güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Cumhuriyetin İlk İnkılaplarından Tevhid-i Tedrisat Kanunu Hakkında Bilgiler

Yazının Giriş Tarihi: 04.03.2022 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.03.2022 10:14

Bundan 98 yıl önce devletimiz kurulurken daha doğrusu devletimizin kuruluşu ilan edildikten kısa bir müddet sonra devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Paşa’nın Kurtuluş Savaşı gibi bir savaştan yeni çıkmış milletini yeni bir sahada savaşa yönlendirdiğini görmekteyiz.

Bu savaşın başarıyla gerçekleşmesi için yapılacak mücadelenin bir nizam ve intizam içerisinde gerçekleşebilmesi için mücadelede yer alacak kurum ve müesseselerin bu mücadeleye hangi şartlar hangi icraatlar dâhilinde hangi şartlar dâhilinde katılıp katkı vereceğini tespit edebilmek için Türkiye Büyük Millet Meclisine 3 Mart 1924 tarihinde Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nu kabul ettirmiştir.

Bu kanun Türkiye Cumhuriyeti’ne Osmanlıdan devir aldığı farklı amaçlara hizmet eden farklı yönetim ve başlara sahip farklı usullerle eğitim veren eğitim kurumlarını Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde birleştirme imkânı vermiştir.

Bu yolla tüm eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde tek merkezden yönetilme imkânı getirirken eğitim kurumlarına kurumsallaşma ve laikleşme imkânında sağlamıştır. Çünkü bu kanun söz konusu olduğu andan itibaren medreseler ve mahalle okulları ortadan kalkıp yerlerine ilkokuluyla ortaokuluyla lisesiyle yüksekokul ve üniversitesiyle yeni modern laik bir eğitim sistemi oluşturulmasına geçilmiştir.

Kısa zamanda Milli eğitimin temel amaç ve ilkeleri tespit edilmiş yönerge ve yöneltmekler ile belirtilen kurumlar oluşturulup çalışır hale getirilmeye başlanmıştır. Öğretmen okullarıyla ve özel ihtisas isteyen okullarla, askeri okullarla tamamlanan eğitim teşkilatı harf inkılabı yani yeni alfabe kabulü ile desteklenip ulusallaştırmaya da uğratılmış başöğretmen san ve sıfatını alan Mustafa Kemal’in açtığı halk mektepleri ile öğrencilik yaşı dışındaki kadın erkek vatandaşların da eğitilmesi ile Mustafa Kemal’in başlattığı eğitim savaşı, yurt çapında yapılan geniş katılımlarla gerçekleşmeye başlamıştır.

Bugünkü Latin kökenli alfabemizi ve Türkçeyi ulusa hakim kılma çabası başarılı olmaya başlamıştır. Şunu da belirtmek isterim ki Tevhidi tedrisat kanunu ile birlikte kabul edilip uygulamaya sokulan halifeliğin kaldırılması hakkındaki kanun ülke de laikliğin yerleşmesinin temeli olmuştur.

Bu çalışmalarla başlatılan eğitim reformları ülkede iç isyanlar çıkmasına etki etmişse de çıkan Şeyh Said isyanı menemen olayı şeyh rıza isyanı ağrı isyanı gibi, Tunceli isyanı gibi isyanlar kısa zamanda bastırılmış olduğundan yeni eğitim sistemi tavizsiz uygulandığından başlatılan eğitim reformu tutarlı ve kalıcı olmuştur.

Mustafa Kemalin ölümünden sonrada eğitim reformu çalışmaları devam etmiş kırsal yerleşimlere yönelen eğitim reformu en mütekâmil şekli olan Köy Enstitüsü denilen müessesleri doğurmuştur. Bugün yeryüzünde mevcut bulunan fabrika yapan fabrikalar misali okulunda öğretmenini de kendi meydana getiren Köy Enstitüleri nedense kalıcı olamamıştır. Mustafa Kemal’in kurduğu rejime ve ülkeye bekçilik reformlara lokomotiflik yapmak üzere kurulan Cumhuriyet Halk Partisi kendi çıkardığı bu kurumları koruyamamış onlara sahip çıkamamıştır.

Bütün eğitim reformları yapılırken eksik bırakılan bir nokta olarak din eğitimi görevlisinin ve din görevlisinin laik bir sisteme göre yetiştirileceği okullar açılmamış ve açılamamıştır. Bu yüzdendir ki vatandaşın ve öğrencilerin din eğitimi Osmanlı döneminin yetiştirdiği hocalar ve din eğitim görevlerine kalmıştır.

Onlarda halkı eski kullandıkları sisteme göre yetiştirmeyi sürdürmüşler bu sahada laik eğitimin gerçekleşmesi eksik ve hatalı sürmüştür. Bir başka değişle yeni Cumhuriyet Rejimi Laik ve Cumhuriyetçi imamlar yetiştirmediğinden eğitim sahasında özellikle din eğitimi konusunda eğitim icraatları laikliğe karşı eğiticiler elinde kalmıştır.

Kanunlar korkusundan el altından eski devri met eden Laikliğe düşman bu tür eğiticiler eğitimi bozmuşlardır. Dış mihraklar bir yandan eski rejim yanlıları bir yandan sözünü ettiğim eksikliği bahane ederek dil eğitimi veren din görevlisi yetiştiren okullar açılmasını istemeye başlamışlar bu istek bugünde varlığını sürdüren İmam hatip okullarını doğurmuştur. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.