Bugün mensubu bulunduğumuz Türkiye Cumhuriyeti devleti oğuz Türklerinin kurduğu orta doğuda müstakil kalmış ve Anadolu’yu yurt tutmuş tek devlettir. Bu devlet öz ve öz Türk devleti olmasına rağmen bazı Arap hayranları milliyetçilik düşmanı ümmetçi çevreler vatandaşımıza Türk olduğunu unutturmak onu İslam potası içerisinde eritip ona Türklüğünü kaybettirmek gayretin de görünmektedirler. Bu durumu bertaraf etmenin tek çaresi neslimiz olan oğuzların orta doğuda kurdukları devletleri tanıtmak ve vatandaşımıza kimlerin varisi olduğumuzu hatırlamak, öğretmek yoluyla olacağı düşüncesindeyim.
Bir başka deyişle vatandaşımıza devletimizin murisi olan devletleri tanıtarak öğretmenin onlara Türk kalma yolunda çok faydalı bir hizmet olacağı görüşündeyim. Bu yüzden orta doğudaki ilk murisimiz Türk oğuz devleti olan Büyük Selçuklu Devletiyle anlamaya başlamak gerektiği inancındayım. Böyle bir tanıtıma giriştiğimizde genel kaynaklara baktığımızda büyük Selçuklu devleti hakkında kabaca şu bilgilerin verilmiş olduğunu görürüz:
Selçuklu hükümdarı ailesinin atası Selçuk Bey’dir. Selçuk’un ailesi gerek tarihi kayıtlardan gerek paralardan ve damgalardan anlaşıldığı gibi oğuzların Kınık boyuna mensup idi. onuncu yüzyılın başlarında Doğan Selçuk’un 17-18 yaşlarında olduğu sırada oğuz devleti Yabgunun yanında yetişmiş ve daha sonra babasının yüksek yerini işgal ederek yabgu oğuzlarına subaşı olmuştur.
Devletin askeri kuvvetini elinde tutan Selçuk’un Yabgu ile arası açılmıştır. Daha sonra Selçuk’un güneye doğru hareketi ile başlayan oğuz göçünün en büyük nedeni yer darlığı ve otlak yetersizliğidir. Selçuk, Sinderya’nın sol kenarında yine bir oğuz şehri olan Cende geldi. Bu tarihte mühim bir çağın başlamasını sağlayan olaylar cereyan etti.
Bir çok kalabalık Türk kitlelerinin İslamiyet’e girdikleri bu devirde dini inançlarına yabancı olmayan ve esasen Kaşgarlı Mahmud’a göre ahalisinin bir kısmı Türk olan bir Müslüman bölgesinde yaşamak için zaruri ve ayrıca siyasi imkanlar sağlamak bakımından da lüzumlu gördüğü İslamiyet’i kabulünü düşünen böylece yeni çevrenin siyasi ve sosyal şartlarını kavramak suretiyle devlet adamlığı vasfını ispat eden Selçuk, Buhara, Harzem gibi civar İslam ülkelerinden din adamları istedi ve kendine bağlı olan oğuzlar ile birlikte Müslüman oldu. Türkmen hükümdarlarından birinin kızı ile evlendiği rivayet edilen Selçuk’un dört oğlu oldu. Bunlar Mikail, Arslan, Yusuf ve Musa idi.
En büyük oğlu Mikail babası sağ iken bir savaşta ölmüş onun iki oğlu Çağrı ve Tuğrul dedeleri Selçuk tarafından yetiştirilmiştir. Oğuz devlet teşkilatına uygun olarak yabgu unvanını taşıyan Arslan, Selçuk’tan sonra işbaşına geçmiş erken öldüğü tahmin edilen ve bilahare yabgu olarak uzun müddet yaşayan Musa, Arslan’ın yardımcısı durumunda bulunmuş o sırada en çok 17 – 20 yaşlarında olmaları gereken Tuğrul ve Çağrı kardeşler ise bey olarak idaredeki yerlerini almışlardı.
Selçuklu ailesinin mensuplarının Arslan yabgunun yüksek hakimiyetinde her biri kendine bağlı Türkmen kütlerinin başında olarak Maveraünnehir’e indikleri zaman Buhara Semerkant bölgesi üstelik Gazneliler ile de anlaşma halinde olan Karamanlıların eline geçmiş bulunduğundan Karahanlılar ile doğrudan doğruya karşılaşma mevkiinde kalmış oluyorlardı.
Fakat Karahanlı Nasr han Selçuklulardan çekiniyor ve mümkün olduğu kadar anlaşma yapmak istiyordu. Bununla beraber karşılıklı güvensizlik havası vardı. Bu esnada Tuğrul ve Çağrı Beyler diğer Karahanlı hükümdarı Buğra Han’a müracaata karar verdiler.
Bunlar Talas havalesine gitmişlerse de orada Tuğrul Bey’in Buğra han tarafından tevkif edilmesi aralarının açılmasına sebep olmuş çağrı beyin ağır baskısı ile Tuğrul Bey kurtarılmıştır. Geri döndüklerinde Maveraünnehir’de Karahanlı Ali Tigin’in mukavemeti ile karşılamışlardır. Bu arada Keş ile Nahseb sahralarında oturan Selçukluları uzaklaştırmak için Ali Tigin Türkistan melik ve şahlarına sultanlarına mektuplar yazarak yardım istemişti ki siyasi tazyik ve yer sıkıntısı altında bunalan Selçukluların çağrı bey idaresinde ki doğu Anadolu’ya meşhur akımı bu sebeple çağrı ve Tuğrul Beyler kendileri için daha elverişli sahalar bulmak üzere bir keşif seferi yapmak hususunda anlaştılar. Devam edecek…