güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

24 Temmuz Tarihinin Türklük, Türkiye ve Türk Basını Açısından Önemi

Yazının Giriş Tarihi: 26.07.2023 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.07.2023 15:59

Bu gibi gruplara göre Lozan Antlaşması kurtuluş savaşı sonucunda kazanılan zaferin getirilerine, getirmesi gerekenlere tam manasıyla sahip çıkmayı gerçekleştiren bir anlaşma olamamıştır. Bu gibi grupların görünüşteki Lozan hükümlerine karşı çıkış sebebi buysa da bu gibi grupların Lozan Antlaşması’na karşı olmalarının hatta Lozan Antlaşması’nın tekrar gözden geçirilmesini istemelerinin esas sebebi Lozan Antlaşması’nın Osmanlı devletini Osmanlı hanedanını Osmanlı hilafet yönetimini saltanat yönetimini bir daha kurulmamak üzere ortadan kaldırmış olmasıdır.

Çünkü yukarıda sözüne ettiğim gruplar Osmanlı hükümetinin devletinin tekrar kurulmasını bugünkü Türkiye Cumhuriyeti yönetim sisteminin ortadan kalkması gerektiği inancına sahiptirler. Bu nedenledir ki Osmanlı devletinin zamanında kurulmuş danıştay, jandarma teşkilatı, polis teşkilatı gibi hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi kuruluşlarının sanki Osmanlı devletinin zamanından itibaren varlıklarını koruyan kuruluşlarmış gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan önceki döneme uzanan tarihler gösteren kuruluş yıldönümlerini kutlamakta bu yolla sanki Osmanlı devleti yaşıyormuş gibi izlenimler uyandırmaya çalışarak hayallerini bir oranda yaşatmayı sürdürmüşlerdir. Bu nedenledir ki bugün yukarıda saydığım gruplar bugünkü tabirle eski yönetim yanlıları cumhuriyet sistemi ve laiklik düşmanları Lozan Antlaşmasını kafalarında bir türlü kabule yanaşmamakta hatta Lozan’ın gerçekleşmesini sağlayan ulu önder Mustafa Kemal’i de kendilerine hedef seçebilmekte mahsur görmemektedirler düşüncesindeyim.

Biraz daha farklı düşünerek Mustafa Kemal’in gerçekleştirdiği cumhuriyet sistemini ortaya koyduğu ilkeleri ve inkılapları yok edebilmek için yok kabul ettirebilmek için Lozan Antlaşması’nı hedef görmekte ortadan kaldırılması, yenilenmesi gibi fikirleri ortaya koyabilmektedirler düşüncesindeyim. Bu gibi düşünce sahiplerine göre Osmanlı devletinin Osmanlı hilafet sisteminin geri gelebilmesi tekrar ihya edilebilmesi için Lozan Antlaşması ve hükümleri ortadan kalkmalıdır. Bu nedenle bu düşünce sahipleri Lozan antlaşmasını kendilerine hedef seçmek Lozan Antlaşması’nın ihlali ve ortadan kalkması yolunda dış mihraklarla işbirliği yapmakta düşünceme göre sakınca görmemekte, mahsur görmemektedirler düşüncesindeyim.

Bugün Türk milleti olarak Türk devleti ve yöneticileri olarak Türk ordusu olarak Türk gençliği olarak Lozan Antlaşmasına sahip çıkmamız bu antlaşmanın hükümlerini bize kazandırdıklarını tüm uluslararası sahalarda titizlikle korumalı geçerliliğini kaybetmemesini devam etmesin sağlamak için her türlü çalışmayı fedakarlığı gerçekleştirmekleyiz düşüncesindeyim. Ne yazık ki ülkemiz kamuoyunda hatta halk kitleleri arasında Lozan antlaşmasını hedef alan iç ve dış mihrakların Atatürk’ün ilkelerini inkılaplarını icraatlarını karalamak peşinde koşan çevrelerin yerleştirdiği yanlış bir inanç da vardır. Bu inanca göre ülkemizde mevcut bulunan madenlerin açılıp işletilmesini Lozan Antlaşması hükümleri sınırlamaktadır. Lozan antlaşmasının 100. yıldönümüne kadar sözde bu hükümler geçerlidir. Bu hükümler 100. Yıl sonunda kalkacağından madenlerimize tam manasıyla sahip çıkacak işleterek daha refah ortamına gelişmişlik seviyesine çıkabilmemiz mümkün olacaktır.

Bu yanlış itikat ve anlayış tarihsel olarak gerçeklere dayanmamaktadır. Çünkü Lozan Antlaşması’nın madenlerle ilgili böyle kısıtlamalara yer verdiği hükümler hiçbir zaman olmamış ve antlaşma metinlerinde yer almamıştır. Bu iddialar hep sözüne ettiğim Eski Rejim Yanlılarının, Osmanlıcıların, Saltanatçıların, Hilafetçileri, Arapçıların, Tarikat ve Cemaatçilerin içinde yer aldığı grupların Mustafa Kemal’i ve cumhuriyet sistemini kötü göstermek amacıyla Osmanlı devleti benzeri oluşumları diriltebilmek, oluşturabilmek için Türk kamuoyunu yanıltma çalışmalarının ürünüdürler.

Çünkü Lozan Antlaşması imzalandıktan sonra Anadolu Türklerinin hatta yeryüzündeki Türkleri herhangi bir hanedan yahut saltanat yahut hilafet sistemi altında yaşamalarını gerçekten ortadan kaldırmıştır. Lozan antlaşmasından sonra hiçbir Türk toprağında padişah kral, halife yönetimi görülmemiş kesinlikle ortadan kalkmıştır. Bu yüzdendir ki Lozan Antlaşması bu gibi yönetimleri isteyenlerin. Hedefleyenlerin ortadan kalkmasını istedikleri, düşündükleri bir antlaşma olmuştur düşüncesindeyim.

24 Temmuz tarihinin medyamız açısından da önemli bir tarih olduğu bilinmektedir. Yani 24 Temmuz tarihi içinde bulunduğumuz gazeteci camiamız açısından ve gazetecilik açısından önemli bir gündür. Çünkü gazeteciler cemiyeti bu tarihi gazeteler üzerinden sansürün kalktığı tarih olarak basın bayramı kabul etmiştir. 1950 yılından bu yana değerlendirilen bugün bir başka deyişle bu önemli gün bu bayram yazılı basın camiamıza haliyle basın camiamıza kutlu olsun. Ne var ki basın üzerinden kaldırıldığı için basın bayramı ilan edilen sansür bence bugün hala mevcuttur. Belki kanunen böyle bir sansür yoktur ancak bugün ülkemizde veya benzeri ülkelerde yönetimlerin gazete patronları üzerinde yarattığı bir sansürden ve gazete patronlarının da bu sansür etkisiyle kendi gazetelerinde yer alan gazeteciler üzerinde yarattığı dolaylı bir sansürden söz etmenin mümkün olduğunu düşünmekteyim. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.