güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

BANDIRMA OLARAK ÇANAKKALE ZAFERİ’Nİ VE ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNİ DEĞERLENDİRMEDEKİ EKSİKLERİMİZ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

BANDIRMA OLARAK ÇANAKKALE ZAFERİ’Nİ VE ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNİ DEĞERLENDİRMEDEKİ EKSİKLERİMİZ

Kıymetli Okurlarım,

Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümü kutlamalarının şehitlerini anma programlarının yaşandığı günlerde insanın aklına şu sorular geliyor. Bandırmalı olarak Çanakkale şehitlerini anma konusunda, Çanakkale Zaferi’ni değerlendirme ve irdeleme konusunda yapmamız gerekenleri gereği gibi yapabiliyor muyuz? Bu yazım ile bunu sorgulamak, irdelemek istiyorum. İnsan düşünmeden edemiyor. Bu konuda eksiklerimiz nelerdir? Bence bu konudaki eksiklerimiz hakkında şunları söyleyebilirim. Kafamdaki sorular ışığında Bandırmalının Çanakkale Zaferi ve Çanakkale şehitleri konusundaki icraatlarını sorguladığımda icraatlarımızın eksikliği konusunda şunları söyleyebilirim.

Artık yıllardır kutladığımız 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferinin kutlanışının 104. Yılına ulaşmış bulunmaktayız. Bu demektir ki Çanakkale savaşlarının gerçekleşmesinden bugüne 104 sene geçmiştir. Bu savaşlara katılan rakiplerimizi oluşturan müttefik devletlerin sade vatandaşı aydınları ve bilimsel çevreleri bu savaşları her yönüyle inceleyip, irdelemeyi ve kendi açılarından gerçekçi olarak değerlendirmeyi başarmış olmalarına karşılık ne yazık ki biz Türkler bu savaşları hala tam manasıyla anlayıp değerlendirecek şekilde incelemeyi sonuç olarak da değerlendirip anlamayı başarmış durumda değilizdir. Çünkü aydınımızdan, bilimsel çevrelerimizden başlayarak sade vatandaşımıza varıncaya kadar insanımız Çanakkale savaşlarına bakış açısından ikiye bölünmüş vaziyettedir. Önemli bir kısmımız Çanakkale savaşlarını ümmetçi zihniyetle irdeleyip İslamcı bakış açısıyla değerlendirerek Çanakkale savaşlarını hamasi anlatımlarla, dinsel öğelerle efsaneleştirerek anlatmaya, gerçekleri öyle kabul etmeye yönelmiş bir durum arz etmekteyiz. Bu grubun anlatışına bakılırsa Çanakkale zaferlerinin denizde ve karadaki bütün galibiyetleri evliyaların, ermişlerin güç ve kudretiyle kazanılmış başarılardır. Bu nedenle Mehmetçiğin, silahın, Türk subayının, Mustafa Kemal’in bu zaferde hiçbir payı yoktur.

 İkinci grup insanımız ise Çanakkale savaşlarını ve zaferlerini tamamen Mustafa Kemal’e onun kabiliyet ve özelliklerine bağlayarak açıklamaya yönelen gruptur ki bu grup daha ziyada Türkiye Cumhuriyet’inin kuruluşunu benimseyip bu kuruluşu Mustafa Kemal’e mal edenlerden oluştuğunu söylemek mümkündür. Öyle ki bu gruba göre Mustafa Kemal’i Mustafa Kemal yapan Çanakkale cephesindeki başarıları onu Mehmetçikle özdeşleştiren Çanakkale cephesindeki kumanda ve emretme gücü olduğu gibi Mustafa Kemal’i kurtuluş harbinin lideri ve başkomutanı yapan da Çanakkale cephesindeki başarılarıyla tanınmasıdır. Çanakkale cephesi ve savaşları konusunda toplum olarak fikir birliğine varamadığımız bir diğer nokta ise Çanakkale savaşlarının bir vatan müdafaası veya Almanlar uğruna, onların çıkarları uğruna yapılan bir lüzumsuz savaş olması konusunda karar veremememizdir.

 

Bir grup insanımıza göre karşımızdaki düşman kuvvetler Çanakkale’de vatanımızın bağrına saldırmışlar biz topyekûn vatanımızı savunmuş kanımızı su gibi akıtmak pahasına, canımızı dişimize takarak vatanımızı korumuşuzdur. Az sayıda da olsa bir grup insanımıza göre Çanakkale savaşları aslında düşmanın bizim saldırımıza karşı yaptığı bir karşı saldırıdır. Bunu diyenlere göre İngiliz ve Fransızların müttefikleriyle Çanakkale’ye saldırmalarının sebebi bizim Almanların isteğine uyarak Sarıkamış bölgesinde Ruslara saldırmamızın üzerine Rusların müttefikleri olan İngiliz ve Fransızlardan bize karşı böyle bir saldırı yapılmasını istemesidir. Bu nedenle Çanakkale’ye yapılan saldırı düşmanın bize saldırısı değil, bizim saldırımıza karşı cevap olarak gerçekleştirdiği bir saldırıdır. Nasıl bizim Süveyş kanalı bölgesine yaptığımız, Mısır bölgesine yaptığımız saldırı Çanakkale cephesi saldırılarına karşı cevabi bir saldırıysa Çanakkale’ye karşımızdaki düşmanların saldırısı da bizim Sarıkamış saldırımıza cevabi bir saldırıdır. Bu yüzden de bu cephede yapılan bu savaşlar vatan müdafaasından ziyade Almanların düşmanı olan İngiliz ve Fransızların elindeki silahlı kuvvetlerinin, ordularının büyük bir kısmını burada tutarak onları burada oyalayarak Almanların karşılarındaki İngiliz ve Fransızların ezici gücünden kurtulmasına hizmet edilmiştir. Çanakkale savaşları konusunda toplumumuzun anlaşamadığı bir diğer nokta da burada Türk milletinin Mehmetçiğin düşmanla çarpışıp yendiği fikri ile İslam toplumunun Hristiyanlarla çarpışıp onları yendiği fikrinin karşı karşıya gelmesi durumudur. Bir gruba burada İslam askeri Hristiyan Avrupa askerini yenmiştir. Bir gruba göre ise Mehmetçik karşısındaki üstün düşman kuvvetini yenmiştir. Bu iki fikirde tam manasıyla tasdik edilme durumundan uzaktır. Bizim askerimize İslam askeri demek doğru olmayacağı gibi karşımızdaki düşmanlara da Hristiyan askeri demek doğru değildir. Çünkü bizim askerimizin içerisinde subay yani yönetici kadro olarak Alman subayları bulunduğu gibi Osmanlı tebaası, Hristiyanlardan da asker mevcuttur. Düşmanlarımızın safında da Hintli ve Sudanlı Müslüman askeri birliklerde bulunduğuna göre Çanakkale savaşlarına Hristiyan İslam savaşı demek bir oranda sakıncalıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.