güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

3 Martın Türk İnkılap Tarihi Açısından Değerlendirmesi

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Diyanet İşleri Başkanlığı’mız 1924’teki kuruluşundan bu yana Laiklik anlayışından da Laiklik anlayışını kuvvetlendirme çabasından da bence hafif uzaklaşmalar göstermektedir. Belki devlet sistemimizdeki farklılaşmalar nedeniyle sergilenen son duruma göre Kuran kursu denilen eğitim kurumlarını da bizzat yürütüp işletmeye yönelmesi  Tevhid-i Tedrisat Kanunuyla çakışır bir özellik yaratabilecek bir durum ortaya koymaktadır diye düşüncesindeyim. Diyanet İşleri Başkanlığı’mız son dönemde bütçe olarak personel olarak pek çok yatırım bakanlığından daha fazla imkana sahip kılınırken bu yetmezmiş gibi birde kendisine yardımcı olarak oluşturulan diyanet vakfı gibi kurumlarla maddi imkan yönünden daha da kuvvetlenmekte buna karşılık bu imkanları oranında topluma hizmet vermemektedir diye düşünmekteyim. Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı’nın elindeki maddi imkanlara rağmen hala ibadethanelerimiz yani camilerimiz halka yöneltilen çağrılarla yaptırılmakta devletin diyanete tahsis ettiği meblağlar diyanetin çalışma sahasını oluşturan cami ve kuran kurslarına yatırım olarak aksettirilmemektedirler. Ne tuhaftır ki İslam dini dışındaki Semavi din sahipleri kendi ibadethanelerinin yapımını, tamirini hatta din görevlilerin ücretini kendileri öderken hatta Sünni mezhep dışındaki İslam kesimi de aynı durumu gösterirken sadece Sünni İslam kesimi diyanetin elindeki nakli imkânlarla Diyanete Bağlı Personelin maaş ve diğer masraflarını ödemekle iktifa etmektedir. Bütün bunları belirttikten sonra şunu vurgulamak isterim. Bence artık Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yeni bir şekillendirilmeye tabi tutulması şarttır. Ülkemizdeki azınlıkların din işleri Lozan Antlaşmasıyla belirli kaidelere oluşturulduğundan onlar dışındaki tüm din mensuplarını özellikle Sünni mezhep dışında kalan Şii, Harici, Alevi İslam kesimlerini de kapsayacak, onlara da hizmet verecek yeni bir Diyanet İşleri Teşkilatı oluşturmanın zamanı gelmiştir. Bunu yapmanın iki yolu vardır. Ya eldeki Diyanet İşleri Başkanlığı yenilenmeli kendisine eklenecek yeni oluşumlarla bu hizmetleri verebilecek hale getirilmeli veyahut da bu Diyanet İşleri Başkanlığı lavedilip yerine tüm Türkiye vatandaşlarının din işlerini yürütüp, yönetebilecek hepsine hizmet verebilecek yeni bir Diyanet İşleri Başkanlığı oluşturulmalıdır. Bu benim düşüncemdir. Bu olur olmaz bunu bilemem ama Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın tüm insanımıza aynı hizmeti vermediğini ortaya koyan bazı toplumsal istekler olduğu da ortadadır. Nitekim toplumumuzun Alevi kesimi, Şii kesimi bu Diyanet İşleri Teşkilatından ümit kesmiş olmalıdır ki bu yüzden kendilerine kendi Diyanet İşleri Teşkilatlarını kurma, oluşturma fırsatının verilmesini istemektedirler. Şunu da belirtmek isterim ki Mustafa Kemal 3 Mart 1924’te Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurduğunda sadece Sünni kesime hizmet verecek bir din yönetimi oluşturmak amaç ve fikrinde olmuş olamaz. Bence o yaşamış olsaydı toplumumuzdaki her kesimi kucaklayabilecek her kesime eşit uzaklıkta olup eşit yaklaşımla hizmet verebilecek bir Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilatının oluşmasını mutlaka teşvik ederdi. Çünkü onun amacı bu kurum sayesinde devletin laikliğini korumaktı. Ama bugünkü sadece Sünnileri koruyan Sünnilere hizmet veren tek taraflı bakışla çalışan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın topluma hizmet vermesi toplumun birlik ve beraberliğini sağlaması toplumun laik yapısını koruması oldukça zordur düşüncesindeyim. Bugün 91. Kuruluş yıldönümünü yaşayan Diyanet İşleri Teşkilatımızın bünyesinde görev yapan en üst noktadan en alt noktadaki görevlisine kadar tüm personelini kutluyor kuruluşunuzun 91. Yıldönümü kutlu olsun diyorum. Ancak kuruluşunuzun tüm toplumu kucaklayacak hale gelebilmesi için teşkilat olarak, personel olarak, ideal olarak bu  yöne yönelip bu yöndeki çalışmalarınızla topluma hizmet vermeye yönelmenizin gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Sözlerime son verirken 1924’ den bu yana Diyanet İşleri Teşkilatında başarıyla, şerefle hizmet vermiş bugün toprak olmuş tüm Diyanet personeline tanrıdan rahmet diliyorum. Ruhlarınız şad olsun. Yeriniz cennet olsun.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.