güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Bölgemiz Kurtuluş Tarihi Açısından Milat Olan Akbaş Baskını

Yazının Giriş Tarihi: 16.02.2022 00:16
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.02.2022 00:16

Fakat büyük bir soğukkanlılık ve fedakârlıkla Akbaş koyunda silah ve cephane yüklü kayık ve mavnalar Bolayır vapuruyla süratle Bergos’a getirilmişti. Aynı gece şafak sökmeden büyük bir sürat ve gayretle karadaki araçlara yüklenen bu silah ve cephaneler sırtların arkasına taşındı. Oradan Beybaş, Hacıkelenler köyleri yoluyla Balcılar Köyüne ulaştırılmışlardır. Balcılar’a boşaltılan silah ve cephaneler daha sonra Çan yoluyla Yenice köyüne bölgedeki Yörükler tarafından taşınmıştır. Hamdi Bey, elde edilen bu başarıyı o gün bir telgraf ile Kazım Bey’e (Balıkesir’de 61. Tümen Komutanı) bildirdi.

Teslim alınıp Bergos’a getirilen Fransız askerleri, silahların emniyete alınmasından sonra bir kayıkla Akbaş’a geri yollanmışlardır. Askerlere komutanlarına verilmek üzere Hamdi Bey tarafından Türkçe bir mektup yazıldı. Bu mektupta şunlar yazılıydı; ”Muhafazanız altında bulunan silahlar aslında bizimdir ve bize lazımdır. Cephaneliği 200 kişi ile bastım içindekileri ben aldım. Askerlerinizin hiçbir kabahati yoktur. Kendilerinden aldığım bütün teçhizatı geri vererek onları size gönderiyorum”

Böylece insanlık içinde bile insanlık dersi veriliyordu. Baskın haberini Kazım Bey, ertesi gün Mustafa Kemal paşa’ya bir telgrafla bildirdi.28 Ocak 1920 tarihli bu telgrafta olay kısaca izah edildi. Mustafa Kemal Paşa da 29 Ocak 1920 tarihli cevabında telgrafında şunları söylemiştir;

“Balıkesir’de fırka 61 kumandanı Kazım Beyefendiye, C.28.1.1920 Köprülü Hamdi Bey’in fedakarane ve cesurane hareketle elde eylediği şayan-ı gıpta muvaffakiyetten mütehassıl teşekküratımızın mumaileyhe tebliğine delalet buyrulmasını rica eder, böyle azim bir muvaffakiyete saik olan zatı biraderlerini tebrike şitab eyleriz. Heyet-i Temsiliye namına Mustafa Kemal” ayrıca Heyet-i Temsiliye adına bir tamim ile kamuoyuna da bilgi verilmiştir.

 Baskın Olayına Tepkiler:

Akbaş baskını ile şaşkına dönen İtilaf devletleri boğazda yaptıkları aramalarda başarılı olamadılar. Bu öyle bir baskındır ki filmlere konu olacak niteliktedir ve eğer yabancıların tarihinde olsa Oskarlık filmler çekecekleri kahramanlıkta bir destandır. Konuyu fazla uzatmadan bu olaydaki küçük bir ayrıntıyı vermek yerinde olacaktır kanaatindeyiz. O günün haberleşme imkânlarına göre Bergos, Ankara’ya oldukça uzak sayılabilecek bir mesafededir. Mustafa Kemal Paşa baskın olayını bir gün sonra öğrenmişti.

Oysa Çanakkale Mutasarrıflığı kendisine bağlı iki adım ötesinde ki bir nahiyede geçen bu çok önemli olayı Ankara’dan bir gün sonra haber alabilmiştir. Bu örnek, milli davaya inanmış insanların aldıkları görevi nasıl bir hizmet aşkı, heyecanı ve imanı ile yaptıklarının en açık delilidir. İtilaf devletleri temsilcileri, bu olay üzerine İstanbul hükümetine protesto çektiler. İngilizler Kazım Bey’i Harbiye Nezaretinden talep ettiler. İstanbul’da ki Kuva-ı Milliye taraftarları sıkı takibe alındı. Ayrıca Maçka ve itfaiye kışlalarına baskın yaptıkları gibi Gelibolu’dan bir kısım memurlar tutuklandı.

Sadrazam Ali Rıza Paşa padişaha takdim ettiği şubat1336 (1920) tarihli arızasında bu olayların  “…Akbaş Hadisesi Netayic-i Müessifesinden…”kaynaklandığını bildirmiştir.

İngilizler Akbaş baskınından hemen sonra İngiliz Karadeniz Ordusu Komutanı General Milne imzasıyla Harbiye Nezareti’ne gönderdikleri bir tezkerede bu baskından söz ediliyor ve böyle bir olayın İstanbul’da olmaması için Maçka silah deposunun İngiliz kuvvetlerince korunmasını öneriyorlardı. Harbiye Nezareti de tedbir alınacağını bildirmiştir. İngiliz ve Fransızların şaşkınlığından çıkarlar doğrultusunda faydalanmayı düşünen Çanakkale bölgesi Rumları da metropolitleriyle Çanakkale İngiliz kumandanlığına başvurdular. Sıkı korumaya rağmen baskın gerçekleştiren Kuva-ı Milliyecilerin kendilerine de zarar vereceklerini ileri sürerek can ve mallarının korunması ve kendilerine silah verilmesini talep ettiler.

Hâlbuki silaha davranmadıkları sürece gayrimüslimlere kimsenin bir şey yaptığı yoktu. Ancak bu olay o zor günlerde bunların gerçek niyetleri bakımından ibret vericidir. İngilizlerin Çanakkale’de yaptıkları soruşturmayı yeterli görmeyip İstanbul’dan General Beyç başkanlığında bir soruşturma heyetini Çanakkale’ye yollamaları bu baskına ne kadar çok önem verdiklerini gösteriyor. İngilizler silah ve cephaneyi tekrar geri almak, Kuva-ı Milliye’ye gözdağı vermek ve çaresiz bırakmak için Bandırma’ya 200 kişilik bir kuvvet çıkardılar(1Şubat 1920) Böylece Yunan işgalini de takviye etmeyi düşünüyorlardı. Devam edecek…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.