Bu gibi soysuzlar bir yana Yunanlılarla anlaşıp onların himayesinde bir devlet kurmaya yönelen Şarki Garipçiler de işgal süresince yunanla iş birliğine girmişler onlarla ortak çalışmışlardı. İşte bütün bu durumlar sebebiyle bandırma ve bölgesinde Yunan işgal kuvvetleri ege bölgesindeki işgal kuvvetlerine nazaran daha rahat hareket edebilmişlerdir.
Türk ordusu büyük taarruz ve başkomutanlık meydan muharebesiyle Yunanı yenip yurttan atmaya denize dökmeye yöneldiğinde ve 9 Eylül’de İzmir kurtulduğunda Bandırma bölgesi hala Yunan işgali altındadır. Ama Güney Marmara da askeri kuvvetlerimiz özellikle 1. orduya mensup kuvvetlerimiz bu bölgedeki şehirlerimizi işgalden kurtarmaya başladığında başta Balıkesir merkez olmak üzere ona ait ilçeler de askeri kuvvetlerimiz derhal hareketlenmiş ve Yunan garnizonlarının üzerlerine atılmışlardır. Balıkesir 6 Eylül de Yunanlılardan temizlenirken aynı bölgedeki İvrindi gibi ilçelerde işgalden kurtarılmışlardır. Balıkesir’imizin pek çok ilçesi kendine mensup milis kuvvetlerince kurtarılmışlardır. Nitekim Gönen bunların en tipik örneğidir. Kendi bölgesindeki milis kuvvetlerince Yunan işgalinden kurtarılan Gönen’e kurtarılış tarihi 6 Eylül tarihinden sonra askeri birliklerimiz gelebilmişlerdir.
O zamanlar bandırmanın bir nahiyesi olan Manyas 14 Eylül’de kendi milislerince komşu ilçe Karacabey, Manyas milislerinin de katıldığı milis kuvvetleri tarafından 14 Eylül’de Yunan işgalinden kurtulmuştur. Susurluk 7 Eylül’de kurtulurken Bandırma hala Yunan işgalindedir. Çevredeki ilçelerden kaçabilen çekilebilen Yunan kuvvetleri de bandırmaya yığılmaktadır. Karadereye kadar kurtarılan bölgeler ve Susurluk sınırına kadar kurtarılan bölgeler Gönen tarafından kurtarılan bölgeyle sınırlandırılan bandırma hala işgal altındadır.
Bandırmadaki Yunan işgal garnizonu kendini emniyete almak için bazı kaynakların 2000 kadar gösterdiği İslam Bandırmalıyı tutuklayıp Haydar Çavuş Camiine hapsetmiştir. Yunanlıların karşı tedbirleriyle ve Yunanlılarla ortak hareket eden bazı kişilerin çabalarıyla Bandırma kendi halkı tarafından herhangi bir kurtuluş girişimi yapamayacak hale getirilmiştir. Zaten bandırma halkından parasını ve malını bırakmaya kıyamayanlar dışında terk edildiğinden olsa gerektir ki kurtuluş yıllarında Bandırmadaki işgalcilerle halk arasında hiçbir çatışma söz konusu olmamıştır. Tabi Bandırma halkından olup da silahlı kuvvetlerimize katılan bireylerde çoğunluklu olarak şüphesiz mevcuttur.
Ama tuhaftır ki Çanakkale cephesine katılıp 380 civarında şehit veren Bandırma ve çevresinin kendisinin kurtarışında bir tek şehidi veya gazisi yoktur desem umarım hata etmiş olmam. Bu nedenle Bandırma halkının 17 Eylül’de gerçekleşen kurtuluşunda halkı arasından görev almış kimseleri görememekteyiz.
Bandırmamızın kurtuluşunda kuzeyden Mudanya üzerinden gelen 61. Alay ve Kocaeli grubunun rolü büyük olmuştur. Şehri bu kuvvetler kurtarmıştır. Bu kurtuluş için Marmara evleri yakınındaki delikli bayırda yapılan çatışmada galip gelen kuvvetlerimiz şehrin kurtarıcısı olmuşlardır daha sonra buradan hareket eden askerlerimiz Edincik ve Erdek’i de kurtaracaklardır.
Şunu önemle vurgulamak isterim ki 1. Dünya harbinin son yıllarından kurtuluş harbinin bitimine kadar olan Bandırma halkı TBMM hükümeti ile İstanbul hükümeti arasında bocaladığından Yunan kuvvetleriyle ciddi mücadeleye gereken önemi verememişlerdir. Üstelik Yunan kuvvetlerinin denizden takviye alabilmesi işgal kuvvetlerinin Yunanlılara yardımcı olması Bandırmanın geç kurtuluşunun sebeplerini oluşturmuşlardır.
Bütün bunlardan sonra tekrar vurgulamak isterim ki Bandırmanın Yunan işgalinden en son kurtarılan yerlerinden biri olmasının sebebi o zamanki Bandırma sakinlerinin çoğunluğunun azınlıklara mensup olması Bandırma sakinlerini oluşturan İslam ahalinin ise Osmanlı halifesine Osmanlı sultanına kendilerini daha yakın hissetmeleri ve Bandırma bölgesinde yaşayan aslen Türk olmalarına karşı kendilerini Türk görmeyip ayrı bir millet gören bazı İslam ahalinin yunanla işbirliğine yönelmelerinin onlara dayanarak Güney Marmara bölgesinde onlara bağlı ayrı bir devlet kurmaları isteği nedeniyle Kuvayi Milliyenin daha doğru Türk askeri kuvvetlerinin bölgeye geç intikali nedeniyle meydana gelmiş bir olgudur.
İşin tuhafı olan bir nokta ise bandırmanın çevresinin kurtarışı 1. Orduya mensup askeri kuvvetler tarafından gerçekleştirilmesine karşılık Bandırma çevresi halkından kurtuluş yoklunda tek bir şehit bile verilmemesine karşılık o zamanın Bandırmasında yaşamış bazı çetecilerin ve hatırı sayılır kişilerin bandırmanın kurtuluşu yolunda kahraman gösterilmesidir. Bu iddiamızın doğruluğunun ispatı ise Ayyıldız tepedeki anıtın hitabesinde tek bir Bandırmalının tek bir Bandırmalı şehidin hatta Balıkesirli şehidin bulunmamasıdır.