güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Çanakkale Deniz Zaferini Değerlendirmek ve Tanıtmak

Yazının Giriş Tarihi: 18.03.2022 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.03.2022 11:02

Haliyle müttefikleri olan İngilizler ve Fransızlardan Osmanlılara karşı bir yeni cephe açıp üzerlerindeki baskıyı azaltmaya girişmelerini istemelerini getirmiştir. Bu istek İngiliz ve Fransızların Osmanlıya açacakları yeni bir cephe yeri arayışını getirmiş, bu arayışta Çanakkale bölgesinin yeni cephe yeri olarak tespitini doğurmuştur. Çünkü Osmanlıyı telaşa düşürebilecek hatta açılan cephede kazanılacak zaferin Osmanlıyı savaş dışı bırakılmasını sağlayabilecek en uygun cephe yeri Çanakkale bölgesidir. İşte bu nedenledir ki Çanakkale Zaferini getirecek, Çanakkale cephesinin bu cephede gerçekleşecek savaş ve zaferlerin Türkler açısından yaratıcısı Enver Paşa, genişletilmiş mahiyette onun güdümündeki Talat Paşa, Cemal Paşa kabaca İttihat ve Terakki Yönetimidir demek mümkündür. Çünkü düşündükleri ama yaşadıkları yenilgi nedeniyle, felaketler nedeniyle gerçekleştiremedikleri Sarıkamış harekatı Rusları İngilizlerden Osmanlıya karşı yeni bir cephe açılması isteğine götürürken İngilizlerin Çanakkale'yi böyle bir cephe yeri olarak tespiti özellikle İngiliz devlet adamı Churchill'in bu konudaki ısrarı Çanakkale savaşlarını doğurduğundan bu savaşın temel hazırlayıcısı, yaratıcısı Osmanlı Genelkurmay Başkanı Enver Paşa'dır demeyi doğrulayacak bir durum yaratmaktadır. Üstelik Enver Paşa ve bütün yetkilerini ona devretmiş görünen Sultan Mehmet Reşat Sarıkamış harekâtının da, kanal harekâtının da bu sebeple yaratıcısı ve sorumlusu sayılabilecek kişiler olarak karşımıza çıkmaktadırlar düşüncesindeyim. Bu sebeple Çanakkale savaşları sırasında verilen zayiatın, dökülen kanların Türkler açısından baş sorumlusu Enver Paşa'dır kanaatini taşımaktayım. Çanakkale savaşlarının Türkler açısından yaratıcısı Enver Paşa olurken, İttihat Terakki Fırkası olurken İtilaf devletleri özellikle İngilizler açısından yaratıcısı olarak Deniz bakanı Churchill'i görmek ve göstermek yerinde olacaktır kanaatindeyim. Çünkü Çanakkale cephesini yer olarak tespit edip açtıran bu cephede gerçekleşecek deniz savaşında ve daha sonraki safhadaki kara savaşlarında kullanılacak birlik ve askeri teşkilatı oluşturan gerçekleştiren odur. Bütün bunlardan sonra şunu belirtmek isterim ki; Çanakkale Savaşları'nı hazırlayan ortamın, gerçekleşen savaşların sorumlusu Enver Paşa, ne yazık ki Çanakkale Savaşı'nda da yeteri kadar hazırlık gerçekleştirememiş, askeri zayiatın büyüklüğünü hazırlayan adam da olmuştur. Bu özelliğe dikkat eden insanların gerek dünya tarihinde gerek Türk Dünyası tarihinde tek adam yönetimlerinin ne kadar tehlikeli ne kadar riskli olduğunu kavramasında Enver Paşa'nın bu savaşların ortaya çıkışındaki tek yaratıcı olduğuna dikkat etmeleri güzel bir örnek oluşturacaktır düşüncesindeyim. Bu yüzdendir ki, Çanakkale Savaşı'nı Osmanlı Devleti'ne daha doğrusu Türk milletine Anadolu Türklüğü’ne parlamenter cumhuriyet yönetiminin gelmesini sağlayan savaş olarak da değerlendirmek imkanı vardır düşüncesindeyim. Bu hayırlı sonucun çıkması çıkabilmesi bu savaşta parlayan Mustafa Kemal'in lider olarak Türklüğün kazanımına doğması hayırlı bir sonuç olmasına rağmen Enver Paşa'nın düşünceleri ve isteğinde olmaması nedeniyle Çanakkale Savaşları açısından Enver Paşa'yı değerlendiren bir ifadeyle bu savaşın yaratıcısı dolayısıyla bu savaşta dökülen kanların verilen şehitlerin baş sorumlusu olarak ifade etmek yerinde bir davranış olacaktır kanaatindeyim. Gerçi tek adam ya da tek adam vekili olarak Enver Paşa Osmanlı'da yarattığı çöküntü ve yıkımla bugünkü Türkiye'nin doğmasına sebep olacak dibe vuruşun getiren adam olmuştur. Ama bu özelliği onu tarih açısından iyi bir şahsiyet olarak anılma hakkını kazandıramamıştır. Umarım gelecek açısından özellikle Türk Dünyası'nda Enver Paşa gibi tek adamlar çıkıp Türklükte yeni çöküntüler ve akabinde büyük kan ve can kaybına sebep olacak doğuşlar çıkmasına sebep olacak ortamlar yaşatmasın. Çünkü Enver Paşa'nın yarattığı çöküntüden sonra hatta çöküntü sonrasında Osmanlı'nın çöküşü Türkiye'nin doğuşu yani İstiklal Harbi bunu çok güzel örnekleyen olaylardır.250.000 Türk evladının kaybedildiğini belirten kaynaklara göre verdiğimiz bu kayıplar bugün dahi eksikliği hissedilen kayıplar hiçbir zaman telafi edilememiştir. Umarım Türk Dünyası ve ülkemiz gelecek dönemde Çanakkale Savaşları gibi savaşlar yaşamaz.18 Mart Deniz Zaferini ondan sonraki dönemdeki Çanakkale kara zaferlerini kazanmış olsak bile ülkemize fazla bir getirisi olmayan bu tür zaferleri içeren savaşlar yaşamamak bunun için gerekli bilince ve icraatlara sahip olmamız gerekir kanaatindeyim. Çanakkale Deniz Zaferi'nin 107. Yıldönümünü yaşadığımız bu tarihlerde bu zaferi gönülden kutluyor, bu zaferin yaratılmasında rolü olan başta Mustafa Kemal olmak üzere, tüm subay ve Mehmetçiklerimizi bu savaşta gerek şehit gerek gazi olarak yer almış olan tüm askerlerimize bugün toprak olmaları nedeniyle Tanrı'dan rahmet diliyorum. Yerleri nur mekanları cennet olsun.18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi bütün milletimize kutlu olsun.

Şunu da vurgulamak isterim ki Çanakkale Zaferi biz Türklere Karadeniz hakimiyetini Trakya ve Anadolu yarımadasından oluşan vatanımızın korunması açısından ne kadar önemli bir mevki olduğunu Çanakkale ve İstanbul Boğazlarının mutlaka bu nedenle bizim kontrolümüzde, denetimimizde olması gerektiğini milletimize kabul ettirmiş bir cephe, bir zafer olarak vurgulayan tarihi bir hakikattir. Nitekim bu hakikati çok iyi farkına varan Mustafa Kemal Paşa Lozan Antlaşması ve onu takip eden dönemde yapılan Montrö Antlaşması’yla dünya uluslarına kabul ettirmiş ve boğazları Türk ulusunun kontrol ve denetimine kazandırmıştır. Bence Montrö Boğazlar Antlaşması Türk milletinin Çanakkale deniz ve kara zaferlerinin değerlendirilmesi sonucunda Türk milletine getirdiği bir sonuçtur. Ne yazık ki son 15 yılda Çanakkale Deniz Zaferi’nden ders almayan Osmanlıcıların, yeni Osmanlıcıların, hilafetçilerin, saltanatçıların, diktatörlük yanlılarının Montrö Antlaşması’nı tartışmaya devre dışı bırakmaya yönelik icraat ve çalışmalarını da ülkemiz siyasi icraatlarında imar ve ulaşım icraatlarında sergilemeye çalıştıklarını görmekteyiz. Kanaatımca İstanbul boğazına paralel açılacak bir İstanbul kanalı projesi de bu tür icraatlardan biri olabilecek Montrö’yü tartışmaya sokabilecek ve etkisiz hale getirebilecek bir icraat görünümü arz etmektedir. Umarım Çanakkale Zaferi’ni büyük fedakarlıklarla kazanmış Türk milletinin evlatlarının nesilleri olarak bu tür icraatlar konusunda yeniden düşünüp Montrö’yü etkisiz kılabilecek bu tür siyasi ve bayındırlık ulaşım icraatlarından vazgeçeriz. Nitekim Rusya-Ukrayna savaşı Montrö’nün bizim için Karadeniz hakimiyetini boğazlar ve yurdumuzu çevreleyen denizlerin hakimiyetle kontrolünü sağlamada vatanımızın müdafaası açısından ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur. Umarız bu olaylardan ders alır ve yeni Çanakkale cepheleri görme durumuna düşmekten uzak kalmayı başarabiliriz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.