güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Camilerimizin İsimleri Hakkında Düşünceler

Yazının Giriş Tarihi: 23.03.2021 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.03.2021 00:05

Nitekim kentimizdeki Sunullah Cami aslında kendisini yaptıran Sunullah Efendi’nin ismini taşımasına rağmen aynı şahsın ismi caminin bulunduğu mahalleye de verilmiş olduğundan söz konusu cami sanki Sunullah Mahallesi’nin ismini taşıyormuş gibi bir görüntü de arz etmektedir. Nitekim aynı özellik Haydarçavuş Camisi için, Hacıyusuf Camisi içinde geçerlidir. Bu camilerde aynı Sunullah Cami gibi yaptırıcısının ismini taşıyan mahallede olduklarından sanki o mahallelerin ismini taşıyormuş görünümü verir durumdadırlar. Bandırma için örneklediğimiz bu durum ülkemizin her sahasında görülebilecek bir durumdur. Ancak bir mahalle halkının çabalarıyla yapılan bazı camiler ülkemizin her yerinde de Bandırma’mızda da görülebilmektedir.

Nitekim bu özellikte camilerin haklı ve gerçekçi olarak kendisinin yapıldığı sahanın, kendisini yaptıranların çoğunluğunun oturduğu mahallenin adını taşıdığını görmekte ve bu haklı isimlendirme icraatını gönülden tastik etmekteyiz. Ne var ki son dönemlerde özellikle moda haline getirilmeye çalışılan, daha önceki dönemlerde de gerçekleştirilmiş bir isimlendirilme uygulamasına şahit olmaktayız ki bu isimlendirmeyi bence yerinde bulmak kolay olmayacak bir durumdur düşüncesindeyim. Genel mahiyette katılımla yapılan cami ve mescitlerde görülen bu isimlendirme uygulaması bence haksız olup toplum tarafından benimsenmemesi gereken bir durumdur. Özellikle Osmanlı sultanlarının yahut sahabelerin, evliyaların isimleriyle gerçekleştirildiği görülen bu isimlendirmelerin gerçekçi bir isimlendirme olup toplumun büyük çoğunluğunun kafasını karıştıran özellik taşıyan uygulamalar olacağı düşüncesindeyim. Biran için düşünelim. Herhangi bir mahalle veya semtte toplumsal katılımla yapılan bir cami veya mescidin adını neye dayandırarak Fatih Cami, Selimiye Cami yahut Hz. Ebubekir Cami veya caminin bulunduğu sahada yatmayan Hasanbaba, Geyiklibaba, Somuncubaba gibi evliyaların isimleriyle adlandırma yoluna gidelim. Bu tür isimlendirmelerin o camiye herhangi bir katkısı olmayacağı ortada iken niye böyle bir isimlendirme yapalım.

Ancak yapılan camilerin veya mescitlerin avlularında yatan, yattığı düşünülen evliyaların ismiyle adlandırılmasını bir oranda kabul edilebilecek bir isimlendirme görmek belki yerinde olabilecek bir isimlendirmedir. Fatih’te yatan Fatih Sultan Mehmet’in adının Bandırma’daki bir mahallenin yaptırdığı camiye isim olarak verilmesini yine mezarının ülkemizin 7 ayrı yerinde olduğu söylenen Yunus Emre’nin adının Bandırma’da mahalle halkı tarafından yaptırılan camiye verilmesinin haklı sebebi olduğunu söylemek ne oranda doğrudur. Bence bu tür camilerin yaptıranların çoğunluğunu temsil edecek bir adlandırmayla isimlendirilmesi, mesela Yunus Emre Cami’nin Paşakonak Mahallesi olması nedeniyle Paşakonak Cami şeklinde verilmesi daha gerçekçi ve daha doğru olabilirdi düşüncesindeyim.

Bu yüzden yapılan ve yapılacak camilerimizin isimlendirilmesinde siyasal fikirlerimize, dinsel düşüncelerimize, tarikatlarımıza, cemaatlerimize göre değil, ya yaptıranın veya yaptıranların isimlerini taşıyan veya yapıldıkları mahallenin, semtin ismini taşıyacak şekilde isimlendirilmesine dikkat etmemiz daha yerinde olacaktır düşüncesindeyim. Yine isimlendirmeler konusunda dikkat edilmesi gereken bir hususta bazı camilerimizin yetersizlik sebebiyle yahut bakımsızlık, haraplık sebebiyle yıkılıp yenilenmesi neticesinde yeniden isimlendirilmeye tabi tutulmasında dikkat etmek gerekir düşüncesindeyim. Çünkü ülkemiz dahilinde, ilimiz dahilinde yıkılan yeniden yapılan bazı camilerimizde yeniden isimlendirilmeye gidildiğini ilk yaptıranların ismi yerine yeniden yaptıranların isimlerini veya yeniden yaptıranların uygun gördüğü isimleri taşıdığı görülmektedir. Nitekim bunun en tipik örneğini Bandırma’mızda Dere Mahallesi’ndeki camide görebilmekteyiz. Bu camiyi ilk yaptıran kişinin adı farklı olmasına karşılık bugün bu caminin Yunan işgali sırasında yıkılışından sonra, yanmasından sonraki dönemde yaptırıcısı olan Bandırma’nın eski zenginlerinden Habibullah’ın adıyla anıldığını halkımızın bir kısmının bu camiyi Habibullah Cami olarak adlandırdığını gördüğümüz gibi bir kısmının da bu camiyi bulunduğu mahallenin adıyla isimlendirip Dere Cami yahut Dere Mahallesi cami olarak isimlendirdiğini görmekteyiz. Bence bu tür isimlendirmeler de yanlıştır. Gerçekçi bir isimlendirme olarak bu caminin ve bu duruma düşmüş camilerin isimlerinin mutlaka ilk yaptıranların ismini aksettirmesi daha gerçekçi, daha tarihi çerçeveye uygun olacak bir isimlendirme olacaktır düşüncesindeyim. Yine Bandırma’mızda aynı özelliği gösterir bir duruma sahip cami özelliğini bugün bir kesimin yanına büyük bir külliye oluşturmaya gayret ettiği caminin adı bir zamanlar Tekke Cami iken, bugün aynı cami karşımıza Ali Bezzaz Cami olarak çıkabilme ihtimali ile göstermektedir. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.