler olmasından, bu dnlerde Şeytan kültü yoktur. Bu dinler kötülüğü iyiliği de insani unsur gördüklerinden böyle bir külte yer vermemişlerdir.

Çin Mitolojilerinde de Şeytan kültü yoktur. Bu sahada Konfüçyüs, Tao, Budha dinlerinde allahsız ve kaidesel dinlerdir. Bu dinlerde de iyiyi temsil eden bir tanrı bulunmadığından, kötüyü temsil eden bir Şeytan kütlüde mevcut değildir. Bu dinlerde sırf iyiyi amaçladıklarından kötülük kaynağına kaideleri ve sahnelerinde yer vermemişler, ilahi kuvvetler yerine insanı esas almışlardır. Japonya sahasına baktığımızda durum nedir?

            Japon Mitolojisi Budizm’in ülkeye ulaşmasıyla doğmuştur. Budizm zamanla Şinto diniyle uyuşmak ve yeni bir durum almak zorunda kalmıştır. Şinto Dinine göre her şeyi Kani adı verilen ruhlar yaratır ve yönetir. Bunların kötüleri kötülüğü iyileri iyiliği oluşturur. Bu halde kötü Kamiler den uzak durulmalı onlara uyulmamalıdır. Kaniler bir oranda hem tanrı hem Şeytan durumunu taşırlar. İyi Kamiler Tanrı, kötü Kamiler Şeytandırlar. Bazı kimseler kötü Kamilerle ilişki kurup, onların güçlerinden yararlanmak isteyebilirler. Nite kim istemişlerdir. Bu da şeytana tapmayı doğurmuştur. Yaklaşık sekiz milyon Kami olduğu söylenir.

            Anadolu sahasında hakim olan dinlere ve mitolojilerde baktığımızda, değişik bir durum görürüz. Çünkü, bu sahadaki Mitolojilerde hakim kuvvet erkek kültler olmayıp, kadın tanrılar yani tanrıçalar hakim kuvvettir. Hititlerde Güneş Tanrıçası Arinna olup, dinin baş tanrısı odur. Yanında eşi fırtınalar tanrısı Teşup bulunur. Teşup kralları atayıp dünyanın nizam ve işlerini onlara havale ettiğinden, bütün nizamdan krallar sorumludur. Bu nedenle bu din çok tanrılı bir din olmasına karşılık, Şeytan benzeri külte bu dinde yer yoktur. Hititler emrin altında bulunan veya yakın kültürlerin tanrılarını da kabul ve ibadet ettiklerinden, ülkelerine ‘’Bin tanrı ili’’ denmiştir. Çok tanrı vardır ama tanrılar kötülük yapmak durumunda değillerdir. Bu nedenle kötülük kültüne yani Şeytana yer verilmediğini görürüz. Tanrıların habercisi olan tanrılar bulunsa da yani Cebrail benzeri kültler bulunsa da, Şeytan kültü yoktur. Kanatlı olan tanrıça haberci durumundadır. Hitit dini temizliğe çok dikkat eden bir dindir. Bu nedenle temizliğin imanın temeli olduğu bilinmektedir. Bu nedenle Hitit mitolojisinde iman esastır. İmanlı kitlelerde Şeytanın barınması imkansızdır. Belki de Hitit Mitolojisinde Şeytan benzeri kült yokluğu bu temizlikten ve imandan dolayı yoktur. Frigler’de ilahi esas kuvvet tanrıça Kibele kadın olup tanrıçadır Bu tanrıça Hititlerde Kubaba adıyla bilinirken, Frigler Sonrasında Lidyalılarda da ibadet görmüştür. İlkçağ Dünyasında Girit Mitolojisinde de baş ilahi kuvvet, Yılanlı Tanrıça olarak bilinen ana tanrıçadır. Bütün bu dinlerde Şeytani kuvvetler yoktur. Şeytana ait fiiller büyücüler ve kötü ruhlara kalmıştır. Fakat düzenli devlet idareleri kötülüklere meydan vermemiş olmalılardır ki, insanlar kötülüğü tanımadıklarından böyle kültlere mitolojilerin de yer vermemişlerdir.  Kısaca bu Anadolu kavimleri ölümden sonraya pek önem vermediklerinden, iyilik ve kötülüğü insani davranışlar sayıp, Şeytan kibi kültlere yer vermemişlerdir. Urartular, biraz değişik bir durum arz ederler. Anadolu kavimlerinden olan Urartularda hakim yaratıcı kuvvet, diğerlerinin aksine erkek külttür. Baş tanrı Haldi olup, her şeyin hakimi budur. Ancak doğuda olmasına karşılık, ölümden sonraki yaşama inanılmasına rağmen bu dinde de Haldi karşısında Şeytan kültü yoktur. Bütün bu dinlerde tanrılara kurban sunmak adedi mevcuttur. Ancak kurbanlar hayvanlar olduğu gibi Şeytanla ilgili kurban sunmalar yoktur. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.